♥12

382 63 79
                                    




Merhaba arkadaşlar! Şimdiden uyarıyorum bu bölüm biraz gergin. Sinirlerinize hakim olun :D

Kafamda belirli bir oy sayısı ve okunma var ona ulaşınca yeni bölüm gelecek.

Lütfen sadece okumakla kalmayıp oylarınızı benden esirgemeyin desteğe ihtiyacım var.

Sağlıcakla kalın , seviliyorsunuz!





''Birazdan sana geleceğim bebek hazır ol.'' Mia ile telefonda konuşurken, salonu toplamaya çalışıyordum.

Telefonu kulağımla omzum arasında sıkıştırdım. ''Bu gece benimle kalsana?''

''Süper olur. Biraz dedikodu yapmamız lazım!'' Mia kıkırdarken gülümsedim.

Evim hangi ara bu kadar dağılmıştı anlamamıştım. Yastıkları düzgünce koltuğun üstüne koyduktan sonra mutfağa dönmek için arkamı döndüğümde bacağımı sehpaya geçirdim.

''Ahh..'' Telefonun açık olduğunu unutup acıdan inlerken Mia ne olduğunu anlamaya çalışıyordu.

Sehpaya çarptığımı söyleyince kahkahalarını saklamaya gerek duymadı.

''Sakar. Neyse ben duşa girip geleceğim.''

Yüzüm acıdan buruşmuş haldeyken bir elimle vurduğum yeri ovuşturuyordum. Kesinlikle vurduğum yer yarın mosmor olacaktı.

''Tamam öptüm.'' Telefonu kapatıp koltuğa attım.

Evin biraz da olsa toplandığına ikna olduğumda temizliği bıraktım ve mutfağa su içmeye gittim.

Su içtikten sonra bardağımı yıkayıp kuruması için bıraktığımda çalan telefonumun sesini duymamla mutfaktan uçar adımlarla çıktım.

Kendimi koltuğa atıp telefonu aldım ve hemen açtım.

''Evelyn Bennett..'' Şimdi yanmıştım. Annem tüm ismimle bana sesleniyorsa endişelenmem gereken şeyler vardı.

''Anne nasılsın?'' Korku tüm bedenimi ele geçirmeye başlamıştı.

''Bayan Katherine ile görüştüm. Randevulara gitmediğini öğrendim.''

Gerçekten şuan bitmiştim. Buraya döndüğümden beri hiç doktoruma gitmemiştim. Ama ben de haklıydım oraya gittiğimde ilk hallerim aklıma gelecekti. Hayattan tamamen ümidi kestiğim zamanlar.

Şimdiyse öyle değildi. Az da olsa hayattan zevk alıyordum. Elbette acımı unutmamıştım, unutmayacaktım ama arkadaşlarımı mutlu görmek ve onların beni mutlu etmesine izin vermek beni az olsa iyileştiriyordu.

''Biliyorum ben sadece...'' Derin bir nefesin ciğerlerimden çıkıp sessiz salonuma karışmasını bekledim ''Oraya gittiğimde daha kötü olmaktan korkuyorum.''

Annem beni anlamıştı. Yumuşak sesle konuştu. ''Bebeğim.. Seni anlıyorum fakat en azından bir kere gidip durumunu öğrenmelisin.''

Annemin söylediği şey üzerine yüzümü buruşturdum.

Yüzde kaç kendimi öldürme isteğim vardı, yüzde kaç psikopattım, yüzde kaç yaşamaya istekliydim? 'Durum' diyince aklıma tek bu saçma şeyler gelince kafamı bu düşüncelerden uzaklaştırmak adına salladım.

''Söz veriyorum yarın okul çıkışı gideceğim.''

Annemle biraz daha konuşup özlem giderdikten ve 87864656 tane sevgi sözcüğünden sonra telefonu kapattım.

Mia gelene kadar ne yapacağımı bilmez halde evde dolanırken odama gitmeye karar verdim.

Merdivenlerden çıkıp odama doğru yürüyecekken durdum ve çatı katındaki odaya çıkan merdivenlere baktım.

Back to Life / Justin Bieber & Barbara PalvinWhere stories live. Discover now