♥32

72 6 15
                                    


Hikayeyi kimse okumuyor ama ben yine de devam ettireceğim. 

Oy ve okunma olmamasından dolayı final daha erken gelecek bilginiz olsun :(


                                                                              EVELYN


''Aman tanrım! Bu halin ne?'' Mia kapımdan içeri girer girmez bağırdı. Ağlamam daha da şiddetlenince Mia'ya kollarımı doladım.

''Gel odana çıkalım.'' Kafamla onayladıktan sonra dış kapıyı kapatıp merdivenlere yöneldik.

Odama geçtiğimizde kendimi yatağa attım. Mia evden geldiği ve telefonla konuşurken hıçkırarak ağladığımı duyduğu için üzerinde sadece pijamaları vardı.

''Sakinleş ve derin nefes al Brownie, lütfen.'' Eliyle saçlarımı düzeltti. Mavi gözleri şefkatle parlıyordu. Üzerindeki pembe pijamaları onu seksi gösterirken, tepede yaptığı topuzu onu aynı zamanda sevimli bir hale sokmuştu.

Derin bir nefes aldıktan sonra biraz sakinleştim. ''Şimdi daha iyiyim.'' Elimle gözlerimdeki yaşları temizledim. Yaptığım hareket yüzünden yüzümün her tarafının makyaj kalıntıları olduğuna emindim fakat şuan temizlemeyle uğraşacak gücüm yoktu.

''Anlat bana neler oluyor?'' Mia da yatağıma oturup karşıma geçti ve beni pür dikkat dinlemeye başladı.

Olan biten her şeyi hiçbir detayı atlamadan anlatmaya başladım.


                                                                                 JUSTIN


''Bok gibi gözüküyorsun.'' Ryan ile buluşmuş Bill'in mekanında içiyorduk. Etraftaki kalabalık ve uyuşmuş olan beynimi daha da tetikliyordu.

''Bana bilmediğim bir şey söyle.'' Göz devirdim ve elimdeki içkiden bir yudum daha aldım.

''Kangurular geri geri yürüyemezler.'' Ona doğru dönüp kaşlarımı çattım. Ellerini havaya pes edercesine kaldırdı.

''Suratına yumruğumu geçirmemi mi istiyorsun Ryan?'' Nefesimi verip bara tekrardan döndüm.

Evelyn'in yaptığı konuşmadan sonra ne yapacağımı bilememiş, arabanın içinde oturup ağlamıştım. Geçirdiğimiz güzel günün ardından bu yaşadığımız olaya anlam veremiyordum.

Acaba onu çok mu sıkmıştım? Çok mu bunalmıştı benden? Fazla mı aceleci davranmıştım? Sorular kafamın içerisinde dönüyordu fakat cevaplarını bir türlü bulamıyordum.

''Bu zamana kadar hep inkar ettin ama en yakın dostun olduğumu unutuyorsun Justin. Onu delicesine sevdiğini ve onu görmeden duramadığını biliyorum. Tanrı aşkına onu ailenle bile tanıştırdın.'' Ryan'ın gözlerinin üzerimde olduğunu hissediyordum ama ben gözlerimi elimde tuttuğum bardağa kitlemiştim.

''Planlı bir şey değildi.'' Soğuk ve mutsuz ses tonum ortamdaki slow şarkılar arasında ritimle uyum içerisindeydiler.

''Ona aşık olmuş olman mı yoksa ailenle tanıştırman mı?''

''Sanırım ikisi de.'' Derin bir nefes verip sigaramı dudaklarıma götürdüm.

Ryan başını sallayıp sırtını bara yasladı. ''Bak dostum..'' Dayanamayıp bana döndü ve söyledikleriyle dikkatimi ona vermemi sağladı. ''Onu ne kadar sevdiğini biliyorum fakat biliyorsun o biraz.. ümitsiz bir vaka.''

Back to Life / Justin Bieber & Barbara PalvinWhere stories live. Discover now