17

5.4K 243 39
                                    

Şortumu giydim ve balık sırtı ördüğüm saçlarıma baktım. Kumsalda olacak partiye hazırdım.

Adam ve Tom'u beklerken rujumu tazeledim. Şarkı söyleyecek ve eğlenecektik. Bilinmeyen numara olarak Justin'e bugün olan son mesajımı attım. Bu hattı yanıma almayı düşünmüyordum.

Bilinmeyen numara: yarım saate kumsalda olurum

Bilinmeyen numara: bu süre zarfında sana mesaj atacağımı düşünmüyorum

Bilinmeyen numara: şimdiden ikimize de iyi eğlenceler:)

Justin'in mesajını beklemeden hattı değiştirdim. Çalan korna sesleri bizimkilerin geldiğine işaretti. Hızlıca evden çıktım ve arabaya bindim.

-

Kumsala geldiğimizde Justin hala gelmemişti. Gruba mesaj atmaması gelmeyeceğini düşünmeme sebep oldu.

Tom'a döndüm ve omzuna dokundum. Elindeki içkiyi masaya bırakarak bana baktı.

"Justin gelmeyecek mi?"

"Gelecek, birazdan burada olur. Bir şey mi oldu?"

"Hayır, geç kaldı sanırım."

Ayağa kalktım ve hiç tanımadığım insanların arasından geçerek içeceklerin olduğu bölgeye geldim.

"Merhaba."

Arkama döndüğümde bana dikkatlice bakan bir çocuk gördüm. Bana niye laf atmıştı ki?

"Merhaba," dedim çok takılmayarak. İçeceklere yöneldiğimde tekrardan konuştu.

"Buralarda yeni misin?"

"Hayır," diyerek kaşlarımı çattım. Bu kız düşürmede yeni yöntem miydi?

"Daha önce seni görmemiştim."

"Hadi ya ne tesadüf, bende seni."

İçeceğimi alarak bizimkilerin yanına ilerledim. Bileğimden tuttu.

"Tanışmamızda sakınca var mı?"

"Gerek var mı?"

Gülümsedi. O an çocuğu inceledim. Esmerdi, koyu kahverengi dalgalı saçlara sahipti. Beyaz bir gömlek giymişti. Aşırı yakışıklı olmasada göze çarpan bir çocuktu. Gözleri maviydi.

"Her insana böyle soğuk mu yaklaşırsın?"

"Tanımadığım insanlara, evet," dedim ve ellerinden kurtuldum.

"Sen Bieber'ın grubunda ki kızsın."

"Hani daha önce hiç görmemiştin?"

"Dikkatli bakınca fark ettim."

"Chris."

Justin'in sesini duyunca hemen ona döndüm. Kalbimin hızlandığını hissetmemle gözlerimi ondan kaçırdım. Yanımdaki çocuğa seslenmişti.

"Tanıştınız mı?"

Yanımıza geldi ve elini belime koydu.

"İsmini daha öğrenemedim," dedi Chris.

"Ave," dedi Justin.

"Avelaine," diyerek düzelttim Justin'i. "Sadece samimi olduğum insanların kullanmasını tercih ediyorum."

Justin kaşlarını kaldırırken Chris gülümsemekle yetindi.

"Bizimkilerin yanına geçelim," diyerek beni o tarafa sürükledi.

"O çocukla neden konuştuğunu öğrenebilir miyim?"

"Konuşmadım."

"Baya sohbet ediyor gibi gözüküyordunuz."

"Etmiyorduk."

Beni karşısına alıp sinirli bir şekilde baktı.

"Tanımadığın erkeklere samimi olma. Hepsi bizim gibi değil."

Başımı onaylarcasına salladım ve göz temasını kestim. Gözlerine uzun bir süre bakamıyordum.

Elini yüzüme koyduğunda şaşırdım ama belli etmemeye çalıştım.

"Sadece seni korumaya çalışıyorum. Bana kızmıyorsun değil mi?"

"Hayır, kızılacak bir şey yok ortada."

Gülümsedi ve saçımdan öptü.

"Eğlenmene bak, ben birkaç arkadaşımı göreceğim."

Arkasını dönüp gittiğinde Adam yanıma gelmişti.

"Aranızda ne var?"

"Hiçbir şey."

"Emin misin? Sana olan bakışlarını gördüm."

"Saçmalama Adam. Aramızda bir şey yok. O başkasını seviyor."

"Sen onu seviyorsun ama?"

Verecek cevabım yoktu. Yalan söylemek istemiyordum ama doğrularıda açığa çıkarmak istemiyordum.

"Bu konuyu konuşmak çok anlamsız. Üzerime gelme lütfen."

Gülümsedi ve kolunu omzuma attı.

"Herhangi bir durumda yanında olacağımı biliyorsun değil mi?"

Kafamı evet anlamında salladım. Burnumu sıktı. Gülümseyerek oturma yerlerine geçtik.

uzun zamandır yazmadığım için kurguyu düzenlemeye çalışıyorum geçiş bölümleri yaniii

vote ve yorum bekliyorum❣️

walking on a dream // jbWhere stories live. Discover now