seni sevmek toplumu meşru kılmakmış

1K 115 44
                                    

Geciktiğim için üzgüünümmm....

Yorum?

••

O akşam bol gülüşler eşlik etmişti bizlere.

Yemekler; bir annenin elinin değdiğini kanıtlar nitelikteydi.

Ve tam o akşam canımı yakan kimse yoktu yanı başımda.

Aksine, beni sarıp sarmalayan biri vardı tam sağımda. Kaçamaklar bakışları çarpıyordu gözlerime, eli masanın altında baldırıma değiyordu, elimi kavrıyordu usulca. Küçük bir çocuğun ilk defa sevgiyi tadışı gibi utanıyordu benden.

En çok o gülümsetiyordu.

••

Doyduğumu belirten mırıltılar çıkarıp son lokmayıda ağzıma tıkıştırmış ve yemek çubuklarını masaya bırakıp ayağa kalkmıştım.

"Eline sağlık!"

"Anne."

Ona anne dememi istiyor oluşu hem koca bir minnet duygusu serpiyordu içime, hemde öldüresiye batırıyordu tüm hislerimi derime.

Fakat sorun değildi.

Ben Jeon Jungkook ile olduğum ilk andan beri acı çekmeyi unutmuştu vücudum.

Ruhumda kalan o küçük umutlar dudaklarıma çok sık yerleşir olmuş ve yamuk ön dişlerimi ortaya sermekten çekinmemeye başlamıştı.

"Afiyet olsun oğluşlarım benim!"

"Hadi gidin eğlenin. Jimin'in hatrına izin veriyorum size."

Jeon koşarak annesini öpmüş ve kısa bir teşekkür gönderip büründüğü tavşan edasıyla yanıma koşmuştu.

Kolu omzumu sarmıştı sonra.

Dışarıdan yakın birer arkadaş gibi görünsek bile, içimizi işgal edenler çok farklıydı.

Bakışlarımız ele veriyordu her bir detayı.

Yadırgamıyordum.

Bana dayanmam için koca bir sırt vermişti.

Nasıl yadırgayabilirdim ki?

••

Akşam serinliği zıt tutamlarımızı birbirine savururken sokağın boşluğunu fırsat bilip belimi kavramıştı şimdi de.

Yanakları al aldı.

Öyle güzel utanıyordu ki, ölesim geliyordu.

Bana hissettiklerinde kaybolasım, bulunmayasım geliyordu.

Uzanıp dudak kenarına küçük bir öpücük bırakmış ve belimi saran kolunu kavrayıp yanı başıma getirmiştim.

Sonra, parmaklarının parmaklarıma geçişini memnuniyet dolu bir mırıltıyla izlemiş ve gülümsemiştim.

"Park Jimin."

Durdurmuştu beni.

Ara sokağın birinde, güneş batmaya çok yakınken durdurmuştu.

Sesi sakin geliyordu.

Huzurlu geliyordu.

Bakışları koca bir istekle parlıyordu.

Elleri ellerimi iyice kavramış, kaybetmişti parmaklarımı parmakları arasında.

Çok güzel yakmıştı.

"Efendim."

Titrekti sesim.

Korunmaya muhtaçtım.

Onun tarafından sevilmeye muhtaçtım.

Beni kavrayışlarına muhtaçtım.

Babamın yerine geçmesine muhtaçtım ben.

"Çirkin duvarları süsleyen renkli yazılar gibisin biliyor musun?"

"Yasaksın, yakalanırsak suçlu bulurlar mesela bizi. O çirkin dünyaya renk verdiğimiz için. Fakat aynı zamanda öyle güzelsin ki, yazanın bir daha yazası gelir sayfalarına, çirkinleştirdikleri taş duvarlarına."

"Çiçekler asası gelir, sarmaşıklar dolayası gelir. Seni bu yüzden saklamak istiyorum işte herkesten, her şeyden. O taş duvarları renklendiren sadece ben olayım istiyorum. Bırak toplumu meşru kılayım, yasakları seni sevişlerimle çiğneyeyim."

"Sev beni Jimin."

"En çokta sevmeme izin ver seni."

"Sevişelim."

"Çünkü kelimeler tıkanır ağzında bilirim."

"Bu yüzden dokun bana."

"Çok sev."

••

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 02, 2017 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Night flight • JikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin