Köpekleri Kim Saldı?

1.8K 93 59
                                    

Bazen Tanrı

içinde bulunduğunuz 

durumu 

değiştirmez.

Çünkü,

sizi değiştirmeye

çalışıyordur.




~




''Bundan nefret ediyorum! Nefret! Nefret----Gerizekalı!-- İşe yaramaz--pislik!'' Jiyong kendini yeşilliklere attığında çantasını bir sağ tarafa bir sol tarafa vurmaya devam etti.Sinirini bir türlü bir şeyden çıkaramıyordu.

''Sence---bu çok mu komik? Ha?--- Orospu çocuğu!'' Sonunda çantayı kenara fırlatıp yüz üstü döndü ve ayaklarını çimenlere vurmaya başladı.

''Aşağılık piç--- Sevimsiz şerefsiz--''

''Hayır---hayır, hayır--Parayı bulacağıma söz veriyorum, hyung!''

Jiyong aniden başka birinin sesini duyunca kaşlarını çatıp kafasını gömdüğü çimenlerden kaldırdı.Aslında hala kampüste olduğu için etrafta insanların olması normal olurdu, eğer saat bu kadar geç olmasaydı ve Jiyong her zamanki yerinde olmasaydı.Buraya kimse gelmezdi, binaların arkasında kalıyordu ve oturacak bir yer bile yoktu, Jiyong daha önce burada kendinden başka birini görmemişti.Zaten orada rahat rahat bağrınmasının nedeni de buydu.

''Biraz sessiz olur musun?'' Çocuk telefonu eliyle kapatıp ona doğru sorunca Jiyong ofladı ve elini çimenlerin üzerinde birleştirip yanağını yasladı.Zaten keyfi yoktu, şimdi bir de susması gerekiyordu.

''Kesinlikle---Söz veriyorum, hyung! Bir ay---Hyung--Lütfen! Birkaç ay daha veremez misin?''

Çocuk ondan biraz uzağa oturduğunda, daha çok kendini atmıştı, çok yorgun ve bitkin görünüyordu.Telefondaki adama resmen yalvarıyordu ama karşılık alabiliyormuş gibi durmuyordu.

Jiyong oflamaya devam ederek çocuğu izlemeye başladı.En azından buradaki tek mutsuz insan o değildi.

''Tamam-- tamam-- üzgünüm--Bir ay yeterli, teşekkür ederim.''

Jiyong tekrar oflayıp kafasını diğer tarafa çevirdi ve çocuğa bakmayı kesti.O da para yüzünden üzgün olmak istiyordu, birine çok kötü borçlanmak ve bu yüzden kaçırılmak, dövülmek falan istiyordu.Lanet fiziksel bir acı istiyordu, duygusal değil.

''Siktiğimin pezevengi--- Orospu çocuğu--''

Jiyong tekrar ona dönüp elleriyle çimenlere vurdu.

''Evet! Aynen öyle! Her yer orospu çocuklarıyla dolu!''

''Beni sinir ediyorlar! Sinir!'' Çocuk da aynı onun gibi söylenmeye başladığında, sırtındaki çantayı çıkarıp sinirle yere attı. ''--Ne yani? Bugün şerefsiz olma günü falan mı?!'' Yeşilliklere uzanıp başını fırlattığı çantasına yasladı.

''Kahretsin---'' Jiyong tekrar yüzünü ekşitip suratını çimenlere gömdü. ''Her şeyden nefret ediyorum--''

''Beni dinle Kook--- Hangi deliğe girdiysen seni bulmadan önce ortaya çık---Yoksa gidip o gerizekalı kız arkadaşını bulurum ve aklını alırım--beni anlıyor musun?''

UntitledWhere stories live. Discover now