4. Bölüm: Aynı balık kabında yüzen iki kayıp ruh

4K 299 43
                                    

İkisi de ne yapacağını veya söyleyeceğini bilmez bir biçimde birbirlerine bakarken kısa süreli bir sessizlik oldu

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

İkisi de ne yapacağını veya söyleyeceğini bilmez bir biçimde birbirlerine bakarken kısa süreli bir sessizlik oldu. Ardından Güney konuşması gerekenin kendisi olduğuna karar verip "Hey." dedi.

Kelime ağzından çıkar çıkmaz gözlerini kapatıp yok olmayı diledi. Hazin derecede yetersizdi çünkü. Ne var ki söyleyecek daha iyi bir şeyi de yoktu. 

Nisan yüzünü, duygularını ele vermeyecek bir maske haline getirmeye çalıştı. Ancak kaşlarının çatılmasına ve düşüncelerinin kafasının içinde yüksek perdeden konuşmasına engel olamadı.

Hey mi? Koskoca iki sene boyunca yüzüme bakma, bana tek kelime etme. Şimdi buraya gel ve sadece 'hey' de.

Aklına takılan bir şey kaşlarının daha da yaklaşmasına sebep oldu.

Hem 'hey' de neyin nesi Allah aşkına?

Genç adamın gittikçe uzayan sessizliği iyice sinirini bozduğundan kollarını göğsünde kavuşturarak "Ee, sana nasıl yardımcı olabilirim?" dedi. Buraya gelmek için nasıl bir bahanesi olduğunu merak ediyordu.

Kapıdan içeri girdiğinden beri müthiş bir rahatsızlık hissiyle kıvranan Güney, kızın katı tavrı karşısında iyice gerildi.

"Bu sabah düştüğünde," diye başladı tereddüt dolu bir ses tonuyla. Ancak bunun konuya girmek için son derece yanlış bir başlangıç olduğu düşüncesiyle duraksadı. Devamını nasıl getireceğini de bilmiyordu zaten.

Ne diyebilirdi ki?

Ben aslında sana yardım etmek istedim ama yanımda Mete olduğundan yapamadım mı? Gün boyunca seni düşünüp durdum, dizin nasıl oldu mu? Yoksa her şey için üzgünüm mü?

Evet, tabii. Kendi düşüncelerine gözlerini devirmemek için muazzam bir çaba harcaması gerekti. Bunları söyleyemezdi. İki yıl boyunca her gün birbirlerini görmezden gelmişken olmazdı. İki yıl önce arkadaşlıklarının resmi olarak sonlandığı o gün, koridorda yaptığı şeyden sonra asla olmazdı.

Başını hafifçe öne eğip elini cebine attı. En iyisi müzik çaları verip bir an önce buradan çıkmaktı. Kızın şaşkın bakışları altında beyaz müzik çaları çıkarıp ona uzattı.  "Bunu düşürmüşsün."

Nisan elindeki müzik çalara ilk defa görüyormuş gibi baktı. Güney buraya bunun için mi gelmişti yani? Müzik çalarını geri getirmek için?

Aklından geçenleri okumuş gibi "Bunun için geldim," dedi genç adam. Şaşkınlıkla irileşmiş menekşe rengi gözlere bakarken içinden bir şeylerin koptuğunu hissediyordu. Bu hissin verdiği hafiflikle usulca itiraf etti. "Çünkü onsuz yapamazsın, biliyorum."

Kız bakışlarını kaçırdığında biraz önceki hafiflik hissi yerini garip bir ağırlığa bıraktı. Böylece ne söylediğini idrak eden Güney kendini tekmelemek istedi. Böyle şeyler söyleyemeyeceğine karar vermemiş miydi az önce? Sadece müzik çaları verip gidecekti. Öyleyse bu da nereden çıkmıştı şimdi?

Aramızda KalsınWhere stories live. Discover now