17-SİYAH KRİZANTEM

26 21 2
                                    


Bir hafta önceden Kenan'ı arayıp randevu aldım, hala kuaförde çalışmaya devam ediyordu. İş görüşmelerinden olumlu sonuç alamamıştı. Partide ne giyeceğimi düşünüyordum ama bulamıyordum ve artık düşünmemeye karar vermiştim.

Pazartesi uyanıp mutfağa girdiğimde, gözlerimi ovuşturarak annemin buz dolabına yapıştırdığı notu okumaya çalıştım. Gülay Teyze ve birkaç komşuyla pazara gitmişti. Elektrik ve su faturasını ödemeye gitmemi de eklemişti nota. Oysa dışarı çıkmayı hiç istemiyordum. Ama son güne kalan faturalar stres demekti ve annem son dakikaya bırakılan işleri hiç sevmezdi.

Çayımı yudumlarken sokağa bakıyordum, kimseler görünmüyordu. Gülay teyzenin evinin yanındaki apartmanın ikinci katının tam karşıma gelen penceresinde bir kedi uyuyordu. Pencere önünde küçük bir minder üstünde kıvırcık gri tüylerine gömülmüş yatıyordu. Kediyi izlemek tekrar uykumu getirmeden çıkmalıyım diye düşündüm. Kahvaltımı çabucak bitirip, hemen hazırlanıp dışarı çıktım.

Amacım faturaları hemen ödemek ve geri dönüp bütün gün kitap okumaktı. Ben evden çıkmadan yaklaşık 10 dakika önce annem pazardan dönmüştü. Elindeki poşetleri adeta sürüklercesine mutfağa götürüyordu. Aldıklarını yerleştirmesine yardım ederken "neden bu kadar erken çıktınız" diye sordum.

"Pazar bu saatte kalabalık olmuyor, rahat rahat dolaşıyoruz diye gittik"

"Ama çok soğuk..."

"Merek etme pek üşümedik. Yani az üşüdük" dedi. Annem sebze ve meyveleri yerleştirirken ben fatura ödemek için çıktım evden. Ellerimi ceplerimde ısıtmaya çalışarak hızlı adımlarla yürüdüm. 10 dakika sonra ödeme merkezine varmıştım. Pazartesi olmasına rağmen pek kalabalık değildi içerisi. Boş vezneye gittiğimde ben henüz bir şey söylemeden veznedeki adam, "küçük bir sistem arızası var, kısa sürede düzeltilecektir, sizi biraz bekleteceğiz" dedi. Çıkıp gitmeyi ertesi gün tekrar gelmeyi düşündüm ama kapıya yönelmişken, bekleme koltuklarının sonunda, duvara yaslanmış oturan yaşlı bir kadın dikkatimi çekti. Omuzlarına örttüğü siyah, el örgüsü şalın uçlarını çekiştiriyordu. Belki de uzun süredir bekliyordu; sıkılmış, yorulmuş olabilirdi. Ben de beklemeye karar verdim. Hemen önümdeki koltuğa oturdum. Birkaç saniye geçmemişti ki yaşlı kadın bana seslendi; "kızım, biraz bakar mısın?" dedi faturasını göstererek. Kalkıp kadının yanına gittim. Aramızda broşür dolu bir sehpa vardı. Yaşlı kadın titreyen elleriyle faturayı uzattı bana. "Bir bakıver kızım, son ödemesi bugün müymüş?" dedi. "Yok teyze, bu faturanın son günü Cuma."

"Oh çok şükür, telaş etmeye gerek yokmuş yani. Sistem mi çalışmıyormuş neymiş, bekle dediler bekliyorum. Bugün ödeyemezsem elektriği keserler diye korktuydum, eski borcu da varmış."

"Merak etme, açılır birazdan, alırlar faturayı" dedim. Sonra kadıncağız bir anlatmaya başladı ki nerede olduğumu unutuyordum.

"Eskiden faturaları gelinim öderdi. Elim ayağımdı gelinim. Kızım olsa o kadar severdim herhalde. Benim oğlan yok mu, o bozdu düzenimizi. Gelinimin çocuğu olmadı diye 12 senelik karısını anasının evine geri götürdü. Kendisi de başka bir kadınla kaçtı gitti. O gün bugündür ne arar ne sorar. Bıraktı beni bir başıma. Akrabalar da unutuyor insanı. Sağ olsun komşularım, halimi hatırımı sorar. Onlar da olmasa nasıl gücüm yetsin bu yaşta. Ama insan fazla yük olmak istemiyor herkese. Faturamı kendim öderim, alış verişimi yaparım. Çamaşırı, bulaşığı, temizliği yapıyorum. Komşularım arada bir gelir dip köşe temizler, derler toplarlar. Yalnız bırakmazlar beni. Ben zavallı gelinimi düşünüyorum, kim bilir ne zorluklar çekmiştir baba ocağına dönünce. 2 yıldır haber alamıyorum. En son iki sene önce oralardan gelen bir komşusundan haber yollamıştı, bir de bu şalı örüp göndermiş bana." Yaşlı kadın hüzünlenmişti, kim bilir daha neler anlatacaktı, veznedeki görevlinin sesiyle kesildi konuşması.

Elyesa Cennetimde DansHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin