19

5.6K 236 86
                                    

Victoria Canal - City Shoes (Multimedya)

-

Bankta oturmuş boş salıncaklara bakıyorduk. Dışarıya çıkalım demesinden bunu yapacağımızı anlamıştım. Justin'in bir sıkıntısı olduğu zaman ya yanına çağırır, ya da beni evimden alıp sessiz bir yere götürürdü.

Bankta yayılmış, kafasını yaslandığımız yere koymuştu. Gözleri kapalıydı.

"Ne düşünüyorsun?"

Sorum üzerine hiç gözlerini açmadan cevap verdi.

"Hayatımda bazı şeyleri kontrol altına alamadığımı fark ettim."

Yerimde doğruldum.

"Anlatırsan yardımcı olabilirim."

Gözlerini açtı ve benle aynı şekilde oturur pozisyona geldi. Birbirimize dönük şekilde oturuyorduk.

"Kalbime söz geçiremiyorum," dedi gözlerini benden ayırmayarak.

"Ah, şu konu. Doğru ya, hala o kızı seviyor musun?"

"Ave sana bir şey anlatmak istiyorum. Daha önce kimseye bahsetmediğim bir konu."

Kaşlarımı çattım, ilk defa Justin bir olayı sadece bana anlatacaktı.

"Dinliyorum."

Elleriyle oynamayı kesip karşıda ki salıncağa odaklandı.

"Küçükken bir kıza aşıktım. Aşk denilir miydi bilmiyorum ama uzun süre içimde yaşadı. Hiçbir zaman onu sevdiğimi söylemedim, cesaret edemedim. Bu sana şaşırtıcı gelebilir ama beni hep arkadaş olarak gördüğünü düşündüm. Takılıyorduk ama hep arkadaşçaydı. Bana karşı hisleri olmadığını çok net belli etmişti.

Bir süre sonra liseye başladığımda bu işleri saçma bulmaya başladım. Önüme gelenle takılıyordum. Sevgili kavramı o kızdan sonra bende bitmişti. Saçma gelebilir, banada bazen saçma geliyor.

Sonunda bu fikrimden vazgeçip kendime sevgili buldum. Denemeye değerdi. Bunu isteyerek hareket ettim. Kızla çıktık, olmadı ve bitirdik. Onun yüzünden kötü olduğumu düşündünüz. Onun yüzünden ağladığımı, onun yüzünden mutlu olmadığımı düşündünüz. Ama konu eski sevgilim değildi. Aşık olduğum, daha doğrusu aşık olduğumu yeni kabullendiğim kızdı.

Bu kızı sende tanıyorsun, çevremizde hep. Belkide görmeseydim daha rahat ederdim. Sırf bu yüzden bir kaç aylığına başka ülkeye gideceğim. Tatil gibi olacak ama iyi hissedeceğime eminim."

Ne diyeceğimi bilemedim. Gözlerimin dolmaması için baya bir çaba sarf ettim. Sebebi ise Justin'in gerçekten birine aşık olmasıydı. Bana değildi.

Başkasını seviyordu ve ben o kızı tanıyordum.

"Bir kız için bizi bırakacak mısın?"

Gözleri yüzümde dolaştı.

"Öyle olması gerekiyor. Eve gidip bunları düşüneceğini biliyorum Ave. En sonunda bana hak vereceğinide."

Yutkundum ve ellerimi yüzüne değdirdim. Bu hareketim onu şaşırtmıştı. Surat ifadesi değişirken elimi yanağında gezdirmeye devam ettim.

"İnsanlar böyle değil mi zaten? Hep onları sevenleri görmezler," dedim.

Kaşlarını çattı.

"Sen birini mi seviyorsun Ave?"

Kafamı evet anlamında salladım ve elimi yüzünden çektim.

"Birini seviyorum. Hemde o kadar çok seviyorum ki, onun için her şeyden vazgeçebilirim."

Yutkundu. Bir şey demeden suratıma baktı sadece.

"O kişiye itiraf ettin mi?"

"Edemem," dedim ve gülümsedim.

"Başkasını seviyor."

Justin kafasını salladı ve gözlerini benden ayırdı.

"Zor bir durum."

Dolan gözlerimi daha fazla saklayamadım ve gözyaşlarım yanaklarıma süzüldü.

Justin ağladığımı fark edince beni kendine çekti ve göğsünde ağlamama izin verdi.

"Ağlama, kimse seni ağlatacak kadar değerli olmamalı. Seni bu halde görmeye dayanamıyorum."

"Justin canım çok yanıyor."

Ağlamam şiddetlenince beni kendinden uzaklaştırdı ve ellerini omuzlarıma koydu.

"Ağlamak yok."

Ona bakamıyordum.

"Ağlamayı keser misin Ave. Ben buradayım. O yoksa bile ben varım."

Gülümsedim.

"Justin konuyu kapatalım lütfen."

Bir şey demeden sarıldı. Daha sonra gözyaşlarımı elleriyle sildi.

"Seni mutlu etmek için elimden gelen her şeyi yapacağım."

yb yazmak yerine bölüm hakkında veya hikaye hakkında düşüncelerinizi yazmanız beni daha mutlu eder gerçekten

elimden geldiğince bölüm atmaya çalışıyorum

walking on a dream // jbOù les histoires vivent. Découvrez maintenant