35🔯

8.5K 384 19
                                    

Hiç nefret ede ede sevdiniz mi

Cemal Süreya

<<<<<<<<<<<YAZARDAN>>>>>>>>>>

Masasının üzerinde ki soğumuş kahvesine uzattı elini genç adam . Dudaklarına götürdüğü kahve içininde buz kesmesine neden oldu . Pek umursamadı genç adam. Buz tutmuş kalbi biraz daha soğusa sorun olmayacaktı. 

Elinde ki kahve bardağını sıktığının bile farkında değildi. İçinde ki dizginleyemediği canavar ipini koparmış oradan oraya koşarken kendisi sakin kalıp düşünmeye çalışıyordu. Tam bir hafta olmuştu. Bir haftadır aramadığı yer kalmamıştı . Ama yoktu ! Sevdiği kadın hiç bir yerde yoktu. 

Tam kavuştum derken ellerinin arasından uçup gitmişti . Üstelik düğün gününde . Onu kendisinden kardeşi çalmıştı.

Elinde sıktığı bardağı karşı duvara fırlatınca odanın içinde kısa süreliğine  cam sesi yankılandı .Daha sonra etrafa saçılmış parçalar. Sarp ayağa kalkıp odanın içinde volta atmaya başladı . Nerede olabilirdi ! Nerede ! 

Bir anda durdu genç adam . Kafasında bir şeyleri tartmak istercesine  düşündü. Elini ensesine koyup ovaladı . Çağrıyı iki yıldır takip ettiriyordu . Onun her attığı adımdan haberi vardı fakat bir şeyi gözden kaçırmıştı . Tam bir buçuk yıl önce yaptırmaya başladığı ev geldi aklına . Dağ evi... Adamlarından birisi onun bir ev yaptırdığını söylemişti . Ayrıntılarını ve nerede olduğunu pek hatırlamasa da aklına gelen fikirle hızlıca odadan çıktı . Onu bulacaktı ! Ve sevdiği kadını yeniden alacaktı . Bir daha zarar gelmesine izin vermeyecekti !


 ************


Oturduğum yerden ayağa kalkıp kapının önüne gittim . Aşağı inip inmeme konusunda kendimle cebelleşirken ellerim kapının koluna gitti. Battı balık yan gider deyip kapının kolunu aşağı indirdim ve kendimi koridora attım . Küçük koridorun ardından merdivenlere yöneldim. Ortalıkta hiç ses yoktu . Çağrı nerelerdeydi acaba ? 

Merdivenin son basamaklarına geldiğimde boydan cam olan pencereye baktım . Evin içinde benden başka kimse yoktu anlaşılan . Camın önüne doğru adım atarken bir kaç ses ilişti kulaklarıma . Cama iyice yaklaştığımda gördüğüm manzara karşısında küçük dilimi yuttum . 

Üstü çıplak odun kıran Çağrıyla karşılaştım . Gözlerimi yumup yeniden açtığımda karşımda ki görüntünün bir ilüzyon olmadığına kanaat getirdim. 

Ne kadar muazzam bir görüntü olsa da gözlerimi çekip kapıya çevirdim. Yarı açıktı ! Ama kapıdan çıktığım an yakalanırdım . Bu riski göze alarak kapıya yaklaştım . 

Elimle kapıyı yavaşça ittirip açtığımda günlerdir göremediğim gökyüzü ile karşılaştım. Yüzümde ki gülümsemeyi hızlıca silip Çağrının olduğu yere bakmadan hızlıca koşmaya başladım. İleride ki ormana girebilirsem eğer bir kurtuluş şansım olabilirdi yada tamamen işler boka sarabilirdi . Bunu göze alarak koşmaya devam ederken Çağrının sesini duyabiliyordum. Ama umursamadan koşmaya devam ettim. 

Geçen sefer bu ormanda kaybolmuştum anlaşılan yeniden kaybolacaktım ama bunu umursamadan daha hızlı koşmaya başladım .Aslında Çağrıdan değil kendimden kaçıyordum . Onun yanında bir gün daha kalsaydım kendime yenik düşecektim. 

Aradan geçen bir süre sonra nefes nefese ellerimi dizime koyup durdum. Geriye dönüp baktığımda çeşit çeşit ağaçlardan başka bir şey yoktu. Doğrulup yeniden koşmaya başladım ama dizlerimde dermen kalmadığı için yürüyordum bu sefer. 

PORTAKAL ÇİÇEĞİ -HAZALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin