52.BÖLÜM

4.4K 834 45
                                    

Herkese iyi okumalar arkadaşlar. İnşallah yeni bölümü beğenirsiniz. Sizi çok seviyoruz.(SeNi)♥

Silahın tetiğine parmağını götürür ve son kez Melike'nin o aşık olduğu gözlerine bakıp son olarak şu kelimeler ağzından dökülü verir.

"Seni seviyorum hiç bir zaman sahip olamadığım kadın." der ve gözlerini yumarak silahın tetiğine derin bir nefes aldıktan sonra basar. Yekta tetiğe bastıktan sonra kanlar içinde yere yığılır. Melike ise o anda o anın şokunu üstünden atamaz ve dona kalır. Bir kaç saniye sonra üstündeki şaşkınlığı ve şoku attıktan sonra yere yığılan Yekta'ya doğru koşar. Kanlar içinde yatan Yekta'nın başını kucağına alır ve çığlıklar içinde ağlamaya başlar. Tabi bir yandan da kendi kendine yalvarmaya başlar. İlk olarak Allah'a daha sonra uyanması için Yekta'ya yalvarmaya başlar.

"Sana yalvarırım onu benden alma. Onu ve sevgisini yıllardır göremediğim için bana yazıklar olsun! Allah'ım ne olur onu benden alma. Bu böyle bitemez. Beni bu iğrenç dünyada bu kalleş insanlarla yalnız bırakmasın,lütfen Allah'ım." Melike böyle gözyaşları içinde başını yukarı kaldırıp Allah'a yalvarırken bir anda gözlerini kanlar içinde gözleri kapalı olan Yekta'ya çevirir. Bu sefer uyanıp onu yalnız bırakmasın diye ağlarken Yekta'ya yalvarmaya başlar.

"Aç gökyüzüm olacak o gözleri. O bana aşkla baktığın gözlerini göremediğim bu kör gözlerimle bu sefer doyasıya bakayım o gözlerine. Ben nasıl senin o aşkını görmedim. Yazıklar olsun bana. Gözüm karaktersiz ve kahpe insanlarla o kadar kör olmuş ki asıl beni ölecek kadar çok seven adamı görmemişim. Nasıl bu kadar kör olabilirim. Aç gözlerini mavi gözlü çocuk. Dayanamıyorum,nefes alamıyorum. Beni böyle bırakma. Uyan uzaydaki mavi gözlü çocuk. Seni seviyorum." der ve o anda çoktan kanı vücudundan çekilen ve artık hayatta olmayan Yekta'nın gözünden tek bir yaş düşer. Bunu gören Melike daha çok yıkılır ve bir anda yalvarmayı bırakıp etrafta birilerine sesini duyurmak için ayağa kalkar ve o üzüntüyle etrafta; "Yardım edin ne olur!" diyerek koşmaya başlar. Ama nafile ne kadar bağırsa da kimse sesini duymaz çünkü o depo çok ıssız ve çok tenha yerdedir. Melike en sonunda ümidini tamamen keser ve Yekta'nın yanına koşup son kez yerde yatan vücudunun yanına gider. Yüzünü iki elinin arasına alıp o artık sıcak olmayan dudağına küçük bir buse kondurur. Ama o bumbuz yüzü ve dudakları o an Nisa'nın yüzüne Yekta'nın öldüğü gerçeğini acımasızca vurur. Melike Yekta'nın dudaklarını tam bırakırken gözlerinden iki damla yaş düşer ve işte çaresizlik neymiş o sırada anlar. Yıllardır gözünün önünde olan kendisine sevdalı olan çocuğu görmek yerine sadece bir kızı elde etmek için oyun oynayabilecek insana yardım edecek kadar aşağılık birini sevdiği için kendinden tüm benliğinle nefret etmeye başlar.

ESMER BELAMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin