16.Bölüm...

18.3K 2.2K 382
                                    

16...

Gece böyle bitmemeli...

Irmağın bindiği araç uzaklaşır uzaklaşmaz Rasim Kalyoncu bana doğru döndü. Sert gözlerini gözlerime, elindeki bastonunu omzuma dayayarak, "Evlat, seni daha tanımıyorum ve tanımadığım birinin sevdiğim insanların yanında olmasından ise hiç hoşlanmam. Anladık, İrfan'a karşı beni savundun, hatta belki hayatımı kurtardın. O da yetmezmiş gibi Irmağı silahlı adamların elinden kurtardın. İyi hoşta bu kadar tesadüf bana iyi gelmez. Irmak benim değerlim. Manevi kızımdan uzak dur. Sen benim için hala yabancısın. Kendini tanıtmak adına söylediğin iki üç kelime beni tatmin etmedi. Bunu bilesin," dedi.

Söyledikleri karşısında sessiz kalmayı yeğledim, sadece gözlerini delercesine baktım. Omzumdan bastonunu çekti. Kendi arabasına binmek üzere yanımdan uzaklaşırken, birden bire durdu gerisin geriye bana tekrar döndü. Öyle bir sert bakış daha fırlattı ki o an gayri ihtiyari hafif tebessüm gönderdim katil bakışlarına. Ardından arabasına hışımla binerek uzaklaştı. Arakasından baka kalsam da kahkaha atmamak için kendimi zor tuttum.

"Manevi kızıymış! Onu gel benim külahıma anlat Rasim Efendi."

Taksiye atladığım gibi eve doğru yol almaya başlamıştım, ama birden eve gitmekten vazgeçtim. Görevim icabı kızla yakaladığım bu yakınlığı burada bırakmamalıydım. Bu gece böyle bitmemeliydi... Taksiciye, gideceğim yerin değiştiğini ve Irmağın adresini söyledim. Taksici ikiletmeden kavşaktan geri döndü ve ikinci verdiğim adrese yönünü çevirdi. Artık cep telefonuma iyice adapte olmuştum, hemen Irmağı aradım evine ulaşıp ulaşmadığını öğrenmek için. Evde olduğunu bana bildirdikten sonra konuşacaklarım olduğunu söyleyerek evin ortamı müsaitse bahçeye gelmesini istedim. Önce, "Geç oldu, sonra görüşürüz," dedi ama ben daha bahçeye çıkması yönünde yeniden ısrara başlamamıştım, "Tamam, aslında annem çoktan uyumuştur, sanırım gelebilirim. Amcamın bu yaptıkları benim de canımı sıktı," dediğinde içimden güldüm. Bu arada Irmak beni amcasının adamlarına karşı uyardı, bu yüzden evin arkasındaki bahçe girişinden gelmemi tembihledi.

Irmağın dediği gibi evlerinin arka bahçe girişinde indim taksiden. Bahçeye yavaşça girdim. Evin mutfak kapısı açıldı. Irmak işaret parmağını dudaklarına götürerek yavaş olmam adına sus yaptı, oysa zaten olabildiğince sessiz hareket ediyordum.

Kolumdan tutarak kısık sesle, "Gel! Kış bahçesine geçelim," dedi.

Evden ayrı bir yerdeydi kış bahçeleri. Camekanla çevrili kış bahçesi dediği yere geçtik. Etrafı çiçek raflarıyla çevrili bahçenin ortasında beyaz bambu koltuk takımı bulunuyordu. Koltuklardan çiftli olanına oturttu beni.

İki elini birleştirerek öne uzattı ve "Yemek için teşekkür ederim," dedi al al olmuş yüzüyle gülümseyerek...

İçinde bulunduğum bu garip durum olmasaydı, sanırım bu kızın gerçekten çok saf olduğunu düşünürdüm, ama öyle bir babaya sahip birinin nedense bu kadar saf olabileceğini düşünmem mümkün değildi.

"Olur mu? Asıl ben teşekkür ederim. Harika bir akşamdı ve bu gece böyle bitmemeli, diye düşündüğümden yanına gelmek istedim," dedim.

"Burada olduğuna inanamıyorum," diyerek bana baktığında bende gözlerimde zafer kazanmış parıltılarla ona baktım. İçimden, 'Evet, tam sırası,' dedim ve onu kendime doğru çektim. Dudaklarım dudaklarının üstündeydi. Irmağı aniden öpmemle şok yaşadığı aşikardı ki öylece donup kaldı. Dudakları bile hareket etmiyordu. Bense onu hafif öpücüklerime boğmaya devam ediyordum. Bir an geçmişi unutmuş gibi gözlerimi kapadım ve güzel bir rüyadaymışım gibi hiç düşünmeden ondan karşılık alana dek öptüm. Beklediğim karşılığı alınca hafifçe elimi yanağına koyarak uzaklaştım. Nazikçe yanağını okşadığımda avcunu elimin üzerine koydu.

YASA DIŞI/ RaflardaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin