13.Bölüm...

28.5K 2.2K 386
                                    

13...

IRMAK...

Yıldızlar gecenin karasında sanki bana özel parlıyordu...

Son iki gündür yaşadıklarımın ağırlığında iş yerinde gün akşam olmuştu bile. Üstelik saat on bire geliyordu. Buna rağmen nedense hala eve gitmek içimden gelmedi.

Bütün bu olanlardan korkuyor muydum?

Evet, Demir'in söylediklerinden ve o peşimdeki silahlı adamlardan biraz korkmuş ve fazlasıyla tedirgin olmuştum...

İş yerimin en alt katında kimseye söylemediğimiz bir mekanımız vardı. Bu mekanı Yoga salonu olarak çalıştırıyorduk. Yogaya ve tüm uzak doğu sporlarına küçüklüğümden beri hep bir ilgim olduğundan, bu salonu açmak istedim. İş yeri binamız üç katlıydı; giriş ile birinci katında herkesin bildiği gayrimenkul işini yaparken, alttaki katta başka iş yapıyor ve bu salonu tamamen kızlardan ayrı ben yönetiyordum. Yoga salonumun girişi binanın arka cephesindeydi. Öğrencilerim buraya arka bahçeden bir kat merdiven inerek giriş sağlıyordu. Bu katın üst kattan iniş merdivenini bir kapıyla kapatmıştım ve bu kapının anahtarı sadece bendeydi, böylece üst kattan benim iznim olmadan kimse aşağıdaki Yoga salonuma inemezdi. Naz ve Demet'i de bu konuda yetiştirmeye çalıştım ama olmadı, çünkü onlar benim kadar hevesli değildi. Ben tam on beş yaşımdan beri annemden bile gizli gittim yoga kurslarına ve beş senede kendimi baya geliştirdim ki şimdi öğrencilerime öğretiyorum. Bu işi sadece kızlar biliyor, ne amcamın ne de annemin bu işten haberi yok ve olmasını da istemiyordum. Müşterilerime dersleri hafta sonu veriyordum. Bununla birlikte, neredeyse her gün ben bu salonda yoga yaparım ve üzerimdeki tüm negatif enerjiyi atarak deşarj olurum, desem yeridir. Bu iş beni bambaşka bir ruh haline sokuyor ve sanki ruhumu bu yolla onarıyorum...

Bugün günlerden Cuma ve bomboş salonda tek başına yoga yapmaya başlamama rağmen bir türlü kendimi vermedim ne yazık ki, çünkü Demir'le yaşadıklarımı aklımdan çıkaramıyordum. 'Beni takip eden silahlı adamları amcama söylesem mi?' diye kendi kendime sorduğum bu sorunun hemen ardından telefonum çaldı. Ne tesadüf ki arayan Rasim amcamdı... Bir an için açmak istemedim, ama açmak zorundaydım tabii ki...

İstemeyerek açtığım telefonda kendimi zorlayarak konuşmaya başladım.

"Amcacım merhaba."

"Irmak, sen nasıl olurda peşine takılan o silahlı adamlardan beni haberdar etmezsin. Naz, söylediğinde çılgına döndüm. Sana verdiğim sözü unut, bu geceden itibaren adamlarım her attığın adımın peşinde olacak. İşte o kadar!"

Ulan Naz, dedim içimden...

"Amcacığım size söyleyecektim. Naz benden erken davranmış. Gerçekten çok şaşkınım bu durumdan dolayı. Benden ne istiyor olabilirler ki, sizin bildiğiniz bir şey var mı?"

Amcam kükremeye devam ederken, içimden Demir'inde yanımda olduğunu söylesem mi, diye düşünmüştüm ki...

"Bak, kızım o silahlı adamlar sana bir şey yapmış olsalardı, kendimi hiç affedemezdim. Allahtan Demir denen o çocuk yanındaymış da olası bir durumdan sizi kurtarmış."

O ho! Naz bunu bile söylemiş pes yani...

"Anladığım kadarıyla sizin bu konuyla bir ilginiz var. Gerçekten bilmek istiyorum."

"Kızım, beni iyi dinle! Bazı ihalelerde işlerim ters gitti. Bu adamlar bana zarar vermek için seni kullanabilir. Bu yüzden asla sözümden çıkmayacaksın. Hatta Demir denen o çocuğa bile tam olarak güvenmiyorum ve sen de güvenmeyeceksin. Aranızda ne var bilmem, ama ondan da şimdilik uzak durmanı istiyorum, her ne kadar şu sıralar kahraman gibi gözükse de, dediklerimi yap."

YASA DIŞI/ RaflardaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin