22.Bölüm...

16.2K 1.7K 411
                                    

22...

Bu su beni temizler mi?

Evlilik yalanıyla geçen iki hafta boyunca Irmak şımarık çocuk edasıyla etrafımda dolandı. Aramızdaki yalanı anlamaması için onu birkaç kere öpmeden edemedim. Birkaç kez dışarıda yemeğe gittik. Birkaç kez mekanda kızlarla kutlama yaptık, derken iki haftanın sonunda Rasim'in sessizliği yine bozuldu. Telefonla beni ofisine çağırdı. Bu durumdan dolayı komiser biraz endişelense de gitmeme izin verdi.

Katilin ofisini daha önceki ziyaretimden dolayı çok iyi biliyordum. Ofiste beni hiç ummadığım şekilde karşıladı.

"Otur evlat, senle bu sefer güzel bir sohbet yapalım."

'Güzel' kelimesine inanmayarak masanın tam karşısındaki ikili kanepeye oturdum ve ondan gelecek cümleleri dört gözle bekledim.

"Son buluşmamız biraz can sıkıcı oldu. Bundan sonra madem kızımın kocasısın, o zaman benim evime taşının."

İşte bu! Sonunda duymak istediğim teklif nihayet gelmişti. Bunda ona savurduğum tehdit sanırım işe yaradı.

"Bunu kızınızın kabul edeceğini sanmıyorum. Ama yine de teklif ederim."

O sert yüzüyle ettiği tebessüm tabi ki yüzüne hiç yakışmadı.

"Sen ikna et. Edersin değil mi? Yoksa bana savaş açmış olursun. Bilmem anlatabildim mi?"

Kafamı salladım. İçimden, 'Merak etme zaten ikna etmek için elimden geleni yapacağım,' diye geçirerek tebessümüne karşılık verdim.

"Etmeye çalışacağım, siz merak etmeyin."

Güldü...

"Çalışma! Yap ve getir kızımı yanıma."

Katilin odasından hızla çıktım, fakat birden, ya onu ikna edemezsem, diye sormak geldi içimden ve yeniden gerisin geriye kapısına döndüm. Kapı kolunu tam açacakken içerden telefonda bas bas bağırıyordu.

Rasim telefonda birine, "Bak seni son kez uyarıyorum, ne demek elle tutulur bir şey bulamadım. Demir iti hakkında her tarafa haber sal ve onunla ilgili net bilgiler istiyorum. Kim bu köpek? Kim? Bu iş çok uzadı. Gerekirse daha önce yaşadığı yerler olarak söylediğiniz yerlere gidin. Doğru mu yanlış mı? Öğrenin lan! Öğrenin, öyle gelin karşıma. Bu it görünen it değil. Bu Demir iti, belki de tahmin ettiğim o küçük çocuk. Bunu bana öğrenmeden karşıma gelmeyin. Anladın mı? Mahvederim sizi."

Bunları duymamla kapı kolunu bırakmam bir oldu. Demek adam beni hala araştırıyor, diye düşündüm.

O günün akşamında mekanımda yine bizimkilerle buluştuk. Önce Rasim'in evine taşınma teklifine çok sevindiler, ama arkasından beni araştırıyor olduğu konuşmasını anlatınca tedirgin oldular.

"Ne o! Komiserim hayatım hakkındaki bilgilerde eksiklik mi var? Ondan mı endişelendiniz?"

"Hayır, eksiklik yok, ama senin yurt dışında yaşadığını belgelediğimiz yerlere giderlerse gerçekte orada yaşamadığını anlaya bilirler. Bu da işimize gelmez ve seni tehlikeye sokar. Senin Yusuf'un oğlu olduğunu öğrenmemeli. Bunun için elini çabuk tutmalısın. O eve girer girmez etrafa kameraları ve dinleme cihazlarını yerleştirip, bazı evraklara hemen ulaşmanın yolunu bulmalısın."

"Zaten tahmin ediyormuş baksana. Neyse ne! Öğrenince beni bir daha mı öldürür diye korkuyorsunuz? Korkmayın o zamana kadar onun işini bitireceğiz."

Fikret komiser, görevimin bundan sonra başladığını ve çok zor zamanlar geçirebileceğimi söylediğinde, yaşayacağım tüm zorlukların bana vız geleceğini ona çok açık ifade ettim.

YASA DIŞI/ RaflardaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin