15.Bölüm-Öldü mü?

5.2K 422 104
                                    

(Bir kaç saat önce)

Rehnüma yattığı yerden doğrulup oturdu. Ayşe Nefise’nin uyuduğuna kanaat getirince ayaklarını yataktan aşağıya sarkıttı. Önüne gelen saçları eliyle arkaya doğru ittirdi. Sessizce ayağa kalkıp, masanın önüne geldi. Boş bulduğu düz beyaz bir kağıt alarak yazmaya başladı.

Özür dilerim, beni affet desem de beni affetmeyeceğini biliyorum. Bana izin vermediğini de biliyorum.
Atilla; ben artık SARRAF ailesine ait değilim. Babam beni kesinlikle kızı olarak görmüyor ve görmeyecek gibi. Zamanında kendisi de bu yollardan geçti. Ama sanki geçmemiş gibi konuşuyor.

Gidiyorum, neden gittiğimi ve bunun faturasını neden sana ödettiğimi bilmiyorum. Sadece o röportajı yapmak ve tüm gerçekleri basının önünde açıklamak. Eski sanatçı Umut SARRAF’ın kızı olduğum gerçeği, basını sarsacağı gibi ailemi de sarsacaktır. Babam o zaman toz konduramadığı kızının, iç çamaşırı mankeni olduğunu anlayacak.

O yüzden gidiyorum Atilla, çok özür dilerim. Affet beni..”

Rehnüma, ağlayarak yazdığı kağıdı katlayıp üzerine Atilla yazdı. Yatağın kenarında ki komidinin üstüne koydu. Sessizce dışarıya çıkarak kapıyı kapattı. Merdivenlerden inerek aşağıya indi. Askılıktan montunu ve çantasını aldı. Göz ucuyla salona baktığında herkesin mutlu olduğunu gördü. Gözleri ilk annesine kaydı, halinden mutluydu ve etrafa gülücükler saçıyordu. Sonra babasına baktı. Babasına kırgın olsa da kızamıyordu.

Sonra gözleri sevdiği adama takıldı. Güldüğü zaman kısılan gözlerine baktı. Şimdi de güldüğü için, gözleri kısılmıştı. Siyah kirli sakallarını eliyle kaşıdı. Tayfun, Mustafa ve Bilal ağabeyi ile kendini kaptırmış bir şekilde konuşuyordu. Sevdiği adamı bir müddet izleyip dışarıya çıktı.

Uzun ve kenarlarında beyaza boyanmış çiçeklerin arasında hızlıca yürüdü. Soğuk hava yüzüne çarpıyor, genç kızın üşümesine sebep oluyordu. Taşlı yollar temizlendiği için kar yoktu. Rehnüma, bahçeden dışarıya çıktığında sert ve buza çeken kara bastı. Ayağı bir an kaysa da dengesini sağladı. Bu saatte taksi bulması imkansızdı. Biraz yürümesi gerekiyordu. Yürürken Dinçer’i aradı. Telefonun açılması ile konuşmaya başladı.

“Ben geliyorum, bana adresi yolla”

“Hayatım nereye geliyorsun. Hangi adres”

“Röportaj teklifini kabul ediyorum. Şimdi yapacağım, adresi bana at.”

“Ay hayatım beni çok sevindirdin. Adamları ikna edemedim zaten, onlar polenezköy de bir villadalar. Sen geç, benim şimdi çekimim var, onu halledip geleceğim.”

“Tamam Dinçer”

Rehnüma, telefonu cebine koyarak hızla yürüdü. Düşmekten korktuğu için biraz temkinli yürüyordu. Bayağı yürüdükten sonra taksi durağını görmesi ile taksiye binip adresi verdi. Ne olacağını ve ne sürprizler çıkacağını merak ediyordu.

**
(Şimdiki zaman)

“Atilla bey, hemen gelmeniz gerekiyor. Yoksa geç kalmış olabilirsiniz”

Atilla, duydukları ile afalladı. Amirin ne dediğini ve neyi kastettiğini anlayamıyordu. Telefonu kapatarak elindeki kağıdı açtı. Kendisine merakla soru soran insanları duymadı bile.. Elleri titreyerek kağıdı zoraki tuttu.

“Özür dilerim, beni affet desem de beni affetmeyeceğini biliyorum. Bana izin vermediğini de biliyorum.

Atilla; ben artık SARRAF ailesine ait değilim. Babam beni kesinlikle kızı olarak görmüyor ve görmeyecek gibi. Zamanında kendisi de bu yollardan geçti. Ama sanki geçmemiş gibi konuşuyor.

MANKEN-(Hayat Serisi-2)(tamamlandı)(Düzenlenecek) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin