Dean: Dalga geçer gibi bir halim mi var?

Diana: Hadi gidelim artık, çok yorgunum. Ah bir şey daha, lütfen bir daha beni eğlendirmeye çalışmayın.

Sam: Başka emriniz?

Diana: Sıcak çikolata ve sandviç. Çok açım da...

*Biraz ortam dağılsın diye yapılan bu girişim gayet başarılı olmuştu. Biraz yüzleri gülmüştü. Diana bu sefer arka koltukta oturmayı tercih etmişti. Sam de öyle... İkisi de koltuğun bir ucunda oturuyordu. Dakika başı başları birbirlerine dönüyor ama söyleyecekleri kelimelere dökülemiyordu. Impala yine sessizliğe bürünmüştü. Sam, Diana'da göründüğünden daha fazla şey olduğunu biliyordu. O hayaletin söyledikleri pek hayra alamet şeyler olamazdı. İntikam... Geri dönüş... Kısacası yine kıyamet kapılarına dayanmıştı.

*Peki bu sefer nasıl savuşturacaklardı? O anahtar kimdi? Nasıl bulacaklardı? Kim kurban verilecekti? Hepsinin cevabının Diana'da olduğunu biliyordu Sam. Şüphesi yoktu... Onlardan intikam isteyenlerinde Lucifer ve Michael olduğundan adı gibi emindi. Çünkü ikisi de kafesteydi şimdi ve belli ki bir yol bulmuşlardı çıkmak için. Diana da onları durdurmak için verilecek kurban, yani bir anahtardı. Tarifsiz bir şekilde acıdı ve üzüldü onun için. Bir fırsatını bulup her şeyi konuşmalıydı.

'' Konuşmamız gerekiyor Sammy... ''

*Sam bir anda başının ağrımasına dayanamayarak bağırdı. Uzun süredir böyle bir şey olmadığı için hazırlıksız yakalanmıştı buna. Dean sert bir fren yapıp arkaya döndü hemen.

Dean: Sammy...

Sam: İyiyim ben. Sadece başıma bir ağrı girdi.

Dean: Öncekiler gibi mi?

Sam: Hayır. Bu daha çok uyumalısın, ama önce yemek de yemelisin türünden bir şeydi.

Dean: İyi olduğuna emin misin?

Sam: Kesinlikle, devam et sen.

Dean: Pekala.

'' Üzgünüm Sam, çok canın acıdı mı? ''

*Sam garipseyen ifadesiyle Diana'nın yüzüne bakıyordu. Nasıl karşılık vereceğini bilmiyordu, bunu nasıl duyabildiğini de.

'' Sadece söylemek istediğini düşün. Konuşmana gerek yok. ''

'' Bunu nasıl yapıyorsun? ''

'' Bir arkadaşımın hediyesi diyelim. ''

'' Peki ben nasıl yapıyorum? ''

'' Çok soru soruyorsun yine. Konumuz bu değil. Biliyorsun... ''

'' Evet, konuşmalıyız. Önce Dean'ı atlatmalıyız. ''

'' Onu bana bırak. ''

'' Anahtar sensin değil mi? ''

'' Bir yarısı sadece... ''

RUH İKİZİ (DEAN WINCHESTER)Where stories live. Discover now