22

4.9K 214 2
                                    

Justin'in gidişinin üstünden 2 gün geçmişti ve ben ölü gibiydim. Hasta olmuştum ve evden çıkmıyordum.

Bilinmeyenden de mesaj atacak halim olmadığı için Justin'le konuşamamıştım.

Telefonu elime aldım.

Bilinmeyen numara: heeeeyyy

Justin: selam

Bilinmeyen numara: ne yapıyorsun?

Justin: buraya alışmaya çalışıyorum

Justin: annem sürekli gezmek istiyor benimse tek istediğim uyku

Justin: ve yanımıza bir adam getirdi

Justin: umarım sadece arkadaşıdır

Justin: sen neler yapıyorsun?

Bilinmeyen numara: klasik şeyler

Bilinmeyen numara: aşırı sıkıcı bir tatil yaşıyorum

Bilinmeyen numara: yanına gelmek isterdim

Bilinmeyen numara: eminim tatilin daha güzel geçerdi

Justin: kesinlikle

Justin: bizimkileri gördün mü hiç?

Justin: ben yokken sahne aldılar mı?

Bilinmeyen numara: hayır almadılar

Bilinmeyen numara: adam ve tom hep karşıma çıkıyor ama ave'i görmedim

Bilinmeyen numara: bir şey mi oldu

Justin: beni aramıyorlar

Justin: kendimi kötü hissetmeme sebep oldular

Bilinmeyen numara: sen ara?

Bilinmeyen numara: gurur yapıyorsan şimdiden söylüyorum

Bilinmeyen numara: gurur hiçbir zaman çözüm yolu değildir

Bilinmeyen numara: ve işleri daha da zorlaştırdığını düşünüyorum

Mesajı attıktan hemen sonra hattımı değiştirdim. Çok bile konuşmuştum.

Annemin sehpaya bıraktığı meyve suyunu içmeye başladım. O sırada telefonum çaldı.

Justin arıyor...

Suratımda gülümseme belirdi ve daha fazla bekletmeden aramayı cevapladım.

"Efendim?"

"Selam Ave," derken sesi tedirgindi.

"Selam Justin."

"Ben şey..."

"Sen ne?"

"Ben seni özledim. Çocuklarıda. Yani Tom ve Adam. Ama seni aramak istedim çünkü her neyse, ne yapıyorsun?"

Sesi heyecanlı geliyordu ve kurduğu cümlelere bakarsak ne diyeceğini bilemiyor gibiydi.

"Daha 2 gün oldu Justin. Bıraktığın gibiyiz hepimiz."

Bu sözleri beklemiyordu sanırım, ses çıkarmadı.

"Sanırım biraz kaba oldu. Bizde seni özledik. 1 ay nasıl geçecek bilmiyorum."

"Buraya gelmek yanlış bir karardı Ave. Kendi ülkemde, sizin yanınızda daha huzurluyum emin ol."

"Öyle deme, eğlencene bak. Nasıl gidiyor?"

"Annem deli gibi alışveriş yapıyor ve ben sadece ödüyorum."

Gülmeye başladığımda Justin'de güldü.

"Sesini bile özlemişim Ave."

Duyduğum şey ile kalakaldım.

"Keşke gitmeseydin."

"Keşke. Şimdi kapamam gerekiyor, kendine iyi bak."

"Sende."

Aramayı sonlandırmama rağmen hala telefonu elimde tutuyordum. Onu özlemiştim ve buraya döndüğünde ilk işim ona itiraf etmek olacaktı. Buna nerden karar vermiştim bilmiyorum ama... Yapacaktım işte.

walking on a dream // jbWhere stories live. Discover now