2. Bölüm : "Tevekkül"

4.8K 335 20
                                    

Ezgi tavsiyesi ; Grup Genç, "Dağların Yerine"

🌙🌙🌙

"Mü'minler ancak o kimselerdir ki; Allah anıldığı zaman kalpleri ürperir. O'nun ayetleri kendilerine okunduğu zaman (bu) onların imanlarını artırır. Onlar sadece Rablerine tevekkül ederler."

Enfâl Suresi, 2. Ayet


Bundan daha kötüsü olamaz dediğin anda yaşarsın 'daha kötüsünü'.

Yaşadığın kötü günleri, gelecek güzel günlerin habercisi olarak görürsün. Ama asıl imtihan o an başlıyordur belki de. Asıl sabır ondan sonra gerekiyordur. Belki de o kötü günler, daha kötü günlerin habercisidir? Allah'tan başka kim bilebilir?

Bu yüzden sana düşen yalnızca sabır ve tevekkül.

Çivinin sağlam çakılması için defalarca vurulması gerekir. Ne kadar düşersen o kadar sağlam kalkarsın ayağa. Yeter ki isyan etme, güven Rabbine.

İlk şoku atlattıktan sonra silkelendi Erva ve ayağa kalktı. Neden yıkılsın ki bu kadar? Sonuçta kendini biliyor. Hemen avukat arkadaşını aradı ve ne yapmaları gerektiğini konuştular.

DNA testi sonucunu görene kadar da birşey yapmama kararı aldılar. Erva, kendinden de çocuğundan da emindi çünkü.

Ertesi gün Ahmet'ten mesaj geldi, Yasir'den saç örneği almaya geleceğine dair. Erva'da çocuğu uyurken, sevmelere doyamadığı saçlarından bir tutam kesti ve mendile sardı. Öğle uykusuna yatmış olan çocuklarını öpüp odalarından çıktı. Normal de o da çocuklarıyla öğle uykusuna yatardı. Kırk beş dakikalık bir uyku, erken kalktıkları için ona da çocuklarına da iyi gelirdi. Ahmet'te bu düzeni bildiğinden birazdan burada olurdu, biliyordu. Bu test sonuçlanana kadar çocuklarla görüşmeye yüzü olmayacaktı, tanıyordu kocasını. Şuan bir yandan vicdan azabı çektiğini de biliyordu. Ama affetmeyecekti onu, sadece bu test yüzden affetmeyecekti.

Kapı çalınca oturduğu koltuktan elindeki mendille kalktı. Ahmet olduğunu bilse de emin olmak için kapı deliğinden baktı, yanılmadığını gördü. Derin bir nefes aldı, içinden sabır çekti.

Kapıyı açınca ikisi de ne konuşacaklarını bilemediler bir süre. Birbirleri hariç heryere baktılar. En son hatalı olarak Ahmet başladı konuşmaya, utana sıkıla.

"Çocuklar..Çocuklar nasıl?"

İçinden vereceği bütün ters cevapları geçirdi, dışından sadece "İyiler," dedi.

"Bu şüphenin senelerdir beni içten içe kemirdiğini biliyorsun..Yani.. Bunu yapmak zorundaydım. Daha fazla devam edemezdim bu şekilde."

İçinde patlayan volkanlara rağmen sadece derince bir nefes aldı. Kalbi 'konuşma, sus' çığlıkları atsa da müdahale etmedi, susmasını bekledi.

Başından itibaren ağlamamak için kaldırmadığı kafasıyla, elindeki mendili uzattı.

"Al ve git. Bütün sebeplerinle birlikte. Yasir bu olayı hiçbir zaman bilmeyecek, bu yüzden sana karşı içinde birşey olmayacak. Ama ben bunu hiçbir zaman unutmayacağım ve seni affetmeyeceğim."

Sözleri biter bitmez arkasını döndü ve içeri girdi. En son duyduğu cılız bir "Erva," oldu.

Çocukları uyanmasın diye ağzına kapattığı eliyle odasına koştu. Günlerdir tuttuğu hıçkırıklarını azat etti. Normalde bu saatlerde uyumak için girdiği yatağına, ağlamak için girdi. Gözyaşlarıyla aksın istedi içindeki acı. Aksın ve bitsin.

İMTİHANWhere stories live. Discover now