• Bᴀᴅ Bᴜɴɴʏ Π Jᴇᴏɴ Jᴜɴɢᴋᴏᴏᴋ •

◆'24'◆

"Bunu bize şimdi mi anlatıyorsun?" Stain gözlerini büyültüyor. "Ve sen de ona suç ortağı mı oldun?" diyor Aeda'ya hayal kırıklığı dolu bir bakış göndererek.

"Ben Jungkook'un kararına saygı duydum, hatta ona size güvenebileceğini söyledim. İstersen ona sor." diyor Aeda gözüyle beni işaret ederek.

ISD kalesindeki ekip salonumuzda, masada toplanmış oturuyoruz. Onlara her şeyi anlattım. The Dark'ın amacını, saçma inançlarını ve çocuğunu öldürme konusundaki takıntısını.

"Her şeyin bir sırası vardı ve ben de zamana uydum." diyorum oturduğum sandalyede geriye yaslanarak. "Aeda haklı, o bana verdiği sözü tutuyordu. Ona kızmanıza gerek yok."

"Bunca zaman bunu bizden gizlediğine inanamıyorum." Night trip atar gibi konuştuğunda kıkırdıyorum ve elimi omzuna koyup sıkıyorum. "Sadece endişelerim vardı. Yerimde olsan sen de aynını yapardın."

"Öyle olsun ama yine de önümüzdeki birkaç yıl boyunca benimle samimi olma." diyor kollarını göğsünde birleştirip somurtarak başını çevirirken.

Hope gözlerini devirip sıkkın bir nefesi dışarıya bırakıyor. "Her neyse, olan oldu. Birbirimize trip atmaktansa asıl olaya odaklanmalıyız. Suçsuz bir insanın hayatı söz konusu."

"Vay be," Aeda hayretle dudaklarını birbirine bastırıyor. "Bay Umut ilk defa olgun bir tavır sergiledi. Gözlerim yaşarıyor doğrusu."

Hope ona dik dik bakarken Nemesis bana dönüyor. "Neredeymiş bu çocuk, bulabildin mi?"

"Seul'de yaşıyormuş. Ve sandığımın aksine o... Bir kızmış."

Hepsi şaşkınca bana bakıyor.

"Ben erkek sanmıştım..." diyor Aeda.

"The Dark kendi kızını öldürmek istiyor?" Nemesis gözlerinde beliren ateşle kaşlarını çatıp yumruklarını sıkıyor.

Stain elini onun omzuna koyup sıvazlıyor. "Peki kaç yaşındaymış bu kız?" diyor bana bakarak.

"Benden iki yaş küçükmüş. Annesinin bana güvenmesini sağlamam biraz uzun sürdü. Fakat sonunda bana, 'lütfen kızımı o şerefsiz heriften koru' dedi." diyorum yüzümde alaycı bir ifadeyle.

"Hah... Bunu söyleyeceğim aklıma gelmezdi ama kadın haklıymış. Bir aptal bile kendi çocuğuna kıymaz!" diyor Night. Hope ona katılırcasına baş sallıyor.

"Kızı koruyabilmek için, onun yakınında olmam gerek. Ve bunun için bir planım var fakat hala üzerinde düşünme aşamasındayım."

"Nasıl bir plan?" diyor kaşlarını kaldırarak.

"Tamamen emin olduğum zaman size de anlatacağım."

"Bir sene içinde anlatırsın umarım." diyor Night ima içeren sesiyle.

Göz devirip şakayla omzuna vuruyorum. "Hadi ama hyung. Böyle yapma."

Salonun kapısı tıklatılıyor ve içeriye Precious Soldiers'dan Hurricane giriyor. "Bize bir Morbid Angel lazım. Sorguya çekilmesi gereken suçlular var."

"Birilerinin işkence görmesi gerekiyor sanki." dedi Nemesis sırıtarak.

"Bebeğimize kötü örnek olacaksın, şu saditstçe düşüncelerini iki ay daha beyninden uzak tut güzelim." diyor Stain parmağıyla Nemesis'in alnına iki kez vurarak.

Nemesis somurtarak, "Benden âlâ işkence yapabilen mi var?" dediğinde tüm yüzler bana çevriliyor.

Kaşlarımı kaldırarak onlara bakıyorum. "Ne? Ben Killer'ım, Morbid Angel değil."