Anlayış

1K 120 67
                                    

Arkadaşlar, cumartesi günü yayımlayamadığım için tekrar özür dilerim.
Umarım bölüm hoşunuza gider.
Diğerlerine göre biraz daha kısa ama olsun.
Yarın görüşmek üzere! İyi okumalar!


"Yanılmış olmalıyım..."

Aynı cümleyi bir kez daha kendi kendime tekrar ediyordum. Bu defa Merope için değil, Harry'nin söylediği şeyi anlamış olduğum içindi. Yalnız, hesapladığım ufak bir ihtimal vardı:

Daha önce kitabı defalarca okumuş olduğumdan ve Harry'nin orada ne diyeceğini bildiğimden küçük bir yanılgı yaşamış olabilirdim. Yani, Harry Çatal dilinde konuşmuş olsa bile beynim onu normal bir biçimde algılamış olabilirdi. Evet, bu ufak ihtimal benim sığındığım tek geçerli sebepti.

Ben Çatalağız değildim, olmama imkan yoktu. Bununla bir ilgim yoktu. Normal bir Slytherin öğrencisiydim, o kadar.

Yine de... Bundan emin olmak istiyordum. Normal olduğumu kendime kanıtlamak istiyordum. Muhakkak Harry ile konuşmalı ve yeniden Çatal dilinde bir şeyler söylemesini sağlamalıydım. Böylelikle kafamı kurcalayıp duran sorunları kökünden kazıyabilirdim.

Olaydan ertesi gün, havaya sıkı bir tipi hakimdi. Pencerelerin ardındaki iri, döne döne yağan kurşuni karlar yüzünden şato, gündüzleri normalde olduğundan daha karanlıktı.

Harry'yi bulmak için ise ders arasını beklemek zorunda kalmıştım. Onun Bitki Bilimi dersi hava şartları yüzünden iptal edilmişti.

Kitaplarımı sıkıca kavrayıp kütüphaneye doğru ilerledim. Tesadüf bu ki (ya da kitabı ezberlediğim için olsa gerek) Harry de benim olduğum tarafa doğru yürüyordu.

Yüzünden, moralinin bozuk olduğu besbelliydi. Biraz da öfkeli ve aceleci bir hali vardı. O kadar dalgındı ki yanımdan geçip gitmek üzereydi.

Hemen kolunu yakalayıp onu durdurdum.

"Harry," diyerek gülümsemeye çalıştım. Bir yandan da onu başımla selamlıyordum.

Çatık kaşlarının gevşeyişini gördüm. O da yarım yamalak gülümsedi.

"Julliet," dedi sakin bir ses tonuyla. "Üzgünüm seni görmedim Biçim Değiştirme Dersi'ne yetişmeye çalışıyordum."

"Evet, anladım..." Kolunu bırakıp karşısında durdum. "Ama moralin de oldukça bozuk görünüyor."

"Ah..." Yeniden kaşlarını çattı, bir süre düşündü.
"Justin ile konuşmak istiyordum ama bulamadım. Onun yerine... Bir grup Hufflepuff benim hakkımda konuşuyordu ve hakkımda pek iyi şeyler söylemiyorlardı... Yani..."

"O yılanı Justin'e saldırttığını düşünüyorlardı, değil mi?"
Aniden atıldığım için biraz utanmıştım. Yanaklarımın ısındığını hissediyordum.
"Şey... Çatalağız olduğun için..."

Harry, sıkıntıyla derin bir iç çekti. Geri dönüp hepsini pataklayacağından korkuyordum, neyse ki kavgacı biri değildi.

Yüzündeki kızgınlığın aksine yumuşakça "Evet," dedi.
"Ben de kendimi açıklamak istiyordum ama bana inanacaklarını sanmıyorum."

"Ben inanıyorum," diye mırıldandım. Hafif bir tereddüt hissetsem de Harry'ye söylemek istiyordum.
"Onu durdurmaya çalıştığını duydum."

Eğer Harry Potter'da Olsaydım (2)Where stories live. Discover now