14. Bölüm Acı Sabır

10.1K 945 506
                                    

Geçen bölüm Instagram ve Twitter üzerinden beğendikleri replikleri paylaşan sevgili okurlarım arkadaşlarım.

NurArzu
MryHanker
Zeyneb999

Emeğinize sağlık arkadaşlar. Çok mutlu ettiniz beni. Twitter hesabım olmasa da haberlerini alıyorum. Sizleri seviyorum❤️️❤️️❤️️❤️️😘😘😘

Bu bölüm biraz değişik oldu gibi. Biraz daha duygusal biraz durgun, duygu yoğunluğu içeren. İnşaallah beğenirsiniz. O yüzden vazgeçilmezim olan yorumlarınızı bekliyorum. Duygularınızı öğrenmek için sabırsızlanıyorum. ❤️

Multimedyada güzel sakin bir enstrümantal var. "Gözlerin." Kahveleri göreyim.☕️️Hadi müziğimizi açalım kahvelerimizden bir yudum alıp bölümü okumaya geçelim. Buyrun efenim bölüm sizlerin. ☕️️🎯🔫




Saatler gece yarısına doğru yol alırken, uzun ve sessiz süren yolculuk nihayete ererken Kerem arabayı park etti. Zeynep'e bir an bakıp anahtarı alarak dışarı çıktı. Zeynep dışarı çıkıp kapıyı örttü ve sessizce öyle dururken yanına gelen Kerem'e bir an bakıp gözlerini kaçırdı. Nereye gidiyoruz bile diyememişti. Şimdi de suspus öyle duruyordu. Hiç böyle bir duruma düşmemiş ve konuşmak zorunda kalmamıştı. Serin esinti başındaki sarı peruğun tellerini yüzüne savururken fark etti, hala başında olduğunu. Kim bilir nasıl görünüyordu? Kim bilir yüzü ne haldeydi? Zaten şu an düşünmesi gereken en önemli konu da buydu. Çünkü az önce ölümden dönmemiş, her yerden çıkan Daffy Duck bu kez de ortaya çıkıp kendisini kurtarmamıştı. Mesele çok önemliydi.

Peruk!

Ne zamandan beri böyle düşünmeye başlamıştı? Tekrar esen serin rüzgarla ürperirken bakışlarını karşısındaki adama sabitledi. Kaçarı yoktu, ya şimdi ya da hiç...

"Ben nasıl söylesem bilemiyorum yani biliyorum ama başlayamıyorum."

Kerem'in ciddi ifadesine merak karışırken gözlerini kıstı.

"Ben de hiçbir şey anlayamıyorum."

Zeynep'in gözlerinden bir an öfke geçse de kendini toparlayıp etrafına baktı. Vakit geçerse daha iyi toparlardı.

Beyinsiz Zeynep!

Altı üstü iki kelimeydi, söyleyeceği! Sanki seminer verecekti! Sanki milletvekiliydi ve önemli bir konuşma yapıyordu! Bakışları meraklı yeşilleri bulduğunda sıkıntılı bir iç çekti.



"Anlayamazsın o yüzden açıklayacağım. Hayatımı kurtardın. Daha önce kimse hayatımı kurtarmadığı için nasıl konuşulur bilmiyorum. Niye bu kadar uzatıyorum onu da bilmiyorum."

Zeynep gözlerini kaçırıp içinden kendine küfredip; hayalinde yüzüne üst üste okkalı yumruklar indirirken yumruklarını sıkıp açtı, tekrar Kerem'e döndü.


"Teşekkür ederim. Sana borçlandım. Kimseye borçlu kalmak istemem hele de sana ama-"

Zeynep konuşmasını yarıda bırakıp oflarken Kerem hayretle kaşlarını kaldırıp bakıyordu. Altı üstü teşekkür ederim diyecekti. Etmese de olurdu. Çok da önemli  değildi ama bayan ukalayı bu halde kıvranırken görmek hoşuna da gitmiyor değildi. Ellerini göğsüne bağlayıp konuşmanın devamını beklerken Zeynep'in tedirginliğini de ilk kez görüyordu. Bu kız, bağırmaktan, öfkeden başka şeyler de barındırabiliyordu, demek.

KOD 52 -BİR AŞK MASALI-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin