2

80.1K 3.1K 3K
                                    

"Onu seviyorum! Bana ait!" diye bağırdı Koray. Kaşlarımı çatıp yumruklarımı sıktım.

"Ben de seviyorum! Asıl bana ait!" Koray'ın kulaklarından dumanlar çıkacak sandım bir an. Esmer tenine rağmen kızarmıştı.

"Öyle değil aptal, ona aşığım ben." Aşk? Bu kelime benim için yeniydi. Henüz 6 yaşındaydım zaten. Aşktan ne anlayabilirdim ki?

"Ben de aşığım ona!" Hiç düşünmeden karşılık verdim. Koray bana uzun boyuyla yukardan bakıyordu. Gözlerini kıstı, elini göğsüme koyup itti beni. Kalçalarımın üzerine yere düştüm, gözlerim doldu. "O da bana aşık!" Koray bana son kin dolu bakışını atıp bisikletine bindi, hayali motor sesini çıkararak uzaklaştı.

Yemeğimizi yiyip hiç ekşına gerek duymadan tabakları makineye atmak yerine elimizde yıkadık. Sonra üzerimizi giyinip Tunç'un davet ettiği saatte evden çıkıp onların yeşil evine doğru yol aldık.

Kapıda bugün Yiğit'in üzerine su sıçratan motoru görünce dişlerini gıcırdattı. Gülmemek için başımı diğer tarafa çevirdim. Ben buradan ayrılırken on beş yaşında olan, motorlara tutukluğu o zamandan başlayan Koray'a aitti bu, emindim.

Kapıyı çaldık. Birkaç dakikaya Tunç belirdi kapıda. Bizi içeri alırken salona doğru bağırdı. "Koray! Bahsettiğim sürprizler geldi!"

Gülümseyerek salona yürürken onu düşündüm. Tunç olmadığı sürece aramız o kadar da kötü değildi ama ikimizin de Tunç'a bir tutukluğu vardı. Bu yüzden hep tartışırdık onunla. Şimdi daha olgunduk. Aramızın eskisi gibi olmayacağını düşünüyor ya da umuyordum.

"Selam." diye mırıldandı kapı pervazına yaslanmış, bizi bekleyen Koray. Koyu kahve saçlarını geriye yatırmış, simsiyah gözlerini kısmıştı. Tunç'a değişmiş mi diyordum? Eğer bir sokakta karşılaşmış olsaydık, Koray'ı tanımazdım. O zamanların veledi şimdi 22 yaşında, belki 190 boyuyla dev gibi ve yapılı bir adamdı şimdi. Sert bakışlarına uyumlu kemiklenmiş bir surata sahipti. Çenesi hafifçe sakallanmış görünüyordu. Kalın dudakları ince bir çizgi halinde gerilmişti. Beni ve Yiğit'i süzdü, arkasını dönüp salona girdi. Yiğit'le kısa bir an bakışıp peşinden içeri girdik, koltuklara yerleştik. Biraz sonra Tunç da elinde şişelerle gelip Koray'ın yanına yerleşti. Herkese bir bira şişesi uzatırken gülümsüyordu.

"Senin yaşın tutuyor mu ki?" dedim kaşlarımı çatarak. Koray o sırada cebinden sigara paketini çıkartıyordu. Onları böyle bira ve sigarayla görmek tuhaf geldi. Son gördüğümde Koray çıplak kadınlarla dolu dergilere bakıyor, Tunç henüz sümüklerini yiyordu. Gerçi şimdi de 17 yaşındaydı. Henüz reşit değildi.

"Kim takar bunu?" diye mırıldandı Tunç. Onaylamaz bir bakış attım ona. Koray sigara paketinden bir dal alıp bize attı. Yiğit de bir tane çıkarırken ben başımı iki yana sallayıp istemediğimi belirttim. Birayı da reddettim. "Hey, bu gece ayık birini istemiyorum." diye mırıldandı Tunç. Yedi yıl önceki çocukla cidden alakası yoktu.

"Ben içmem." dedim umursamaz bir tavırla.

"Sporcu o." dedi Yiğit göz devirerek. Koray sigarasını yakıp çakmağı Yiğit'e attı. Sonra tek kolunu Tunç'un omzuna attı. Tunç onun göğsüne doğru yaslanıp birasını bacakları arasına sıkıştırdı, Koray'ın dudaklarından sigarasını çekip bir nefes çektikten sonra sigarayı dudaklarına geri nakletti. Bu görüntü yüreğimin sızlamasına yeterken kaşlarımı çatıp başımı yere eğdim. Kendine gel Feza, yedi yıl oldu. Araya bir sürü kişi karışmıştı, Tunç'u unutmuştum. Şimdi canım acımamalıydı.

Geçmişim (Gay)Donde viven las historias. Descúbrelo ahora