Justin: dün kaba konuştum
Justin: affedersin
Justin: grup olarak iyi günler geçirmiyoruz
Bilinmeyen numara: önemi yok
Bilinmeyen numara: farkındayım zaten
Telefonu kapatarak masamın üstüne koydum. Yatağıma döndüğümde baş ucumda duran grubumuzun resmine baktım.
Bu yaptığım doğru muydu? Yıllardır aşık olduğum Justin'i bunu yaparak kendimden uzaklaştırır mıydım?
Kararsızlıklar içinde yatağıma oturdum ve o sıra kapım tıklatıldı.
"Gel."
Yavaşça kapıyı açan kişi Justin'di.
"Nasılsın?"
Sorusu üzerine başımı ovdum.
"Yorgun, bıkkın, tükenmiş?"
Söylediklerime göz devirdi.
"Benim tanıdığım Avelaine hep deli doludur. Ne derdin var?"
Yalan söylemek zorunda olmaktan çok sıkılıyordum.
"Bu sıralar başım çok ağrıyor ve prova yaparken cidden yoruluyorum. Prova sonrası tekrar eski halime dönsemde yorgunluk gitmiyor," diyerek omuz silktim.
Yatakta yanıma oturdu ve her zaman ki gibi kolunu omzuma attı.
"Başaracağız Avelaine," dedi ve saçlarımdan öptü.
"Başaracağız Justin," dedim ve ona sarıldım.
:)