- Bölüm 11 - "Bana acı çektiren bir çocuğu seviyorum."

906 79 26
                                    

"Evet ! Herkez takım oldumu !"

Beden eğitimi dersindeydik.Voleybol oynamak için takımlar halinde ayrılmıştık.

"Adriekins ! Hadi şunlar bi güzel ezelim."

"Chloe ne zaman bana böyle seslenmekten vazgeçiceksin."

"Ne bence gayet şirin hem sanada çok yakışıyor."

Gözlerimi devirdim.Boşver adrien boşver !

Hoca düdüğü çaldığı anda maç başladı.Karşı takımda marientte alya nino ve ivan vardı.Karşı takımda olmak için nelerimi vermezdimki...

Alya topu bize doğru fırlattığında rose karşılık verip gönderdi.Marinette zıplayıp vurduğunda bende topu geri gönderdim.

Sayı almıştık.Chloe sıkıca bana sarılmıştı.Kollarından kurtulmaya çalışırken beni dahada çok çekiyordu.

Topu biz fırlattığımızda marientte ve ivan aynı anda o kadar hızlı zıpladılarki birbirleriyle çarpışıp yere düşmeleri bir oldu.

"Marinette !"

"İvan !"

Ağın öbür tarafına geçip marientte'in yanına gittim.Bacağını tuttmuştu ve canı yandığını yüzünden belli ediyordu.

"İyimisin ayağına bakiyim neresi acıyor."

Yavaşça doğrulmasına yardım ettim.Ellerini ayağından çekip ayağına ellerimi koydum.

"Morarmış revire gitsen iyi olucak."

"Marinette iyimisin." Dedi benimle beraber marientte'e bakarken.

"İyiyim sadece biraz sızlıyor.Buz koysam iyi olucak."

Ayağa kalkıp sonrada onun kalkmasına yardım ettim.

"Yürüyebilicekmisin."

Başını salladı.Elimi beline koyup bana yaslanmasını sağladım.

"Milen ivan iyimi."

"Evet bi sorun yok."

Marinette'i yönlendirip revire götürdüm.Biraz zorla olsada yürüyebiliyordu.

Koltuğa uzanmasını sağlayıp dolaptan buzu aldım.Ayağına destek koyduktan sonra buzu morarığın olduğu yere bastırdım.

"Sakarlığım yine başa bela oldu."

"Saçmalama neyseki kötü bişey olmadı."

"Teşekkür ederim."

Yüzümü kaldırdığımda burnum burnuna çarpmıştı.Gülümsedim.

"Herzaman."

Dudaklarımız arasında çok az bi mesafe vardı.Tıpkı rüyamdaki gibi bir pozisyondaydık.Yutkundum ve yüzümü uzaklaştırdım.

"Buzu biraz daha bastır ben sargı getiriyim."

Yerimden kalkıp dolaba yöneldim.Kendime gelmem için biraz zaman tanıdım.Neden böyle oluyordu anlamıyordum.Ne ladybug nede başka bir kız sadece marientte'e böyle oluyordu.Buna bi son vermeliydim.

Sargıyı alıp yanına oturdum.Ayağını sardım.Ayağa kalktığında kendini daha iyi hissetiğini söyledi.

Gün bittiğinde yaptığım planı gerçekleştirmek için odama geçtim.Dönüştükten sonra eyfer kulesinin tepesine geçip topladığım mumları yakmaya başladım.

Aklımdaki bütün soru işaretlerini ve yok etmek için bu gece bütün hislerimi ladybug'a itiraf etmeliydim.Marinette'le vakit geçirirken sürekli geri plana atmıştım.Ama şimdi herşey tamamdı.Mektubum hazırlıklarım itirafım...... bu gece mükemmel olucaktı.

Yere oturup leydimi beklemeye başladım.Onu çağırmam zor olmuştu çünkü onu dönüşmeden çağıramazdım.Uzun çabalarım sonucunda sanırım kwamisi hissetmişti.

Ladybug ileride görüldüğü zaman yerimden kalktım.

Gelmişti.... gerçekten gelmişti.Ben geliceğini bile tahmin etmezken o gelmişti.

Mumlara ve hazırladığım diye şeylere baktıktan sonra bana döndü.

"Cat... neler oluyor bana önemli....."

Parmağımı dudağına bastırdım.

"Bu gece kahraman olan ladybug değilde diğer halin gibi davransan..."

Derin bi nefes verdi.

"Pekala...."

Gösterdiğim mindere oturdu.Bende yanındaki mindere oturduktan sonra sakladığım mektubu ona verdim.

"Bunu....sana olan hislerimi anlatmak için yazmıştım fakat sözcükler yeterli gelmedi."

Mektubu elimden aldı.Ama okumadı sadece bana baktı.Nefes verdim.

"Bu sıralar aklım çok karışık.Seninle olan görevlerimden yanı sıra başka diğer hayatımda seni çok fazla görmediğim için......ah ! Ne diyorum ben bunu konuşmanın sırası değil ! Öncelikle seni hiçbir zaman unutmadım.İlk defa aşk beslediğim bi kadını nasıl unutabilirimki..."

Bana derin bir şekilde bakıyordu.

"Hissetiklerimi sana anlatamıyorum çünkü bende tam olarak ne hissetiğimi bilmiyorum.Ama şunu biliyorumki seni seviyorum.Her ne olursa olsun.....parisi korurken,benimle dalga geçtiğinde bile seni seviyorum.Senin sayende ben özgür biri oluyorum.Ve bu iyi bişey....seninde beni sevmeni istiyorum ama bazen bunu istemek bana çok bencilce geliyor."

"Cat....."

"Hiçbirşey söyleme... sadece gözlerin bile cevabı veriyor zaten....unut gitsin biz asla bir olamiyicaz."

Karşı tarafımdaki paris manzarasına baktım.Beni sevmediğini biliyordum.Söylemesine ve dahada kalbimi kırmasına gerek yoktu.Neden sevmediğinide sormiyicaktım.Muhtemelen beni sadece partneri olarak görüyordu.

Sonra beni şaşırtıcak bişe yaptı.Elini elimin üzerine koyup sıkıca sıktı.

"Evet..ben sana karşı senin hissetiğin şekilde hissetmiyorum ama sende benim için değerlisin.Partnerimsin.....zor durumda kaldığımda bana yardım eden bir partner...ihtiyacım olduğunda sürekli yanımda olan bi partner... ve beni sürkeli koruyan bi partner....."

Elini elimin üzerinden çekip mektubumu aldı.

"Bunu tek başıma okumak istiyorum.Herşey için teşekkür ederim."

Ayağa kalktı.Tam gidiyorduki daha fazla dayanamayıp kolundan tuttum.

"Neden anlamak istemiyorsunki ! Benim sana olan aşkım basit sözler söyleyip çekip gidiceğin kadar basit değil !"

"Cat ! Senin aşkını tabikide basite almıyorum."

"Neden beni sevmiyorsun o zaman !"

Ve sessizlik aramızda geçen tek şeydi.Ne ben nede o sadece birbirimize bakıyorduk.Ladybug'ın gözleri dolmuştu.

"Özür dilerim...."

Yutkundum.

"Neden özür diliyorsun...."

"Çok üzgünüm cat.... acı çektiğini biliyorum ama...."

"Evet acı çekiyorum ! Lanet olası bi boşluğun içindeyim ve nasıl çıkıcağımı bilmiyorum.Sen bunu anlamak yerine beni terk ediyorsun."

"Seni terk falan etmiyorum ! İnan bana acı çeken sadece sen değilsin..."

"Ne ? Ne demek istiyorsun."

Kolunu elimden kurtarıp ileriye doğru baktı.Ve beni parçalara ayırıcak o sözleri söyledi.

"Bende bana acı çektiren bir çocuğu seviyorum...."

Ve işte o zaman herşey bitmişti.Birdaha eskisi gibi olamıyıcaktım....



















Adrien Agreste Where stories live. Discover now