♥42

37 4 9
                                    

İyi okumalar :)


Sabah gözlerimi açmamla birlikte elimi hemen yan tarafıma uzattım. Justin'in sinirinin geçmiş ve kendine gelmiş olmasını diliyordum. Dün geceden sonra kendi hislerimi bir kenara bırakmış Justin adına daha çok endişelenmiştim. 

Elimi uzatmamla soğuk çarşafa denk gelmem bir oldu. Yanıma döndüğümdeki boşluğu görür görmez kaşlarım çatıldı. Odanın içerisinde gözlerimi gezdirirken banyodan gelen su sesi içimi rahatlattı. Sıcak su onu biraz da olsa rahatlatabilirdi. 

Yerimde oturur pozisyona geçtiğimde inledim. Morluğu unutmuş birden kıçımın üzerinde zıplamıştım. ''İsa aşkına.'' Ellerimle gözlerimi avuşturup esnedim. Justin banyoya yeni girmiş olmalıydı, kalkıp başka bir banyo aramak üzere koridora yöneldim.

Aynanın karşısına geçtiğimde karışmış saçlarım ve kurumuş dudaklarımı görmek canımı sıkmıştı. Dolapları karıştırıp tarak bulabilir miyim diye aramaya geçmişken karşıma yüz temizleme jeli ve dudak kremi de çıkınca mutluluktan çığlık atacaktım. 

Saçlarımı güzelce tarayıp iki tane yanlardan ördüm ve yüzümü jel ile iyice temizleyip dudağıma kremden sürdüm. Tanrım, anında yumuşayan dudaklarım daha da iyi hissetmemi sağlamıştı. 

Tüm ihtiyaçlarımı da giderdikten sonra banyodan çıkmak için dönmüştüm ki üzerimde ki sweat'i göbeğimde katladığımdan altımdaki boxer'ın kenarından kalçamı gördüm. ''Ah siktir.'' 

Justin'in dün aynayı parçalamasının nedenini kendi gözlerimle görünce ona daha da hak verdim. Morluk fazlasıyla büyüktü ve kenarları kızarmıştı. Sanırım yaşadığım şok yüzünden beni ne kadar sıktığını fark edememiştim.  Justin'in görmemesi için sweat'i aşağı indirdim.  

Odaya girdiğimde Justin hala ortalıkta yoktu fakat su sesi kesilmişti. Ben merakla beklerken banyonun kapısı açıldı ve belinde bağlı bir havluyla erkek arkadaşım karşıma dikildi. 

Vücudundan damlayan sular onu eşsiz kılarken yüzüne bakmak istemiyordum çünkü bakmadan enerjisinin olumsuz olduğunu anlayabilmiştim. ''Günaydın.'' Sesim güçsüz çıkınca öksürdüm. 

Fazlasıyla mutsuz gözüküyordu. Gözleri sinirle parlarken kendini toparlamaya çalışıyor gibi bir hali vardı. Dün gece uyumamış olma ihtimali aklıma kazındı çünkü gözlerinin etrafı çökmüştü. ''Günaydın güzelim.'' Sesi her zamanki gibi aşkla çıkmamıştı. 

''Gece iyi uyuyamadın mı?'' Merakla yüzüne baktım. 

Kafasını olumsuz salladığında dudakları ince bir çizgi haline gelmişti. ''Olanlardan sonra pek uyuyamadım.'' 

''Üzgünüm.'' Ne diyeceğimi bilememiştim. Kaşlarını çatıp yanıma geldiğinde elindeki kremi yatağa attı. Ne olduğunu ve ne zamandır elinde tuttuğunu görememiştim.

Yatağa yanıma oturduğunda elini belime koydu. ''Nasıl hissediyorsun?'' Gülümseyip dudaklarına öpücük kondurduğumda geri çekilmeyip öpücüğümü uzattı. 

Eli çeneme geldiğinde onu büyük bir iştahla öpmeye başlamıştım. ''Harika hissediyorum.'' 

Sırıttı. ''Şuan değil genel olarak soruyorum. Canın acıyor mu?'' Kafamı olumsuz anlamda salladığımda aklıma morluk geldi ve çaktırmadan sweat'i biraz daha aşağıya çektim. 

''Yatağa yüz üstü uzan da kremi süreyim, morluğu azaltacaktır.'' Birden yerimde doğrulmam ile birlikte kalçama baskı yaptım ve acıyla gözlerimi kapattım. 

Justin'in anlamaması için yavaşça gözlerimi açtığımda ona gülümsedim. Her şeyin yolunda olduğunu kanıtlamak istercesine yüzüne bakıyordum. ''Gerek yok sevgilim acımıyor bile.'' 

Back to Life / Justin Bieber & Barbara PalvinWhere stories live. Discover now