sanırım

5.1K 624 146
                                    

Saat 01:30 gibi Namjoon yatmak için odasına geldi. Duvarda ki prize dokunarak lambayı açtı. Odasının içi aydınlanınca dolabının önüne gelip yeşil pijamalarını çıkardı. O da herkes gibi pijamalarla çok rahat ediyordu. Pijamalarını yavaş hareketlerle giydi. Telefonunu yatağının üzerinden alıp, beyaz komodine koydu. 

Yorganı kaldırmadan üzerine yattı. Lambayı kapatmamıştı hala. Dışarıdan bakıldığında sokakta tek yanan lamba onun penceresinden çıkarak, sokağı hafif aydınlatıyordu.

''Her zaman başımı yastığa koyduğumda uyurdum. Ama son iki gündür uyuyamıyorum. Nedeni sen misin Seokjin, huh?''

''Son zamanlarda hem aklımdasın, hem kalbimde. İlk kez böyle oluyorum. Ağır geliyor ama alışacağım.''

Namjoon, ilk defa göz yaşlarını tutamıyordu. Daha fazla dayanamayarak göz yaşlarının süzülmesine izin verdi. Gözlerinden akıp giden yaşlar, şakaklarından yastığına damlıyordu. 

Yatağının yanında olan komodine koyduğu, siyah telefonunu aldı. Rehberine girip annesini aradı. Saattin geç olmasına aldırmadı. Çünkü biliyordu ki annesi saat kaç olursa olsun oğlunun telefonunu açardı.

''Alo Namjoon?''

''Anne...''

Sesi titredi Namjoon'un. Derin bir nefes alıp sertçe dışarı verdi. 

''Namjoon, bir şey mi oldu? Endişeleniyorum.'' kadın haklıydı. Namjoon bir derdi varmış gibi -ki var- nefesini dışarı vermişti.

''Hayır anne...'' Namjoon hafif gülerek gamzesini çıkardı ortaya. Ah, kusursuz görünüyordu.

''... endişelenme lütfen, sadece...''

''Sadece ne ?''

''Sanırım, aşık oluyorum.'' 

01:30
iyi geceler
🌹

Eye ❝ namjinOpowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz