Justin'in gidişinin üstünden 2 gün geçmişti ve ben ölü gibiydim. Hasta olmuştum ve evden çıkmıyordum.
Bilinmeyenden de mesaj atacak halim olmadığı için Justin'le konuşamamıştım.
Telefonu elime aldım.
Bilinmeyen numara: heeeeyyy
Justin: selam
Bilinmeyen numara: ne yapıyorsun?
Justin: buraya alışmaya çalışıyorum
Justin: annem sürekli gezmek istiyor benimse tek istediğim uyku
Justin: ve yanımıza bir adam getirdi
Justin: umarım sadece arkadaşıdır
Justin: sen neler yapıyorsun?
Bilinmeyen numara: klasik şeyler
Bilinmeyen numara: aşırı sıkıcı bir tatil yaşıyorum
Bilinmeyen numara: yanına gelmek isterdim
Bilinmeyen numara: eminim tatilin daha güzel geçerdi
Justin: kesinlikle
Justin: bizimkileri gördün mü hiç?
Justin: ben yokken sahne aldılar mı?
Bilinmeyen numara: hayır almadılar
Bilinmeyen numara: adam ve tom hep karşıma çıkıyor ama ave'i görmedim
Bilinmeyen numara: bir şey mi oldu
Justin: beni aramıyorlar
Justin: kendimi kötü hissetmeme sebep oldular
Bilinmeyen numara: sen ara?
Bilinmeyen numara: gurur yapıyorsan şimdiden söylüyorum
Bilinmeyen numara: gurur hiçbir zaman çözüm yolu değildir
Bilinmeyen numara: ve işleri daha da zorlaştırdığını düşünüyorum
Mesajı attıktan hemen sonra hattımı değiştirdim. Çok bile konuşmuştum.
Annemin sehpaya bıraktığı meyve suyunu içmeye başladım. O sırada telefonum çaldı.
Justin arıyor...
Suratımda gülümseme belirdi ve daha fazla bekletmeden aramayı cevapladım.
"Efendim?"
"Selam Ave," derken sesi tedirgindi.
"Selam Justin."
"Ben şey..."
"Sen ne?"
"Ben seni özledim. Çocuklarıda. Yani Tom ve Adam. Ama seni aramak istedim çünkü her neyse, ne yapıyorsun?"
Sesi heyecanlı geliyordu ve kurduğu cümlelere bakarsak ne diyeceğini bilemiyor gibiydi.
"Daha 2 gün oldu Justin. Bıraktığın gibiyiz hepimiz."
Bu sözleri beklemiyordu sanırım, ses çıkarmadı.
"Sanırım biraz kaba oldu. Bizde seni özledik. 1 ay nasıl geçecek bilmiyorum."
"Buraya gelmek yanlış bir karardı Ave. Kendi ülkemde, sizin yanınızda daha huzurluyum emin ol."
"Öyle deme, eğlencene bak. Nasıl gidiyor?"
"Annem deli gibi alışveriş yapıyor ve ben sadece ödüyorum."
Gülmeye başladığımda Justin'de güldü.
"Sesini bile özlemişim Ave."
Duyduğum şey ile kalakaldım.
"Keşke gitmeseydin."
"Keşke. Şimdi kapamam gerekiyor, kendine iyi bak."
"Sende."
Aramayı sonlandırmama rağmen hala telefonu elimde tutuyordum. Onu özlemiştim ve buraya döndüğünde ilk işim ona itiraf etmek olacaktı. Buna nerden karar vermiştim bilmiyorum ama... Yapacaktım işte.