BÖLÜM 22 ➰ - "GEÇMİŞİ BİLEN GENÇ SABANCI"

Start from the beginning
                                    

Sabahın erken saatinde Pamir' in daha önce ki sözü olan Yemek Şehri' ne Narin yüzünden sürüklenmiştik. Aslında Narin' in gitmesi lazımdı ama götüren Pamir olunca ve Narin' in gideceğini duyan Emir de işin içine girince toplu bir karar almıştık. Toplu karardan kastım hep birlikte gitmek oluyordu. Ben istemediğim(!) halde zorla bay yeşillerin adamı yüzünden gitmiştim. Ve sonuç buydu.

Şanslı olduğumu söylemiş miydim? Tabi eşek şanslı olduğumu bilmelisiniz.

Aslında en çok gitmek istememin sebebi Yerin' di. Üç gündür soluksuz, yaşam belirtisi vermezcesine gezmesi sinirlenmemi sağlamıştı. Onu da peşimde sürüklerken biraz olsun kendisine gelmesini istiyordum. Baturhan ile zaten konuşamamıştım bir de yakın arkadaşımdan olmak istemiyordum.

Pamir kendinin verdiği sözü tutuyordu ve bende bir nevi yardım ediyordum. Yerin, Baturhan' dan uzak olmak, Pamir' e Baturhan' ı kendisinden uzak tutmak istediğini söylemişti ve şimdi o sözü yürürlüğe sokuyordu.

Evin ortasına doğru herkes yerleşirken televizyonu açmak masanın üzerinde ki kumandaya uzandım.

''Bu da Jely Cal' den sana'' Zülin' in gözleri bugün ki hazdan parlarken, kendisine uzatılan kitapla daha bir ışıl ışıl oldu. ''MühRejan'' fısıltısından sora hızla Pamir' den kitabı almış ve

Pamir' e teşekkür etmişti.

Orkun yaslandığı duvardan Zülin' e doğru adımlarken yüzünde bir merak vardı. ''İsmini duymuştum ama okumaya fırsatım olmadı. Okudun mu?'' Zülin hızla kafa sallarken koltuklara oturmuştuk. ''Kaderi küçükken zorlaşan ama mühürlü olan bir kızın hikayesi. Günümüzde kullanılan 'Allah tuttuğunu altın etsin' lafı bu kitapta 'Dokunduğun erkek taş olsun' efsanesiyle birebir eş değer. Yıllarca kimseyi sevmeden hayatına lanet ederken umut ışığı olan bir çocuk çıkar. Onu çok sever ve dokunamaz. Çocukta zamanla sevmeye başlar ama dokunmak ister ancak kızın kendinden kaçtığını fark eder'' Zülin hüzünlü bir iç çektikten sonra elinde ki kitabı okşamaya başladı.

Konu sanırım Görkem' in ilgisini çekmişti ki ''Ee, devamında ne oluyor?'' Zülin soluk bir tebessümle eğdiği kafasını kaldırdı. ''Bir gece birlikte göl kenarında yan yana aralarında yeterince mesafe bırakarak otururken çocuk neden böyle olduğunu sorar. Kız ise kendisinde ki laneti çocuğa çok güvendiği için söyler. Çocuk cesurla korkmadığını söyler ve der ki;

''Senin bana bakmadığın, dokunmadığın, yan yana bile durmadığın bu dünyayı ne yapayım? Sen bana bir kere gel ben senden daha ne isterim''

kız ise ağlayarak çocuğa yaklaşır ve dudağına bir buse dokundurur''

Gözleri dolu dolu olmuştu anlatırken. Kendisine çok dokunduğu bir hikaye olmalıydı. Ve Zülin bir annecik gibi olsa da kitaplarda ki bağlılıklara çok duyarlı bir insandı. Bu kitabında kendisini ne denli etkilediği aşikardı.

Merak etmiştim. ''Sonra ne oldu Zülin?'' Kaşlarım çatılırken Zülin ağzını açmıştı. ''Sonra...gecenin karanlığında, göle vuran aya karşı çocuk kocaman bir taşa döndü. Üzerinde mühürle yaşayan Rejan ise kendisini o gölde boğdu. Sevdiği olmadığı bir dünyada yaşamak istemedi'' Kafasını eğerek ilk sayfayı açtığında imzalı bir yazı vardı kapakta. Ancak diğer koltukta oturduğum için yazılanı göremiyordum.

Yerin hızla yerinde kalkarken ''Saçma bir kitapmış. Erkekler olmadan da bu dünya yaşanılır bir halde olur'' sözlerinden sonra sert adımlarla yukarı çıkmaya başladı. Herkes kitabın büyüsünden çıkıp Yerin' in arkasından bakarken kaşlarımı çatıp hala elimde duran kumanda ile dikkatler televizyona çekmek için açtım.

YALNIZ ➰ |İntikam| -TAMAMLANDI-Where stories live. Discover now