mutluydu

4.4K 575 124
                                    

Okulunun bitmiş olması Namjoon'u ne kadar mutlu ederse etsin, sevdiği adamı bir daha görebilme merakı onu göründüğü zamanın hayalini kurup kalbinin delicesine çarpmasını sağlıyor, derin bir duygu ortaya çıkartıyordu.
Onu görme hayali bile kalbini hızlandırıyordu.

Garip hissediyordu. Yattığı rahat yattakta sağa doğru biraz kaydı. Tavana baktı. Derin bir nefes alıp geri vermedi bir müddet.

"Onu.." aldığı nefesi daha fazla içinde tutamayarak geri verdi. Verdiği sıcak nefes, odada ki havaya yayılırken devam etti "...çok seviyorum."

Yatağının yanındaki beyaz komodinden telefonunu aldı. Sosyal medya hesaplarında  dolaşırken instagramdan gelen bilidirim ekranın üstünde belirdi. Gelen bildirime tıkladı.

Kimxyun sizi takip etmek istiyor.

Yun? Aslında tanımadığı kişileri kabul etmezdi. Ama ismi niyeyse tanıdık geliyordu. Yun.. Yun.. Kadının profiline girdi,  hesabı gizliydi.

Gözlerini tavana dikti yeninden. Birden aklına geldi, gülümsedi ve takip etmesine izin verdi. Belki burdan fotoğraflarını bulabilirim, diye düşündü. Geri takip etmek için istek yolladı.

Yorganı üstünden atıp yatağında oturur pozisyona geçti. Kollarını iki yana açtı. Gövdesini öne doğru çıkardı. Esnediğini belli eden sesler çıkardı. Sırtı kütlüyordu.

Hala oturur pozisyondayken etrafa boş boş baktı. Değişen bir şey olmamasına rağmen odasını yeni görmüşcesine süzdü.

Yataktan inip doğru mutfağa gitti.

"Bugün çok mutluyum Seokjin. O yüzden kendime harika bir kahvaltı hazırlayacağım." artık kendi kendine konuşurken Seokjin'in orada olduğunu hayal ediyordu.

Buzdolabından süt çıkardı. Kapatmadan birkaç saniye daha baktı dolabın içine. Gülümsedi.

Uzanıp üst rafın kapağını açtı. Yeşil kasesini aradı. Göremedi ilk başta. En arkada kalmıştı. Biraz daha uzanıp kaseyi almayı başardığında zafer gülümsemesi yerleştirdi dolgulu kıvrımlı dudaklarına.

Bacaklarını kırıp alt tezgâhtan mısır kevreği kutusunu çıkardı.

Yuvarlak masasına yerleştirdi her şeyi. Sandalyesini çekip oturdu. Masaya göz gezdirirken kaşık almayı unuttuğunu gördü.

"Aiish!"

Sandalyesinden kalkmadan geriye doğru ittirdi kendini. Çekmeceye uzanmaya çalıştı. Beyaz sapı tuttuğunda kendisine doğru çekti biraz. İçinden kaşık alıp geri itmedi çekmeyi. Öyle açık kaldı.

İşte, harika kahvaltısı!

Kahvaltısını bitirip salona geçti Namjoon. Kirli beyaz televizyon ünitesinin önüne gelip siyah televizyonunun küçük düğmesine bastı. Televizyon açılırken karşında ki koltuğa iyice yayıldı. Kumandayı eline alıp herhangi bir kanalı açtı.

Telefonunu unutmuştu. Koşar adım odasına gitti. Toplanmamış yatağın içinde aradı telefonunu. Bulduğu gibi salona gitti yeniden. Koltuğuna yayıldı. Rahatını buldu. Televizyonu açmıştı ama izlemiyordu. Hep böyle yapardı. Sadece ses yapması için açardı.

Bildirimlerine girdi direkt. Sevdiği adamın kardeşi mesaj atmıştı. Mutlu olmalı mıydı?

kimxyun: Müsaitseniz yarın öğlen Ocean Kafede buluşalım mı?

kimxyun: Oh üzgünüm, ben çarpıştığınız adamın kardeşi. Size teşekkür etmek istiyor. Lütfen onu kırmayıp gelin.

namjoon.kim: Onu üzmek istemem. Orada olacağım

Namjoon tabi ki onu üzmek istemiyordu. Onu görecekti. Yüzüne bakacaktı. Konuşacaklardı. Kalbi göğüs kafesini delmek istercesine çarpıyor ellerinin içinin terlemesini sağlıyordu.

Namjoon, ilk kez bu kadar mutluydu.

diğer bölümde buluşacaklar
namjoon ne güzel bakıyorsun öyle :3
kendinize dikkat edin
🌹

Eye ❝ namjinWhere stories live. Discover now