10.Bölüm-Rehnüma yaşıyor

5.9K 484 56
                                    

Ayrılıklarda sevdaya dahil, çünkü ayrılanlar halen sevgili.. Demiş şair. İnsanlar bazı şeylerden kaçsa da, kaderden asla kaçamazmış. Ve kaderinde kim varsa ne olursa olsun yüce Allah daima bir araya getirirmiş...

Diana, kırdığı pot yüzünden bir müddet bocaladı. Ne diyeceğini bulamamıştı. Bir anlığına içinden söylemek geçtiyse de sonrasından vazgeçti. Kendisini tanımayan birisi için hayatını anlatmaya gerek yoktu. En önemlisi bu evlilik eninde sonunda bitecekti. İleriki hayatı için şimdiden sırlarını ifşa edemezdi. Aklına gelen ilk yalanı söyledi.

“Ben ailemle beraber Almanya kalıyordum. O depremde ağabeyimi kaybettim. Sonra biz İngiliz asıllı olduğumuz için, her şeyi satarak İngiltere’ye taşındık. Sonra ben manken olduğum yıl ailem kazada öldü. Bende İstanbul’a geldim.”

Atilla kendisine anlatılanları gözlerini kısarak dinledi. Her lafını, her kelimesini ve her mimiğini analiz ediyordu. Diana’nın anlattıklarına asla inanmamıştı. Diana’nın sakladığı bir şeyler vardı ve Atilla bunları ortaya çıkaracaktı. Çünkü Diana’nın aksanı bozuk olsa da, asla bir İngiliz’e benzemiyordu. Atilla inanmış gibi yaparak bal gözlere baktı.

“Başınız sağ olsun. Üzüldüm, kaybetmenin acısını bilirim. Bende küçük yaşlarımda sevdiğim kızı kaybetmiştim.”

Diana şaşırarak Atilla’ya baktı. Karşısındaki adam hakkında bilmediği bir sürü şeyler vardı. Atilla’nın bir kızı sevme ihtimali nedense canını acıtmıştı. İçten içe ölmüş kızı kıskandı. Atilla’nın yüreğine önceden sahip olduğu için huzursuzlandı. Diana kendisinde oluşan bu duygulara anlam veremiyordu. Her ne kadar Atilla’yı sevse de bu gibi hallere alışamamıştı.

“Bende üzgünüm...” diyerek duraksadı. Boğazında oluşan düğüme engel olmaya çalıştı. Engel olmasa belki ağlayabilirdi. “Özür dilerim sizi rahatsız ettim. Şimdi izin verirseniz yatmak istiyorum Atilla bey”

Atilla, genç kızın yüzünün birden asılmasına mana veremedi. Yüzünü incelemeye çalışsa da, bal gözler eğik olduğu için net bir ifade çıkaramıyordu. Derin bir nefes alarak verdi.

“Sen iyiysen sorun değil. İyi geceler..”

**

Atilla defalarca kez açtığı dosyayı geri kapattı. Okuduğu metin aklına girmiyordu. Kravatını gevşeterek ayağa kalktı. Dün akşam ki olay ne yaparsa yapsın aklından çıkmıyordu. Diana’nın kim olduğunu bulmalıydı. Masaya giderek telefonunu eline aldı. Rehberden numarayı bularak arama tuşuna bastı. Karşı taraftan ses gelince konuşmaya başladı.

“Merhaba Mustafa nasılsın”

“Oo Atilla iyiyim çok şükür, sen nasılsın. Özlettin kendini”

“Sorma Mustafa işler bayağı uğraştırıyor. Benim senden bir ricam olacaktı.”

“Atilla lütfen, bir arkadaşız lafı bile olmaz. Söyle bakalım, yapabileceğim iş ise hemen yaparım.”

“Diana WİLSON, bana bu kızın kim olduğunu kütüğünü, ailesini yani kısaca bu kızın dosyasını bulur musun?”

“Bu kız manken değil mi? Tamam sen dediysen bulurum. O zaman ben bulunca seni ararım. Evdekilere çok selam, kendine iyi bak. Selametle.”

“Sağol kardeşim, sende selam söyle.”

Mustafa, Hayat ve Umut’un damadı ve kızları Remle’nin kocasıydı. Polis amiriydi. İslamı yaşayan birisi olarak Atilla’nın, Mustafa'ya itimadı tamdı. Rahat bir nefes alarak sandalyesine geri oturdu. Kapı vurulduğunda sekreteri Emel içeriye girdi.

MANKEN-(Hayat Serisi-2)(tamamlandı)(Düzenlenecek) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin