5. BÖLÜM

5.5K 282 19
                                    

"Seninde beni gördüğün ilk andan beri aynı şeyleri hissettiğini biliyorum.  Eğer farklı bir kurt kabilesine ait olsaydık Kyungsoo'yu da yanıma alır ve buradan uzaklaşırdım. Yerin 7 kalt dibine iner ve kendimi zincirlerdim, hatta gerekirse öz kuzenime ve deli gibi aşık olduğum sevgilime ihanet etmemek için canıma bile kıyardım ama Kızılderili kabilesine ait olduğumuzdan ve bizim için ruh eşleri ve kayıp prens ya da prensesler değerli olduğundan kendimi geri çekmeyeceğim. Ne olursa olsun bunun üzerine gideceğim."

"Ben, ben n-ne-neden bahsettiğini a-anlamıyorum..."

"Anlamana yardımcı olmalıyım o zaman, huh?"

"Lü-Lüfen geri çekilir misin?"

"Bunu seninde istediğini biliyorum. Şimdiden sende benim gibi sertleşmişsin." Kai kendini iyice yaslayarak penisini miniğin kalçalarına sürterken bir elini bırakarak Luhan'ın önüne attı.

"Bedenim istiyor olabilir ama kalbim seni değil, Sehun'u istiyor." Kai duyduklarıyla aniden geri çekilirken dudaklarından küfür kaçtı.

"Lanet! Seni içeride bekliyorum. Endişelenme, sana zarar vermem. Kendi kuzenime ihanet etmeyecek kadar aile bağlarına sadığım." Kai hızla içeri gidince minik ellerini kalbine götürerek derdin nefes almaya başladı. 'Tanrım, ben neye bulaştım böyle?'

Çıplak ve minik ayakları ile salona gittikten sonra esmer olana en uzak köşeye geçti. Kai ise bu sırada kabilesine lanet okuyordu. Miniğin geldiğini görünce başını kaldırdı ama konuşmadı. Hormonları üzerine atlamasını söylesede ürkek bakışlarını gördükçe aklına Sehun ve Kyungsoo geliyor, kendisini dizginliyordu.

"Sehun ve Soo gelene kadar bekle. O zaman her şey daha iyi anlaşılır." Kai konuştuğunda Luhan kafasını sallamakla yetindi.

İkiside konuşmadan birbirine bakarken düşünüyordu.

Biri; Kabilesinin kutsal soyunun ve asil kanının nasıl oluyorda onlarla böyle oyun oynadığını,

Diğeri; Nasıl bir işe bulaştıda durumun bu hale geldiğini.

Ne kadar oturdularda böyle düşündüler bilmiyordu ama açılan kapı ile ikiside düşüncelerinden ayrıldılar. Kyungsoo mükemmel gülümsemelerinden birini sunarak sevgilisinin kucağına oturunca Kai içinde oluşan duygularla sevgilisine sıcacık gülümsemesini verdi. Sehun onların bu haline gülerek yeni bulduğu eşinin yanına gitti. Sevimli yaratığın dudaklarına yönelirken guruldayan karnı ile gülerek alnına yöneldi.

"Birileri benim gibi karnını doyurmamış sanırım."

"Eşyaların yerini bilmiyordum."

"Jongin'e sorabilirdin..."

"Seni beklemek istedim." Sehun gülerek miniği kaldırdı ve mutfağa yöneldi. Kai ise arkalarından bakmakla yetindi. Kyungsoo sevgilisindeki değişikliği anlamıştı ama onun gelip kendi isteği ile anlatmasını bekledi.

"Evet...  Ne yemek istersin?" Sehun küçük eşini rahat görünen sandalyeye oturturken sordu.

"Aşçımız ne önerir?" Luhan kıkırdarken konuştu.

"Aşçınız bu gürültücü yaratığı hızlı şekilde susturacak bir şey önerir." Sehun'da aynı şekilde karşılık verdi ve devam etti "Pizza yer misin?"

Luhan başını salladıktan sonra el çırptı. Sehun onun bu haline gülerek buzluktan pizzaları çıkardı. İki tanesini hazırlarken içecek olarakda kutu kola çıkardı. Hazırladıklarını miniğin önüne koyunca Luhan aç kurt gibi yemeğe atıldı.

"Sakin ol şampiyon, yemekler kaçmıyor. Görende seni kurt sanır."

"Beni almaya geldiğinden beri hiçbir şey yemiyorum. Çok acıkmışım, elimde değil."

innocent and naughty | hunhanजहाँ कहानियाँ रहती हैं। अभी खोजें