Bölüm 18

236 49 36
                                    

*Biraz daha oyalanıp, konuştular. Sonra Impala'ya atlayıp, dönüş yolunu tuttular. Arabayı Diana kullanıyordu yine. Bazı şeyleri söylemiş, korkusunu açıklamış olduğu için hafiflemiş hissediyordu. Ama Sam, onun aksine dalgındı. Dean'ın tepkisini, çekeceği acıyı ve zamanında yetişememe durumlarını düşünüyordu. Yani, her zamanki gibi yine en kötü senaryoyu canlandırıyordu kafasında. Eğer Michael ve Lucifer o kafesten çıkarsa, ilk işleri bedenlerini alıp savaşı başlatmak olacaktı. Kardeşini öldürmek zorunda kalabilirdi. O zaman ne olurdu? Ya da daha kötüsü de olabilirdi; İksini de çukurdaki gibi işkenceyle cezalandırabilirlerdi. Onların neler yapacağını bildiği için endişeleri yersiz değildi.


Diana: Size zarar veremeyecekler. Güven bana...Oradan asla çıkamayacaklar.

Sam: O kadar çok acı gördük ki, yoruldum artık.


Diana: Biliyorum. Ama gayet iyi idare ettiniz. Her şey yoluna girecek.


Sam: Alınma ama, hiçbir şey yoluna girmeyecek. Bu sözü duymaktan çok sıkıldım artık.

Diana: Çok inançsızsın.

Sam: İnandığın şeyler bir bir yıkılınca, artık inanmamayı öğreniyorsun.

Diana: Daima umut vardır Sam.

Sam: Artık yok. Sen gittikten sonra Dean'ın kolay kolay toparlanacağını mı zannediyorsun?

Diana: Başa çıkabilir. O güçlü bir adam.

Sam: Evet. Ben Jess'ten sonra ne kadar çıktıysam, o da o kadar çıkar işte. Yıllar geçti ama hala acısı aynı, o sahne hep rüyalarımda. Kolay değil...

Diana: Olacağını kimse söylemedi. Ama buna mecburuz.

Sam: Bazen kıyametin gerçekten kopmasını istiyorum. Onca kötülük dışarıda kol gezerken, senin gibi masum bir kızın ölecek olması adaletsizlik.

Diana: İyi ile kötünün savaşı asla bitmez Sammy ve hep kötüler kazanır. Bunu çok iyi biliyorsun. Belki sen onlara zarar verebilirsin ve bunun için mutlu olursun ama onlar aslında sana daha çok zarar vermiştir. Ve bunu fark ettiğinde, artık çok geçtir her şey için. Ben kabullendim... Bu kötü bir şey ama, sonucunda iyi bir şey olacak. Bu açıdan bak bir de.

Sam: Polyanna'cılık mı oynayacağız? Ben almayayım.

Diana: O zaman fikrin ne? Dean'ın ölmesine izin mi vereceksin?

Sam: Hayır, daha çok araştıracağım. O kadar çok Pagan Tanrı'sı var ki, aklın hayalin durur.


Diana: Evet, hepsi de bir şeyler ister karşılığında. Birkaç kurban, ruh, kan... Hediyeler yani.

Sam: Biz de veririz. Dünya'dan birkaç katil eksilse kimse üzülmez.

Diana: Herkesin yaşamaya hakkı vardır. Canı veren kimse, alma hakkı da ona aittir sadece.

Sam: Bu bizim için geçerli değil.

Diana: Hangi Tanrı'dan yardım almayı düşünüyorsun Einstain?

Sam: Henüz bilmiyorum.

Diana: Bulursan bana da söyleyiver.

Sam: Geç bakalım dalganı. Kıçını kurtardığımda da ben dalga geçeceğim.

*Diana şaşırmıştı aslında buna. Böyle bir çıkış beklemiyordu Sam'den. Biri daha yaşaması için çırpınıyordu. Gerçekten bir çıkış yolu olabilir miydi? Çok istiyordu bunu, ama olmadığından adı gibi emindi.

RUH İKİZİ (DEAN WINCHESTER)Where stories live. Discover now