"Biz bu odayı incelemeyi alacağız, işimiz bitene kadar başkasında kalmalısınız."  Başımı salladım

"Kıvanç Deniz'e gidelim evi yakın." Kıvanç olumlu anlamda mırıltılar çıkardıktan sonra işime yarayacak kıyafetleri alıp sırt çantama attım. 

Nehir de gelince 10 dakikalık yürüyüşten sonra Deniz'in evine vardık kapıyı çalıp beklemeye başladım. Kapı açılınca içeri girdim.

"Şşşş kızım sana ne ev dolu!" Ne diyo lan bu!

"Lan siktir git orospu benim sinirlerimi bozma Nehir at şu kahbeyi evden!" Ulan Deniz düşündüğüm şey olmamıştır olmuşsa yaktım çıranı! Kork benden Deniz!

Salona gidip bağırmaya başladım.

"Ulan amına koduğumun Deniz'i umarım düşündüğüm şey değildir! Kıvanç git bak şunun odasına ben yanlış şeyler görmiyeyim." Kıvanç Deniz'İn odasına bodoslama dalıp içeriden Deniz'i çıkardı ve Deniz'in üstü çıplaktı ama pantolonu vardı fesatlar.

"Deniz beni delirtmeden söyle evdr başka kim var?" Deniz kafasını eğip cevap verdi.

"Kerem ve Ateş var." İnşallah öyle bir şey yapmamışlardır. Koşarak üst kata çıktım ve Kerem'in odasının kapısını açtım sesizce içeri bakınca Kerem sırtını kapıya dönmüş kullağında kulaklıklarla kitap okuyordu, yavaşça yanına kaklaştım ve üstüne atladım.

"Ebeni si... Selen sen misin?"

"Ne oldu beğenemedin mi?" Kerem gülümseyip dudağıma küçük bir buse kondurdu.

"Bayıldım." Kerem dudaklarını bana yaklaştırmaya başlayınca ibnelik yapıp ayağa kalktım ve koşarak Ateş'in odasına girdim. En azından Atrş uyuyordu. Işığı kapatıp odadan çıktım ve alt kata indim. Tamam şimdi ciddi olma zamanı.

Deniz mahçup bir şekilde başını öne eğmişti ve yanında iki tane kız vardı. Vay anasını bir taneyle yetinmemil iki tane almış. Tövbe ne diyom ben ya!

Tekli koltuğa geçip Deniz'e bakmaya başladım.

"Açıkla Deniz eğer adam gibi bir cevap alamazsam seni döverim." Deniz yavaşça başını kaldırınca gözünden bir damla yaş aktı ay çok tatlı ama yanakları tam sıkmalık.

Deniz cevap vermeyince iki kıza döndüm.

"Peki ya siz ulan mal mısınız da elaleme kendinizi siktirtiyonuz.!?" Kızlardan da cevap alamayınca ayağa kalktım.

"Ben daraldım, dışarı çıkıyorum." Biraz para alıp evden çıktım ve bakkala doğru yürümeye başladım. Hava soğuktu ama umursamıyordum umursamıyorumdan kasıt aklıma 'soğuğu unutursan bir zaman sonra seni ısıtır' tamam biraz saçma bir cümle ama bende işe yarıyor.

Bakkala gelince bir baket sigara, burn ve Doritos alıp çıktım. Eskiden teyzeyle kavga ettiğim parka gidip banklardan birine oturdum. Burn'ü açıp içtim ardımdan da sigarayı yaktım.

Bu olaylar fazlaydı hem de benim kaldıramayacağım kadar fazlaydı. Artık buna dayanamıyordum. Duygularımı içime atmaktan hoşlanmıyordum. Artık onları taşıyacak gücüm kalmamıştı. 

Dizlerimi kendime çekip ağlamaya başladım. Omuzlarımda bir el hissedince onu umırsayacak durumda olmıyacağımı anladım.

Göz yaşlarım bittikten sonra kafamı kaldırıp yanımda oturan kişiye baktım. Keskin çene hatları vardı saçları dağılmıştı ve serseri tipli olmasını sağlıyordu.

"Sen benim dert ortağım mısın?" Evet kendime büyük bir alkış mükemmel bir soru.

"Kızları ağlatanları sevmem. Ama dert ortağı da diye bilirsin. İstersen anlat."
Konuyu uzatmadan anlatöaya başladım.

"Kardeşim kaçırıldı tecavüze uğradı eve  biri girip duvarlara yazılar yazdı en yakın arkadaşım iki kızla yattı ve buradan gidiyoruz daha sayamadığım millonlarca şey var nasıl üstesinden geleceğim bilmiyorum." Burnumu çekip çocuğa baktım, bana değil de başka tarafa bakıyordu. Dikkatlice baktığı yere bakınca ağaçların arkasında birinin bizi izlediğini gördüm.

"Lütfen yardım et o olabilir." Çocuk ses çıkarmayıp ayağa kalktı ve ağaçlara doğru ilerledi. Ağacın ordaki kişiyi yakalıayıp yanıma getirdi.

Hadi tahim edin kim.

Tabiki de...Üzgünüm tanımıyorum.😑

"Ne işin var burada!" Çocuğa bakınca boynundaki damarlar belirginleşmişti. Neden sinirlendi acaba?

"Abi vallaha benim suçum yok yenge istedi." Adamın sesi fazla kısık çıkmıştı demek ki korkuyor.

"Sıçarım yengene... Kızın yanında konuşturtma beni siktir git!" Adam koşarak uzaklaşınca çocuğa baktım.

"İstersen gidebilirsin." Çocuk geri yanıma oturup elini yüzünün arasına aldı.

"Hayır."

"Peki derdini bana anlatmak ister misin?" Cevap vermeyince susup önüme döndüm.

"Geçen ay  senin gibi bi kızla uğraşmıştım salak kız bana platonik oldu bırakmıyor."

"Kız nasıl bari?"

"Sülük gibi. Yapıştımı bırakmıyor." Dediğine gülüp parkı inceledim.

"Aslında senden sevgili değil de kanka olur ya." Çocuk bana bakıp sırıttı.

"Yani böyle bir bebek suratlıda iş yok mu?" Gülümseyip

"Tamam hoşsun ama tipim değilsın adamım."

"O ne demek oluyor?"

"Yani benim Kemoşum var o dünyalara bedel."

"Aman çok merak ettim şu Keroş'unu." Telefonu çıkarıp galeriye girdim Kerem'le olan fotoğrafı gösterdim. Çocuk ilk sussada  bir bana bir telefona bakıyordu.

"Ne oldu?" Hızla ayağa kalkıp karşıma geçti ve eğilip selam verdi.

"Kerem'in sevgilisiyle tanışmak benim için bir onurdur." Gülümseyip ayağa kalktım ve bende  selam verdim.

Bölümler geç geliyor çünkü internet kıtlığı çekiyom :(

Erkek Lisesi Kde žijí příběhy. Začni objevovat