2

941 95 23
                                    

sunshine: seninle tanışana kadar her şey maviydi, uçsuz bucaksız.

sunshine: bazen gökyüzü olurdum, kendimi bulutlara bırakırdım.

sunshine: gezerdim gönlümce, kimse bulamazdı beni.

sunshine: ağlardım bulutların gölgesinde.

sunshine: bazen bir deniz olurdum, rengimi gökyüzünden alırdım.

sunshine: gündüzleri mavinin en saf tonu; geceleri en lacivert, en karanlık tarafım.

sunshine: derinlere dalardım denizde. keşfetmediğim şeyleri tanımaya çalışırdım.

sunshine: ama senden sonra her şey değişti.

sunshine: kahverengi bir bataklık kadar kirliyim artık.

sunshine: derinlere daldığımda, kirli bir çamura el sallarken buluyorum kendimi.

sunshine: bulutlar yerine hatalarım var burada.

sunshine: kendimi onlara bıraktığımda kendimi soyutladığım, bir daha dönmek istemediğim geçmişime getiriyor beni.

sunshine: yani, sana.

touching the stars | mendes [tamamlandı]Where stories live. Discover now