" Siz kimsiniz? "

3.3K 450 148
                                    

Hastanenin büyük otomatik kapısı açıldığı anda soludukları her nefeste ciğerlerine ilaç ve dezenfektan kokusu doluyordu.

Namjoon, her adım atışında kalbi daha da hızlanıyordu. Heyecandan bayılabilirdi. Uzun zamandır görmemişti. Yoongi, danışmana Yun'ın olduğu odayı sorarken Namjoon diyeceklerini kafasında hazırlıyordu. Son cümlesini aklından geçirince üst dudağı yukarı doğru kıvrıldı, gamzesi ortaya çıktı.

Yoongi odayı öğrendikten sonra asansörün yanına gidip beklemeye başladılar. ''O da orada mıdır?'' Namjoon parıltılı gözlerle Yoongi'ye baktı. Yoongi tebessüm ederek kafasını aşağı doğru eğdi hafifçe. Asansör geldiğinde kapısının açılmasını beklediler. İçeri girdiklerinde Yoongi 6. kata bastı. Asansör yukarı çıktıkça Namjoon'un kalbide yukarı doğru çıkacak gibi oluyordu.

Asansör durduğu anda Namjoon kendini hastanenin geniş koridoruna attı. Yoongi oda numarasını biliyordu ama hastane oldukça büyük olduğundan pembe üniformalı kadına sordu. Kadın nazikçe odanın nerede olduğunu söyleyince oraya doğru yürümeye başladılar. 

Namjoon etrafına bakınırken sevdiğini gördü. Koridorun sonunda ki lacivert sandalyede öylece oturuyordu. Gözlükleri takılıydı. Ellerini göğüsünün önünde bağlayarak oturuyordu. Onun yanında annesi ve babası vardı. 

Odanın önüne geldiklerinde Yoongi elindeki çiçek demetini annesine uzattı. 

''Merhaba, geçmiş olsun biz Yun'ın arkadaşlarıyız.'' dedi Yoongi. Ardından ikiside hafifçe eğildiler. Kadın geldikleri için teşekkür etmişti. Biraz Yun'ın durumu hakkında konuşmuşlardı. Namjoon Seokjin'in sağ tarafında ki sandalyeye oturmuş yüzünü inceliyordu. Her bir detayını hafızasına kazıyordu. Seokjin birden kafasını çevirince panik oldu Namjoon. Yere bakmaya başladı birden.

''Siz kimsiniz?''

''Namjoon ben, tanışmıştık ya hani.''

''Oh, hatırladım.'' 

Hasta ziyareti kısa olur icabında Yoongi kalkmak için izin istedi. Seokjin, Namjoon gitmesin istiyordu. Aynı şekilde Namjoon'da öyle. Gitmek istemiyordu. 

Namjoon, kadının elini sıktı. Babası hava almak için bahçeye gittiğinden yoktu. Seokjin ayağa kalktı. Namjoon ile karşı karşıya geldiler. Seokjin elini uzattı, tutmadı Namjoon elini gencin. 

Sıkıca sarıldı birden gencin boynuna. Güzel kokusunu içine çekti. Seokjin şaşırmıştı. Kalpleri delicesine çarpıyodu ikisininde. Boşta kalan kollarını beline sardı Seokjin. Kafasını hafifçe omzuna koydu Namjoon'un. Annesini umursamadı. 

Namjoon kafasını kaldırıp Seokjin'in kulağına yaklaştırdı. Nefes verdi ilk baş. İrkildi Seokjin. Belki ilk cümlelerini söyleyememişti ama son cümlesini söyleyecekti. Dudaklarını ıslattı diliyle ardından konuşmaya başladı.

''Seni çok seviyorum Seokjin.''

ay kalbim küt küt

ağlıyorum
:'
bu arada kısa hikayede 246. yız hepinize aşşşırı teşekkür ederim 💞💞
kendinize dikkat edin sizi seviyorum çingular
💞💞💞

''''''''

🌹

Eye ❝ namjinWhere stories live. Discover now