4 - First Encounter

2K 153 92
                                    

Annemin verdiği küçük kolileri içeri taşırken arada bir çaktırmadan etrafıma bakıyordum. Sanki buraya yeni taşınıyor olduğumuzu ve arkadaşlarımdan uzak geçireceğim yeni lise hayatımı yüzüme vururcasına boş duran sokak giderek sinirlerimi bozmaya ve beni üzmeye başlamıştı. Hiçbir şeyi böyle hayal etmediğim kesindi ve Ontario'yu hiçbir şeyin veya hiç kimsenin sevdirmeyeceği de oldukça açıktı.

Salonda bir yerlere koyduğum koliden sonra doğrulurken belimdeki ağrı yüzünden yüzüm hiç istemediğim o buruşuk halini aldığında babam gülerek yanıma geldi. "Yine dünyanın en çirkin kızı sen oldun." dedikten sonra başıma bir öpücük bıraktığında söylediklerini ciddiye almamam gerektiğini bir kez daha hatırlatıyordu. Böyle şeyleri kafaya takacak durumdaydım ve önlem alınmadığı sürece ergenlik insanların başına ciddi sorunlar açıyordu. Bende bu sorunları yaşayacak nadir anlarımdan birindeydim.

Yeni bir koli almak için dışarı çıkarken gözüm yine yan tarafımızdaki eve kaymış ve tanrıya şükürler olsun ki bir araba görmüştü. Içinden bir kadın ve neredeyse Madison'la aynı boyda olan bir kız inmiş eve doğru yürüyorlardı.

"Alice!" Annemin seslenişine karşılık eve doğru döndüğümde arabadan inecek olan diğer insanları görememek bir parça meraklandırmıştı beni. "Madison arka bahçede. Biraz onunla ilgilenebilir misin?"

Başımı olumlu anlamda sallayıp gittiğim yoldan geri dönerken bir an için Madison gibi olmak istedim. Onun gibi bende buraya taşınmaktan rahatsızdım ve arkadaşlarımı arkamda bıraktığım için üzülüyordum. Madison ise benden farklı olarak bu olaya normal bir tepki gösteriyor ve ağlayabiliyordu. Benim görevim ise benden tam olarak 4 yaş küçük olan kardeşimi susturmaktı.

Arka bahçeye çıkıp kurumuş çimlerin üzerine kendini bırakmış olan 11 yaşındaki kardeşime baktım. Etrafına dağıttığı oyuncalarının birazının parçalamış birazını ise parçalayamadan yorulmuştu. Belki de ağlamaktan yorulmuştu, bilmiyorum.

Yanına diz çöküp bir süre ne yapmam gerektiğini düşündüm. Madison düzeninin değişmesinden nefret eden bir çocuktu. Hiçbir değişimi kolay kolay kabul etmez ve sevmediği şeylere karşı asla sessiz kalmazdı. Mutlaka bir şekilde tepkisini göstekrirdi. Tam da benim tersimde bir insandı.

Gözlerini yavaşça aralayıp ıslak ıslak bana baktıktan sonra yattığı yerden doğruldu ve sarıldı. "Lütfen annemlere geri dönmek istediğimi söyle. Beni dinlemiyorlar."

Sözlerine karşılık bende kollarımı ona sımsıkı sardım. "Artık evimiz burası Madison."dediğimde biraz daha sinirlenen kız kardeşim "Ya arkadaşlarım?" diye sordu. "Ben Claire ve Zack'i özledim! Onlar da beni özlemiştir. Geri dönelim Alice."diye yalvarırcasına konuşurken kız kardeşime biraz daha sokuldum. En az onun kadar bende geri dönmek istiyordum ama asla ağzımı açıpta tek kelime edemiyordum.

Yanımızdan yuvarlanarak geçen bir futbol topu gördüğümüzde ise birbirimizden ayrılıp arkamıza baktık. Az önce arabadan inişini izlediğim kız çocuğu bahçelerimizi birbirinden ayıran çitlerin üzerine tırmanmış bize bakıyordu.

"Topumu alabilir miyim?" diye sorduğunda Madison ile birbirimize baktıktan sonra ben topu almak için yerimden kalktım ve biraz ilerleyip topu alıp kıza döndüm. Madison ise topu alıyor olmamdan zaman kazanmış ve çoktan kızın yanına ilerleyip onunla konuşmaya başlamıştı bile. Işte kardeşimle beni ayıran bir başka özellik daha ortaya çıkmıştı. O girişkendi bense çekingen...

Topu götüremeyip öylece onlara bakarken küçük kızın arkasından bir erkek çocuk çıktı ve çitlere yaklaşıp Madison'la tanıştı. Birbirleriyle bir süre konuştuktan sonra Madison eliyle beni çağırdığında gidip gitmemek arasında kararsız kalmıştım. Onları tanımıyorduk ve çocuk... dikkatle bana bakıyordu.

Manipulate My Decisions // Shawn MendesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin