《SAVAŞ BAŞLASIN 》

1.5K 176 49
                                    

Namjoon bir kaç adım atıp "Biz bunu insanlara nasıl açıklayacağız?" diye sordu hala şok içinde şatoya bakarken, "Bunu bir tek bizim gördüğümüze eminim" dedi Jimin ki öyleydi de dışardan aslında hala bir evdi ama sadece onlar bunun bir şatoya dönüştüğünü görebiliyordu.

"Onlara güçlerimi vermeme rağmen ne bu şimdi !" Diye çıkışan Jin ile Hei gözlerini devirip "Cidden sinir bozucu olmaya başladılar " dedi.

Ancak olan olmuştu artık ve hepsi şatoya doğru ilerlemeye başladı. Kapıdan içeri girdiklerinde, içeriside dışarısı gibi simsiyahtı. Siyah koltuklar,  siyah masa, siyah duvarlar.. Ortamı aydınlatan ise beyaz uzun mumlardı. İnsanın içini karartan sinir bozucu bir görüntüydü bu. Hepsi şatoyu incelerken,
"Aslında ortam böyle daha romantik oldu" deyip sırıtan Taehyung ile hepsi ona ciddi misin der gibi bakmıştı.

"Evet iyi yönden bakmaya çalışmak güzel ama ben bunun iyi yönünü göremiyorum güzelim ev ne hale geldi "deyip dudaklarını büzdü Haru.

"Eşyalarımız da yok. Ne yeyip ne içeceğiz?" Diye soran Hoseok ile hepsi onun yanına mutfağa gitti.

Buzdolabı ve tüm mutfak eşyaları yok olmuştu "Neyse yarın gidip yenilerini alırız" diyen Jin ile hepsi ona bakmıştı Jin ne dedim der gibi gözlerini açmış bakarken. "Evde elektrik bile yok hyung alsak nereye takacağız?" Diye soran Jungkook ile

"Senin münasip bir yerin iyi gibi " deyip sırıtan Taehyung ile diğerleri de hafifçe kıkırdadı.

"Aman be ne yaparsanız yapın " deyip giden Jin, Hei'nin yine ortada kaybolduğunu gördü. Üst katta olabileceğini tahmin ederek merdivenlere yöneldi. Tek tek çıkarken ayağının altında gıcırdayan tahtalarla söylenerek üst kata ulaştı. Hei üst katta öylece camın önünde dururken, Jin yanına doğru ilerleyip "Ne yapıyorsun burada ?" diye sorduğunda Hei ona bakıp,

"Yarın uyandığımız da ne olur onu düşünüyorum acaba bizde mi kendimizi siyah boyasak böylelikle kamufle oluruz ruhlar bizi farketmez falan "

Jin hafifçe gülüp "Bundan zevk almaya çalışsana " dediğinde Hei ona ciddi misin der gibi baktıktan sonra.

"Yataklarımız yok , yiyeceklerimiz yok , banyomuz bile yok Jin. Sence bunun neresinden zevk almalıyım!" Diye söylendiğinde, Jin gerçekleri böyle duyunca bir an cidden durum kötü der gibi olmuştu.

"Senin gücünü aldılar ama hala ne istiyorlar anlamıyorum " diyerek etrafa bakınan Hei'nin elini tutan Jin "Bizim aşık olduğumuzu anlamış olmalılar" diyerek Hei'yi bakarken Hei bakışlarını ona çevirip "Daha öncede sana aşıktım " dedi.

Jin ne demek istediğini anlamak isteyerek ona bakarken, "Sana o gün Hawaii'deyken dediğim o acımasız sözler gerçek değildi ben zaten seni seviyordum ama o an öyle demem gerekiyordu " deyip gözlerini kaçırdığında Jin bir kaç adım atıp Hei'yi duvara yasladı Hei başını kaldırmadan yere bakarken, Jin Hei'nin yüzüne doğru eğilip"Neden bilmediğim bir şeyler varmış gibi hissediyorum " dediğinde Hei kısa süreli başını kaldırıp yeniden indirdi.

"Şu an aklının içindekilerini okumak çok isterdim " derken gözlerini kısarak şüpheli gözlerle Heiye baktı. "Ee biz bu işi napacağız?" Diye sorup konuyu değiştirmeye çalışan Hei , gitmek için hamle yaparken, Jin onu kolundan tutup yeniden duvara yasladı.

Hei kaçamayacağını anlayınca buna boyun eğerek Jin'e bakarken, "Neler olduğunu bilmek istiyorum Hei " dedi Jin.

Hei bunun şuan iyi bir fikir olduğunu düşünmüyordu hala kendi içinde buna hazır değildi ve ne zaman hazır olacağı konusunda da pek emin değildi Jin bir şeyler söylemesini isteyerek ona bakarken, Hei susmayı tercih etmişti. "Bana söyle..."

[BTS]PROPHECY ✔ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin