◆A◆

29.6K 2.5K 2.2K
                                    

Bölüm Aeda'nın -yani benim 😎- ağzından :3

İyi okumalar~

***

"Bak," derin bir nefes verip, sarı saçlarını eliyle geriye doğru yatırdı. "Biliyorum en başından beri bu örgütle ilgili şeyler seni rahatsız ediyor. Takip edilmek, tehdit altında hissetmek, öldürmek ya da öldürülmek... Ama bizim işimiz tehdit altındaki insanları korumak ve bunu devam ettirmek için..." bir anlığına duraksayıp, bal rengi gözleriyle beni süzdü. "Şey... Yani ben kendim için demiyorum ama, ekibin sana ihtiyacı var. Noona hamile ve artık görevlere gelemez. Bizi en iyi tanıyan ve hepimiz tarafından güvenilen kişi sensin."

Alaycı bir tavırla kaşlarımı kaldırdım. "Bana güveniyor musun? Hem de sen?"

Gözlerini devirip tekrar bana baktı. "Jin hyung'a güveniyorum ve o da sana güveniyor."

"Yani dolaylı yoldan sana güvenim tam demek istiyorsun."

"Yah, şunu keser misin?" dedi ellerini havaya kaldırarak.

Gülüp yere baktım. Her zaman hayatımda macera olsun istemişimdir fakat bu şekilde değil. Tüm bu örgüt şeyleri çok fazla...

Üstelik karşımda harika sarı saçlarıyla duran gıcık varlık işleri daha da zorlaştırıyordu.

Omuz silktim ve kollarımı göğsümde birleştirdim. "Başkasını bulabilirsiniz. Ben sadece normal insanlar gibi evimde oturup dizi izlemek, abur cubur yemek, uyumak, gezip dolaşmak ve bu ölüm saçmalıklarından uzak durmak istiyorum."

Bıkkın bir nefes verip, yaslandığı duvardan ayrıldı ve tam karşıma geçti. Aramızda nereden baksan 10-15 santim vardı, bu yüzden kısa olduğum için içten içe sinir krizleri geçiriyordum.

Tepeden tepeden bakarken muhtemelen boy farkımız yüzünden sinir olduğumu anlamış olacak ki pis pis gülümsedi. Mondofon...

Sonra boğazını temizleyip ciddi bir ifadeye büründü. "Artık savaşmayı bıraksak diyorum? Tamam ben başlattım biliyorum. Bitiren de ben olmalıyım değil mi?"

Ciddi misin sen, der gibi ona baktım. "Kusura bakma ama alışkanlık gereği birkaç yüzyıl daha sana gıcık kapacağım."

Göz devirerek güldü ve elini uzattı. "Ateşkes ilan ediyorum."

Bir eline, bir de ona bakıp alayla güldüm ve "Umarım 30 saniyeden uzun sürer." deyip elini sıktım. Bir erkek için eli fazla mı güzeldi ne?

Hah, ne düşünüyorum ben böyle?!

"Hoseok." dedi birden.

"Ne?" ellerimiz hala birbirinden ayrılmamışken, tuhafça yüzüne bakıyordum.

"Adım. Hoseok." dedi dudakları yukarıya kıvrılırken.

Gözlerimi kırpıştırdım. "Neden bana bunu söyleme gereği duydun? Sonuçta sen... Yani adının gizli kalması gerekmez mi?"

Omuz silkti. "Senden sır çıkmaz."

Bu çocuk... Cidden bana güveniyor muydu?

Elimi birden çekip bana attığı tuhaf bakışları görmezden gelerek kapıya doğru ilerledim ve odadan çıktım.

"Tamam. Katılacağım. Ama sadece unni geri dönene dek." dedim tek nefeste.

Masada oturan Night ve Bad şaşkınca bana baktıktan sonra Night ağzını birkaç metre açarak ayağa fırladı. "Ne?! TANRI AŞKINA SANA NE DEMİŞ OLABİLİR?!"

• Bᴀᴅ Bᴜɴɴʏ Π Jᴇᴏɴ Jᴜɴɢᴋᴏᴏᴋ •  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin