6🔯

17.5K 613 51
                                    


Gözlerimi açtığımda karşımda kehribar rengi gözlerle karşılaştım . Tekrar gözlerimi yumacak iken bir çığlık daha attım . Elini yeniden ağzıma kapayıp bu halime gülümsüyordu . Dün gece geldi bir an gözümün önüne . Ne kadar kaçmak için debelensemde yorgunluktan uyuyakalmıştım. Sonra ayağıma kaydı gözlerim. Adamın üzerine attığım ayağımı ateşe dokunmuş gibi bir anda çektim . Elini ağzımdan çektiği anda bütün gücümle yataktan aşağı attım geri zekalıyı !. 

Elimle yataktan tutup doğruldum . Yere düşen psikopata bakmak için eğildiğimde kolumdan tutup aşağı çekti bir anda . O kadar sinirliydim ki ona bir kaşık suda boğabilirdim . Ne kadar güzel bir sabahtı bu böyle ! Yerden kalkıp çekmecenin üzerindeki vazoyu kafasına geçirmek için hazırlandığımda kahkahası durmama neden oldu . Yine aynısını yapmıştı . Bütün kas sistemimi eline geçirmişti .  

Sinirden ne yapacağımı bilmeden ona bakıyordum sadece . Yatağın kenarına başını geriye dayamış yerde oturuyordu. Ve yüzünde ki o ilahi gülümsemesi... Karşısına geçip duvara yaslandım . Onun yaptığı gibi kafamı arkaya atıp bende gülmeye başladım . Sinirlerimi alt üst etmişti . Normal olduğum pek söylenemezdi . Bu hareketime oda şaşırmış olacak ki kahkahası birden durdu . Bense hala aynı şekilde gülmeye devam ediyordum .

"Seninde benden aşağı kalır yanın yok psikopatlıkta "

Dediği şeyle daha sesli gülmeye başladım . Kafamı kaldırıp ona doğru yaklaştım . Bu aptalca bir şeydi biliyordum ama biraz daha yaklaştım . Yüzünde eski gülümsemesinden eser kalmamıştı sadece şaşkınlık vardı . Her hareketimi inceliyor ve ne yapacağımı merakla bekliyordu. Onun daha önceden yaptığı gibi kulağına eğildim ve
"İmdattt evimde sapık var !!" Kapıya doğru koşup kapıyı açtım ve apartmanın içine doğru aynı şekilde
"İmdattt sapık ..." Devamını getiremeden eliyle ağzımı kapatıp beni geriye doğru çekti ve kapıyı kapattı . Kapının arkasında elini ağzıma kapamış sinirli bir şekilde gözlerimin içine bakıyordu. Elimi göğüsüne bastırıp geri itmek için uğraşsam da yerinden kıpırdamıyordu. İki bacağının arasına tekme atıp ondan uzaklaştım. İki büklüm eğilince elime gelen ne varsa üzerine atmaya başladım . Kafasına attığım pantolonumla bir anda utanç duygusu kapladı içimi elimin altında ne arıyor pantolon ,içimden bir küfür daha savurdum ama bu sefer kendime . Üzerine düşen pantolonu alıp pis bir şekilde bana doğru sırıttı

"Hımm , farklı fantazilerin olduğunu sanıyordum bu çok sıradan " elime geçen küçük , yedili fil biblolarını atmaya başladım . O , şekilden şekile girerken gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırıyordum. Bir anda üzerime doğru yürümeye başlayınca elimi arkaya attım, üzerine bir şeyler fırlatmak için . Ama hiç bir şey kalmamıştı etrafta . O bana doğru yürüdükçe bende geriye doğru yürüyordum.

"Orada dur , yaklaşma !. Yaklaşma diyorum ! Bak bütün apartmanı ayağa kaldırırım "
Alay edercesine güldü . Ve hala yaklaşmaya devam ederken

"Seni polise veririm . Sapık ! ."

"Psikopattım hani ?" Tekrar alay edercesine söylediği kelimeyle sırtım duvara çarptı bir anda.
Ellerini duvara koyunca kolları arasında kaldım . Tekrar iki bacağını arasına vurmayı düşündüğümü anlamış gibi bir anda kendini bana doğru bastırdı . Bu hareketi yutkunmama sebep olurken hareketsiz kalmamı sağlamıştı. Sesli bir şekilde yutkununca kafasını aşağı doğru eğip yüzüme bakmaya başladı .

"G..Git "

Zar zor söylediğim kelimeyle bir elini yanağıma koydu . Elini yavaşça hareket ettirirken içimi kaplayan korkuyla gözlerinin içine bakıyordum sadece.

"Saçların..."
Yanağımdaki elini saçlarıma getirdi bu seferde . "Saçlarını çok seviyorum " yine saçmalamaya başladı . Onun gerçekten bir hasta olduğuna kesinlik getirmiştim ." İçindeki karanlığı kapatmak için rengarenk boyattın " O , bunu nasıl biliyordu ? Bozuntuya vermeden dinlemeye devam ettim. "Mavi özgürlüğünü ,mor asaletini ,pembe içine sakladığın ama hiç bir zaman yaşayamadığın çocukluğunu ve turuncuda sıcaklığını temsil ediyor değil mi ?" Tekrardan yutkununca bu sefer elini kalbimin üzerine getirdi . Korku ve garip bir hisler inip kalkan göğüs kafesim bu ana kalbimin daha fazla dayanamayacağını haykırıyordu . Kafasını biraz daha eğip yaklaştı . Dudakların kulağıma değince birden ürktüm . Sessiz ve boğuk bir şekilde

"Sana neden portakal çiçeği diyorum biliyor musun ?"

Bu sorunun cevabını gerçekten merak ediyordum . Ama şuan bu durumdayken düşünme yetimi kaybetmiş gibiydim. Hiç bir şey söyleyemedim . Sadece hızlı bir şekilde aldığım nefesler duyuluyordu .

"Portakal çiçeği gibi kokuyorsun "

Kollarını duvardan çekip iki adım geriye attı . Benden uzaklaştığında tutunacak bir yer aradım . Benden ayrılınca boşlukta gibi hissettim kendimi . Hala söyledikleri kulaklarımda yankılanıyordu. Beyin fonksiyonlarım yeni yeni kendine gelirken kapının kapanış sesini duymamla bakışlarımı o tarafa çevirdim . Gitmişti . Beni darmadağın edip gitmişti . Duvarın dibinde yere oturup söylediklerini düşünüyordum . O nasıl düşüncelerimi okuyormuş gibi konuşabiliyordu ? Benden ne istiyordu ? Neden aylarca beni takip etti ve bir anda karşıma çıkıyordu ? Benim hayatıma bir virüs gibi bu kadar hızlı ne ara bulaşmıştı. Oturmuş onu düşünüyordum . Kimdi o ? İsminden başka hiç bir şey bilmiyordum . Ama o benim bütün hayatımı ezberlemiş gibi davranıyordu . Oturduğum yerden kalkıp banyoya girdim . Suyu açıp yüzümü yıkamaya başladım . Ben yalnızlığımla mutluyken o hangi ara girmişti hayatıma ? İlk attığı mesajla mı ,yoksa karşıma çıktığı o ilk gece mi ? . Aynaya yansıyan görüntüme kaydı gözüm . Dağılmış saçlarım ve boş boş bakan gözlerimle tıpkı bir hayalete benziyordum . Bütün bu soruların cevabını öğrenmeliydim . Neden hayatıma girmek istiyordu ? .

Kendimi evden dışarıya atıp deniz kenarına kadar yürüdüm . Rüzgar bedenime çarptıkça sıkıntılarımı da alıp görüyordu sanki . İçime yayılan rahatlama hissiyle deniz kenarında öylece yürümeye başladım. Karşımda bana doğru seslenen kadına çevirdim bakışlarımı.

"Kızım."
Şaşırmış bir şekilde suratına bakarken kadın tekrarladı ." Zeynep kızım gelsene " kollarını açıp gülümsüyordu . Ne olduğuna anlam veremesem de kadına doğru bir adım attım. O ise hala bu tarafa doğru bakarak gözlerindeki o tarifsiz sevgiyle gülümsüyordu .

"Koşsana kızım " 

sesini bu sefer yükseltip gülümsemesini yüzüne daha çok yaydı . Kadına doğru yürümeye başladım . Onun gibi bende gülümserken yanımdan küçük bir kız çocuğu koşarak kadına doğru gitti ve kollarını kadının boynuna sardı . Kadın kahkaha atarak kızı kucağında döndürmeye başladı . İçimdeki küller yeniden yanmaya ve beni de yakmaya başladı .

Boğazıma bir yumru oturdu sanki. Kalbimde bir şeyler kırılıyordu . Ve bu kırılan şeyler tekrar tekrar içime batıyordu. Kapandı sandığım yaralarımı gün yüzüne çıkarıyordu . Yanağımda hissettiğim sıcaklıkla olduğum yerde kaldım ve onları izlemeye devam ettim . Hayat böyleydi işte . Bazıları mutluluktan havalara uçarken bazıları sadece izliyordu . Kanatları kırılmış bir kuş gibi hissettim kendimi . Gökyüzüne ait ama hiç bir zaman ait olduğu yerde olamayan bir kuştum .

PORTAKAL ÇİÇEĞİ -HAZALHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin