KİTAP KOKAN KADINLAR-NEHİRERDEM7

2.2K 113 145
                                    

Merhabalar yine ben geldim. Biliyorum şaşkınsınız bu ne hız diye 😄. Yazarlarımız hızlı valla benimle alakası yok. Bugün ki Kitap Kokan Kadın'ımız Nehir Erdem kendisi Huysuz ve Ruhsuz, Çiçek Kızlar, Deli Divane,İki Entrika Bir Düğün İsmail, Aşkın Adı Yahya, Aşk Olsun 1-2 kitaplarının ve Lodos'un Oğulları-Barut-, Ve Kadın Aşkı Öğrendi, Onlar KADINDI, Mavera 1-2 hikayelerinin yazarıdır.

Araya maydanoz olma: Medyadaki şarkıyı mutlaka dinleyin. Yazarımızın dediğine göre bir nevi ötekileştirenlerin acısını anlatıyormuş.

Şekerpare tadında okumalar. (Diyetteyim zor günler geçiriyorum bunlar hep ondan :D)

1-Ablacım öncelikle seni biraz tanıyalım. Nehir kimdir? Ne yapar? Ne eder? Ne yer? Ne içer?

Nehir, çoğunuzun bildiği gibi önce annedir, sonra eştir ama bunlarla birlikte sürekli kendi ile yarışan delinin tekidir.

Mutlu olduğum her ortama çok rahat ayak uydurabilirim ama mutsuz olduğum ortamlarda... Allah herkesin yardımcısı olsun :D

Ne yapar kısmına gelirsek... Mesela bol bol yazarım. Aklımda bir kurgu olmasına gerek yok. Kaldı ki ben yazarken düşünenlerdenim. Bu sebeple bana bir laptop, bir fincan çay ve şu anda rejimde olsam da bir tabak dolusu tatlı verin, arkanıza yaslanın. O iş artık bende.

Buradan da anlaşıldığı üzere yemekle asla derdim yok ama söz konusu tatlı ise herkes bir destur çeksin ve sahayı bana bıraksın.

(Ne yer ne içer sorusunu yazar meğer yanlış anlamış di mi?:D )

2) Bir ülke olsaydın. Bu hangi ülke olurdu?

Belki klasik gelecek ama ben Türkiye olurdum sanırım.

Düşünsene... Dört iklimiyle... Sayısız kültüre, kavime, uygarlığa geniş coğrafyasıyla nefes olmuş zengin topraklarıyla... Ha diyeceksin ki abla bu ne ukalalık ama yok, öyle değil.

Benim nazarımda insanları, inançlarından, tercihlerinden, ideolojilerinden, dillerinden, renklerinden ve daha bir çok farklı özelliklerinden dolayı ötekileştirmek yoktur.

Yeter ki bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine yaşayabilelim.

Ne demiş Mevlana, "Ne olursan ol, gel." Bizlerin çatısı da doğru yorumlanmış 'insanlık' olmalı.

Bu yüzden bazen yanlış anlaşıldım, bazen onaylandım, bazen "ötekileştirildim" ama sonuç olarak her insan kendi dünya görüşünden sorumludur; onlara da tepki vermedim.

Kimine cahil dedim; öğrenir. Kimine çocuk dedim; büyür. Kimine tanımıyor dedim; tanır.

Ama tüm bunlardan mükemmel bir insan olduğumu iddia ettiğim sakın ha çıkmasın. Tıpkı doğunun sert iklimi gibi hırsıma yenik düşüp kırdığım, Karadeniz'in hırçınlığı gibi öfkeme yenik düşüp boğduğum, Akdeniz'in sıcaklığı gibi nefsime yenik düşüp yaktığım, Ege'nin kıyıları gibi, gel-gitlerimle hırpaladığım da oldu.

Ama dedik ya... Türkiye bu.

3) Ablacım yazma serüvenin nasıl başladı?

İlk önce finalini beğenmediğim kitaplara hayalimdeki sonları yazarak başladım sanırım ( Biliyorum, çok ukala bir tavır. Sen kimsin, hayırdır, derler adama.)
Sonra da baktım ki insanları seviyorum. Bir önceki soruda da belirttiğim gibi, öyle güzel yanlarıyla değil sadece, her halleriyle seviyorum.

Başladım insanları izlemeye. İzledikçe bir çok renkler gördüm. Aslında fark ettim ki herkes bir hikayenin kahramanı. Neden olmasın dedim. Neden metrobüste gördüğüm o delikanlı, vapurda martıya simit atan o genç kız, pazarda oğlunu çekiştirerek ucuzluğu kaçırmamaya çalışan o abla da bir yerlerde kahraman olmasın.

KİTAP KOKAN KADINLARWhere stories live. Discover now