40.BÖLÜM

286 233 83
                                    

Herkese iyi okumalar arkadaşlar. İnşallah yeni bölümü beğenirsiniz. Beğendiyseniz lütfen oy verip yorum atmayı unutmayın. Unutmayın Esmer Belam ailesi olarak eğer hikayeyi iyi yerlerde görmek istiyorsanız oy ve yorum atınız bunlar gerçekten önemli.^^ Şimdiden oy verip yorum yapan herkese çok teşekkürler. Sizi çok seviyoruz.(SeNi) ^^ 


Serhat Kerem'in kulağına o sözleri fısıldadıktan sonra yüzünde yine o sinsi gülüş oluşur. Sonra rahat bir tavırlarla en arka sıraya geçip yerine oturur. Serhat o sözleri söyledikten sonra Kerem bir anda daha çok sinirlenip hırs yapar ve o an içinden şöyle der;

"Hadi bakalım yeni Serhat kimmiş? Ama unutma Serhat Akıncı sen Serhat Akıncı isen bende Kerem Soykan'ım ve emin ol kim olduğumu yakında her zerrene kadar hissedeceksin." der ve o da duvar kenarındaki en arka sıraya geçip oturur ve o an Serhat ile kin dolu bakışmaları başlar. Tam o sıra Nisa ve Dilara'dan sonra en yakın olduğu kişi Melike ile gülerek içeri girerler. Melike çok candan ve gülmeyi çok seven biridir. Bu yüzden Nisa'yı kötü gününde ne zaman olursa olsun güldürmeyi başarır. O günde Nisa Serhat'ın o sert konuşmasından sonra Yekta'ların yanına değil Melike'nin yanına gider çünkü o an ona çok ihtiyaç duyar. Nisa ile Melike gülerek sınıfa girince bir anda Serhat ve Kerem dahil herkes,bütün sınıf onlara bakmaya başlar. Serhat Nisa'nın Yekta'nın yanına değilde Melike'nin yanına gittiğini fark edince onun sözünü dinlemediği için hem sinirlenir hem Nisa için endişelenmeye başlar. Çünkü hâlâ mühür tamamlanmış değildi mühür akşam on ikiye kadar daha devam edecekti. Bunu Nisa'da çok iyi biliyordu ama ısrarla Serhat'ın sözünden dışarı çıkıyordu. Kerem Nisa'nın o gülüşünü izlerken bir anda gözleri Melike'nin gülüşüne kayar ve bir anda o gülüşü görünce içinde anlam veremediği bir sevinç oluşur. İlk kez Nisa'dan başka bir kızın gülüşü Kerem'e bu hissi hissettirmiştir. Ama Kerem kafasının içindeki bu düşünceyi Nisa'nın gülüşünü izlemeye tekrardan başlayınca yok eder. Serhat Kerem'in Nisa'ya baktığını ve Nisa'nın gülüşünün onun yüzünde gülümseme oluşturduğunu görünce deliye döner ve yerinden sinir küpü olmuş şekilde kalkıp Nisa'yı kolundan tuttuğu gibi sınıftan dışarı çıkarır. Nisa'da Melike'de o an Serhat'ın o sinirli halini görünce ve Nisa'yı öyle çekip dışarı çıkarınca korkarlar. Nisa Serhat onu kolundan tutup dışarı çekince Nisa Serhat'ın neler söyleyeceğini az çok tahmin eder ve hatasını bildiği için Serhat'a bir şey demez. Serhat Nisa'ya Yekta'nın yanına değilde Melike'nin yanına gittiği için bağırıp çağırırken sınıfta Melike tam yerine geçip oturacakken Kerem ona bakıyordur. Ama Melike o an Kerem'in ona baktığını göremez çünkü o an çantasından düşün eşyalarını toplamakla uğraşıyordur. Kerem ise yüzünde sinsi bir gülüşle Melike'ye bakmaya devam eder . Melike eşyalarını topladıktan sonra bir anda kafasını Kerem'e doğru döndürür tesadüfen gözü ona kayar ve bir anda Kerem ile göz göze gelirler. Kerem Melike'nin kendisini fark ettiği an bile gözlerini ondan ayıramaz ama Melike Kerem'in nasıl biri olduğunu ve Nisa'ya neler yaptığını bildiği için ona iticilik ile bakar. Sonra gözlerini devirip yerine oturur,telefonuyla uğraşmaya başlar. Kerem Melike'nin kendisine bakmayıp umursamadığı için yüzünde daha çok sinsi gülüş oluşur ve yanındaki Yağız'a dönüp ona bir şeyler anlatmaya başlar. Sonra ikisi de bir anda telefonla uğraşan Melike'ye bakarlar ve ikisi de aynı anda gülümsemeye başlarlar. İkisi de gülümserlerken Yağız Kerem'e şöyle der;

"Tamam Kerem o iş bende sen merak etme." der ve Kerem ile Yağız konuşmaya devam ederler. Onlar içeride onları yaşarken Nisa ve Serhat dışarıda gergin anlar yaşamaktadır. Serhat bir anda Nisa'yı duvara yapıştırır ve sert bir dille konuşmaya başlar.

"Ben kimim Nisa? He ben kimim? Benim sözüm sana ne ifade ediyor? Yeter Nisa yeter anla artık senden olmak istemiyorum şunu o kafana sok! Sana bir şey diyorsam bir şey biliyorum ki diyorum. Kızım sabahtan beri başımıza gelmeyen kalmadı ve benim canım sana her zarar geldiğinde acıyor. Nisa ben senin aşık olduğun ve sana o kötülükleri yapan ve acı çekmenden zevk alan Serhat değilim tamam mı? Ben senin kılına bile zarar gelmesin diye uğraşırken sen bunu umursamıyorsun. Nisa bu oyunun iki farklı sonu olabilir. Ya beraber yada tek kalmaya mahkum olarak sonlanacak. Sen hangi sonu istiyorsun? Beni sensiz bırakıp beni bu tanımadığım ve düşman dolu dünyada yalnız bırakmak mı istiyorsun? Hangi sonu istiyorsun Nisa hangi sonu?" der ve Serhat o an sinirini boşaltıp sakinleşir. Serhat sakinleştikten sonra Nisa'nın canını yaktığını fark eder ve Nisa'nın kolunu sıkmayı bırakır ve geri çekilir. Sonra şu cümleleri kurmaya başlar.

"Ne yapıyorum ben lanet olsun ne yapıyorum! Kimse canını yakmasın diye uğraşırken asıl ben senin canını yakıyorum haberim yok! Nisa üzgünüm ama beni dinlemelisin. Senden bir şey yapmanı istiyorsam bir bildiğim var ondan sana onu yap diyorum. Sabah elini kestiğin an ben banyodayken senin o acı çığlığını duyduğum an bütün vücudum bir anda uyuşmaya başladı. Ödüm koptu sana bir şey oldu diye. Nisa dikkatli ol ne olur mühür saat on ikide bitiyor. Saat on ikiye kadar daha az sakar olmaya çalış esmerim ve ben ne diyorsam onu dinle." der ve sarılıp sınıfa girerler.

ESMER BELAMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin