- Bölüm 6 - Bana bak

916 83 51
                                    

"Kaybettiğin kadar güzel gözleri vardı.Ve sanırım öyle yaptım."

Dün söylediğimiz gibi kütüpanede buluşmuştuk.Marinette'e kitapları taşımasına yardım ediyordum.Ama o benimle ne konuşmuştu neden yüzüme bakmıştı.

Ne sorun olduğunu bilmiyordum.Neden bana kızdığını bilmiyordum.Kızgınmıydı onu bile bilmiyordum.Sorsam bana herzamanki klişe sözcükleri söyliyicekti.

Kitapları masaya bıraktıktan sonra sandalye çekip oturdum.Alya ve nino yanyana oturdukları için marinette yanıma oturmuştu.Gözüme çarpan bir kitabı açıp okumaya başladım.Dikkatimi çeken yerleri not alıp marinette'e gösteriyordum.Sadece başını sallamakla yetiniyordu.Benimle konuşmuyordu.Bu sinirlerimi bozmaya başlamıştı.

Marinette kalkıp kitap almaya giderken peşinden gittim.Kitabı alıp arkasını dönerken kolumu koyup gitmesine engel oldum.

"Adrien ne yapıyorsun."

Bu sefer diğer elimide koyup onu tamamen kitaplık ve kendi arama sıkıştırdım.

"Bana sorunun ne olduğunu söyliyicekmisin."

"Ortada bi sorun yok."

"Ortada büyük bir sorun var."

"Adrien... sorun falan yok."

"Sorun falan yoksa neden gözlerime bakmıyorsun."

"Bakmak istemiyorum."

"Neden ? Eğer bi sorun varsa çözelim.Senin bana küs kalmana dayanamıyorum.Seni kırıcak birşey yaptıysam özür dilerim."

"Sen bişey yapmadın.Ah ! Ortada bi sorun yok.Gerçekten yok."

Başını kaldırıp gözlerimin içine baktığında rahatlıyarak derin bi nefes verdim.Onun gözlerini görmeye ihtiyacım vardı.

"O zaman artık biraz çekilsen."

O söylemeden dibine girdiğimin farkında bile değildim.Kollarımı çekip geriye çekildim.Gülümseyerek kitabı sıkıca tuttu.

"Beni bu kadar önemsediğini bilmiyordum."

Güldüm.Ciddenmi marinette.Yanımda onu bana verdiği şanslı tılsımı taşıdığım kızmı söylüyor bunu.

"Sen benim için tabikide çok değerlisin.Seni tabikide önemsiyorum marinette.Seni seviyorum."

Bunu söylerken bi anda durdum.Neden şimdi böyle birşey demiştim.Söylediğim sözcük marinette'in kıpkırmızı olmasını sağlamıştı.

"Bende seni seviyorum adrien."

Söylediği sözle hafifçe yanaklarımın kızardığını hissetmiştim.Bunu nasıl yapmıştı.Ufacık bi sözcükle beni nasıl kızartmıştı.Boğazımı temizledim.Sonrada hiçbirşey demeden masaya yürüdüm.Alya ve nino'nun sorgulayıcı bakışlarına aldırmadan kitabı okumaya devam ettim.Yada çalıştım diyelim.Çünkü dikkatim sürekli dağlıyordu.

Sonunda marinet'te geldi.Yanıma oturup kitabımın hemen yanındaki broşürü alıp incelemeye başladı.Sonunda dikkatini birşey çekmiş olmalıki heyecanla bize döndü.

"Hey bu andre değilmi."

Hep birlikte broşüre bakmaya başladık.

"Evet bu andre."dedi nino şaşırarak.

"Ne kadarda gençmiş."dedi alya şaşırarak.

"Peki şu karşısındaki çifte bakın."

Sonunda andre'nin dondurma uzattığı çifte baktım.Ve o anda donup kalmam bir oldu.

"Adrien onlar senin annen ve baban değilmi."

Marinette'de benim gibi farketmişti.Ben hala şaşkınca resime bakıyordum.

"Vay canına ! Dostum gerçektende onlar senin baban anneni dondurmacıya getiricek kadar romantikmiydi ya."

Kaşlarımı çatıp nino'ya baktım.

"Komik değil nino."

Marinette'e baktığımda kaşlarını çatarak nino'ya baktığını gördüm.Dudağım kıvrıldı.

"Tamam tamam bisey demedim.Afedersin dostum."

Resime bakmaya devam ettik.Gerçekten bunu görmeyi beklemiyordum.Babam annem gittikten sonra bütün resimleri kaldırmıştı.Sadece büyük salonda üçümüzün olduğu bir portre vardı.Onun dışında birlikte olduğumuz çok fazla resim yoktu.

"Bence bunu almalısın."

Marinette'e baktım.Bana dikkatlice bakıyordu.Başımı salladım.

"Andre'nin o sihirli aşk dondurmaları doğru o zaman alya ve ben yemiştik."

Güldüm.Bende yemiştim.

"Bende yedim."

Marinette'e döndüm.Ona garip baktığımızı fark edip devam etti.

"Tek başıma yedim."

Bende tek başıma yemiştim.Hiçbirşey demediklerinde düşüncelerimi bir kenara bırakıp araştırmaya devam ettim.Karşıma çıkan bilgiler çok güzeldi.Paris'in nasıl aşk şehri olduyla ilgili bir sürü bilgi vardı.

Araştırma bittinde notları toplayıp kütüpaneden çıktı.Saatlerdir buradaydık ve benim heryerim uyuşmuştu.

Limuzine bindim.Eve gitmeye başladığımızda bi tarafa attığım düşünceler tekrar alevlendi.

Anne ve babamın andre ile olan fotoğrafı.... kim bilir belkide benim bilmediğim daha neler yaşamışlardı.Aşklarının ne kadar büyük olduğunu biliyordum.Bende hep babam gibi sevmek istemiştim.Tabikide bu kadar acıtıcağını nerden bilebilirdimki..küçükken herşey dahada peri masalı gibiydi.Daha az karışıktı.

O zamanlar aşık olmak kolay birşey gibi gelirdi bana.Sen birini seversin o biride seni sever sonsuza kadar mutku yaşarsın...hıh bu sadece bir hayaldi.

Aşk o kadar basit değildi.3 kelimeydi ama çok karışıktı

Tıpkımı benim kalbimdeki karmakarışık yumak gibi...her geçen saniye birbirine dahada dolanıyolardı.







Adrien Agreste Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin