kaybetme korkusu

151 5 0
                                    

Uzun bir günün ardından sonunda eve gelmiştim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Uzun bir günün ardından sonunda eve gelmiştim. Tek istediğim banyo yapmak ve şu hastane kokusunu üstümden atmaktı. Düşünerek kapıdan içeri girdiğim de annemin sesini duydum ve kendi kendime "Gün daha bitmedi Bilge " dedim.Annem orta boylu zayıf ve 48 yaşın da otoriter kendisini ailesine adamış (fazlasıyla :)) ) üniversite bitirmesine rağmen ev hanımlıgını tercih eden kişiliğe sahip Hasret sultan " efendim anne" "sonuçlar nerde " "yarın alıcam" "iyi bende senle gelirim" annem yüzümde ki alaycı gülümsememin farkına varınca tekrar konuşmaya başladı " niye gülümsüyorsun komik mi seninle gelmek istemem" "sence komik değilmi anne on beş günde bi hastaneye gitmem ve tahlil yaptırmam ne zamana kadar sürecek bu. O olaydan sonra neden ben böyle yaşamak zorundayım." Bunları söylerken yanaklarımdan akan yaşların farkına vardım ve bi taraftan yanağımda ki yaşları silerken bi taraftan da konuşmaya devam edicektim ki annemin bakışlarına bakacak olursak bu konuşmanın boşa gideceği belliydi.

Güzel bi duş aldıktan sonra yatağıma uzanıp biraz dinlenmek istedim ama beynim benim uyumama izin vermiyordu. Annemle konuşmamız biteli bir saat olmasına rağmen beynim hâlâ annemle kavga ediyordu. Eski günleri çok özlüyorum ablamla geçirdiğim o tatlı atışmalarımızı onun o güzel yüzünü görmeyeli tam 3 sene geçti. Ilgın benden iki yaş büyüktü uzun boylu balık etli siyah saçlı esmer güzeli bi kızdı güldügünde gözleri kaybolur du sol yanağında bi gamzesi vardı babam Ilgını gamzeli güzelim diyerek sever di. Ilgın Halkla ilişkiler reklamcılık okuyordu ve hersey okulun ikinci döneminde başladı sürekli gülümseyen ılgın gitti yerine içine kapanık Asabi ılgın geldi sürekli annemle kavga ediyor bağırıp çağrıyordu ondan para istiyordu anneme sorduğum da " vizesi var ondan bu kadar stresli" diyordu şimdi düşünüyorum da annem herseyi ta başından beri biliyordu bi tek babam ve ben bilmiyorduk canım babam nasıl anlasın ki sürek li dava dan davaya koşturup duruyordu Babam elli yaşlarında orta boylu hafif göbekli kumral tenli ela gözlü kır saçlı annemin aksine çok cana yakın ve yumuşak yüzlü bi insan dı. O dünyanın en mükemmel babası olduğu kadar da başarılı bi avukattı. bu yüzden bazen eve gelmediği günler oluyordu.yine evde olmadığı bi günde on gün sınavlarım olduğu için okuldan gelir gelmez odama çekilip saatlerce ders çalışmıştım lise son sınıfa gidiyordum ve her öğrenci gibi benim de tek düşüncem üniversite sınavıydı belki bu yüzden Ilgın daki değişiklik lerin farkına biraz geç varmıştım.biraz ara verip yatağı ma uzanıb uyudum uyandığım da odamı sokak lambasının ışığı vuruyordu. Elimle yatagımı dokunarak telefonumun saatine baktığım da saat çoktan gece yarısını geçmişti kendi kendime "yuh bilge biraz daha uyusan Sabah olucakmış" diyerek yatağımdan kalkıp ders masasının lambasını yakıp ders çalışmaya kaldıgım yerden başlıcaktım ki karnımın kururtamasıyla bugün bişey yemedigimin farkına vardım.ben anneme çekmişim
Zayıflık yönünden bi iki Lokmayla günü tamamlıya bilirim Odam dan çıkıp mutfağa bişeyler atıştırmak için merdivenlere yönelmiş ken alt kattan Fısıltılar duydum

Ailemle elit bi sitede kalıyorduk evimiz dublex ti ve üst kaçta üç odası ve alt katta da bir salonu ve üç odası olan çok geniş bi evde dört kişi yaşıyorduk. Merdivenlerden yavaşça inerek Fısıltıların geldi oturma odasına doğru yürüdüm sesleri daha net duyuyordum artık annem le Ilgın hararetli bi şekilde konuşuyorlardı.uyku sersemligiyle olup biteni anlamaya çalışıyordum annem ılgına sinirli bi ses tonuyla " yeter artık ne yapmaya çalışıyorsun sen şu haline bi bak iyicene kendini kaybettin kendine gel bide abla olucaksın bu halinlemi kardeşi_" Ilgın annemin konuşmasını beklemeden " korkma beni örnek almaz bilgenin örnek bi ablaya ihtiyacı yok." Ilgın bunları söylerken sesi titriyordu " bunlar ne sacmaliyor böyle ne oluyor ya " diye tam kapıyı açmak için kapının kolunu tuttugum anda annem tekrar konuşmaya devam etti " baban üç gün sonra gelicek ve bilgenin haftaya sınavı var lütfen ozamana kadar kendini kontrol et" "ya kontrol etmezsem. anne neden böyle olmak zorundasın neden bi kere beni anlamıyorsun ne çektiğimi görmüyormusun elimde değil kendimi kontrol edemiyorum o maddeyi almadan boğulacak mış gibi hissediyorum " Ilgın madde mi kullanıyor" ben şaşkınlıkla ne yapacağım şaşırdım elim kapının kolunda öylece kala kaldım ve sürekli içimden şu kelimeleri söylüyordum " Ilgın madde (uyuşturucu ) kullanıyor " kısa bi şoktan sonra kendime geldiğimde içeriden hiç ses gelmiyordu ben hemen mutfağa doğru yöneldiğim anda arkamdan " bilge " diye ses duydum bu ses annemin sesiydi " Eyvah dedim şimdi ne yapacağım diye " düşünürken annem tekrar " bilge beni duymuyormusun" sanki polise yakalanmış bi hırsız gibi ağır ağır arkamı dönerek annemle yüz yüze geldik annemin bi eli oturma odasının kapının kolunda bi elide belinde tereddütlü gözlerle bana bakıyordu konuşmaları duydum mu duymadım mı diye. Ben bunları düşünürken annem bu sefer biraz daha kızgın bi ses tonuyla " bilge cevap versene niye öyle bakıyorsun.yoksa sen uyur gezer misin" " ne uyur gezeri anne açıktım sadece. O yüzden mutfağa bi şeyler atıştırmaya indim " ben bunları söylerken bi taraftan da annemin sıkı sıkı tuttuğu kapı koluna bakıyordum . Annem fark etmiş olucak ki yarı açık kapıyı kapattı ve kollarını göğüsün de birlestirerek " bende öyle uyku tutmayın ca televizyon izliyordum " inanılır gibi değildi annem bana açıklama yapıyordu Hayır hayır annem benim tepkime bakıyor du normal bi saatte olsay dı gerçek ten bu tuzağa düşerdim ama uyku sersemligi sayesinde " yemedim anne "


"Doğru düzgün yemek yemiyorsun sonra bu saatlerde yemek yemeye kalkıyorsun neyse ben yatıyorum" Sonunda karnımın kurultaması susmuştu bi saat daha ders çalıştıktan sonra hava aydınlanmaya başlamıştı gerçi çalıştım çalışmasına ama kafam allak bullak olmuştu hâlâ inanamıyorum Ilgın ın madde kullandığına. Kalkıb doğruca Ilgın ın odasına gittim ODASI Merdivenlerden çıktığında sağda ki oday dı

B

enim odamla Ilgının odası nın arasın da misafir odası vardı odasına girdiğimde odanın dağınıklığı dikkatimi çekti Ilgın normalde çok düzenli biriydi Ilgın odasında uyumamıştı "ozaman oturma odasın damı uyudu" odadan çıkıp oturma odasına gidicek tim ki Ilgın la merdivenler de karşılaştım Haline bakılacak olursa uyumadığı belliydi gözlerin altında kocaman siyah halkalar vardı aslında bu halkalar uzun zaman önce oluşmuş tu konuşmak için bi iki yutkunmadan sonra " Günaydın abla bakıyorum da sen de erkencisin " bunu söylemem hoşuna gitmiş olucak ki hafif gülümseyerek yanımdan geçip odasına girdi bende hemen peşinden daldım odaya O çoktan uzanmış tı yatağına bende yanına uzanıp " abla bu gördüğün şahıs iki üç ay sonra üniversite li olucak
Bakmışsın seninle aynı okulda okuruz hıh ne diyorsun " " hııı harika olur " "eee söyle bakalım yakışıklı çocuklar varmı " aslında tek derdim Ilgın la konuşmaktı daha doğrusu asıl gerçekleri söylemek için zemin yapmaktı "evet var " dedikten sonra bana dönerek " benim bildiğim bilge böyle erkekler hakkında konuşmazdı " aaa niye ya artık büyüdüm bende hem üniversiteli olucam bunca zaman dersleri düşündüğüm için arkadaşlık yapmadım ama artık rahat olucagım iç__" daha konuşmam bitmeden Ilgın " ağzındaki baklayı dök artık bilge" ben Hayır anlamında başımı sallarken " yapma.böyle konuşarak saçmalama ne diyeceksen de ve çık odamdan " Başımı öne eğerek " kim alıştırdı" bu sorudan sonra ılgın yattığı yerden kalkarak ayaklarını bağdaş yaparak yatağın ortasına oturdu derin bi nefes aldıktan sonra " bakıyorum da dünkü konuşmaların hepsini duymuşsun.soruna gelicek olursak ne yapıcaksın ha o ha bu ne fark eder. Sonuçta o zehire başladım" " ne demek ne fark eder benim için çok fark eder o adi kim__" Ilgın bana dönerek " O adi benim " şaşkınlıkla ne diyeceğimi ne düşünecegimi bilemedim. Ilgın o sırada bi kahkaha atarak halime gülmeye başladı hem gülüyor hemde " annem de böyle kala kaldı bilge şöyle bakıyorum da annemle aynı yüz ifadeye sahibsin mimikleriniz bakışlarınız" birden bütün vücut dumun ürperdigini hissettim karşımdaki gerçek ten Ilgın mıydı yoksa ona çok benzeyen başka birisimiydi ben bunları düşünürken ılgın hâlâ gülümsüyordu işte bütün sinirlerim ayaklanmıştı ama ona sesimi yükseltmek istemiyordum Hayır onu kollarından tutup sarsmak istiyordum en iyisi biraz sakinleşmem di oyüzden yataktan kalkıp oda dan çıkıcakken Ilgın " ne o bilge gerçekleri duymak bu kadar acımı. Aslında ben en çok o babamın yüzünü Merak ediyorum o çok sevdigi kızının bir eroinman olduğunu öğrenince nasıl tepki vericek" daha fazla kendimi tutamayarak çok ağır kelimeler söyledim "Biliyormusun senin bağımlı olduğunu öğrendikten sonra kendimi suçladım sabaha kadar kendi kendimi yedim durdum nasıl bi kardesim ki sende ki değişikler fark ettiğim de yanına gelib sana ne oluyor diye sormadım Sonra annemi suçladım senin üstüne çok gelip seni bunalttıgı için ve babamı suçladım bizi bu kadar ihmal ettiği için eğer o sürekli yanımızda olsaydı belki ablam eroinman olmazdı" diye" sanki uzun maratona katılmış gibi nefes nefese kalmıştım azönce gülümseyen ılgın dan eser kalmamıştı gözleri yaşla doluydu onun bu hali öfkemi dahada arttırıyordu. Kendimi sakinleştirmeye çalışarak " nasıl ya anlamıyorum bi insan kendine nasıl bunu yapar. İnanmıyorum ya. Demek bütün suç sende öylemi kendi iradenle o zehiri aldın yani kimse sana tuzak kurmadı, kandırmadı" ben bunları söylerken Ilgın çoktan yatağa yatıp sırtını bana dönmüştü ve muhtemelen ağlıyordu " Biliyormusun annem çok doğru söyledi bi de abla olucaksın ben on sekiz yaşında olmama rağmen bu illetten uzak durmam gerektiğini biliyorum ama sen" dedikten sonra tam oda dan çıkıcaktım ki Ilgın dan boğuk boğuk sesler gelmeye başladı hemen Yatağana koşup Ilgını çevirdiğim de ağzından köpük ler geliyordu be bütün vücudu titriyordu bütün gücümle " Annne Annneee anne Yetiş ablama bişey oluyor " annem yarı Ayık vaziyette oda geldi Ilgını görür görmez ambulansı ara koş ben deli gibi oda da telefonu aramaya koyuldum bi taraftan da " nerde bu lanet olası telefon " diye söyleniyordum. Ki telefonun gözümün önünde durduğunu görünce kendime kızmaya başladım hem kendime kızıp hemde bi taraftan da 112 i çeviriyor dum şimdi düşününce aslında sevdiğimiz bi insanın o halini görmek ve onu kaybetme korkusundan dolayı gözümüzün önündeki şeyi fark edememizi sağlıyor aslında bunun adı aptalĺık değil KAYBETME KORKUSU

BağımlıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin