3

2.5K 200 370
                                    

Eğer yazım hatam varsa bildiriniz ki düzelteyim >_<

İyi okumalar sizi lanet küçük sincaplar ;)

Sabah, hafatsonu olmasına rağmen, erken kalktım. Çalışmak hiç bana göre değil oysaki. Kaç işe girip, kaç işten çıkartıldığımı hatırlamıyorum bile. En son bulduğum bir pizzacı da çalışıyorum. Ve buradan atılmamak için elimden geleni yapacağım! Eh, bunu yapmanın önceliği de erken kalkmaktan geçiyor. Kaldırımda hızlı adımlarla yürürken esen havada kolumu kaldırıp bir ağ fırlatmamak için kendimi tuttum. Havalarda sallanmaya o kadar alışmışım ki yürümek bana fazlasıyla gereksiz geliyordu. Adımlarımı biraz daha hızlandırıp hırkamın kapşonunu kafama geçirdim. Bu soğukta motor kullanmak zorunda olmam kötü bir durum. Ard arda olan ara sokakların önünden geçerken içlerinden birine doğru çekilmek, beklediğim en son şey bile değildi.

Tam kim olduğunu umursamadan yumruğumu suratına geçirecekken kollarımın sıkıca tutulduğunu hissettim.

"Kim olduğun-"

Beni tutan kas yığınının beni duvara ittirerek göğsümü sertçe beton duvara, kendini de bana yasladı.

"Beni görmeden bile tanımalısın," Popomdaki baskının arttığını hissettim. "Böceğim.."

Hırlamaya benzer bir ses çıkartarak hareket etmeye çalıştım. Ama lanet olası bütün hareketlerimi kısıtlıyordu.

"Çekil!"

Kısa ve sessiz bir gülüşle beni duvara gömmek ister gibi daha da sıkıştırdı. "Neden beni takip ediyorsun!?"

Boynuma pürüzlü ama yumuşak bir baskı uyguladı ve dudaklarını uzun süre orada tutarak cevap vermedi. Kalçasını hareket ettirince hem popomdaki baskıdan hem de penisimin duvara sürtünmesinden dolayı titredim. Gözlerimi kırpıştırdım ve kendime gelmeye çalıştım.

"Bugün seni evime götüreceğim."

"Ne?"

Ellerini, ellerimle birlikte, yasladığı duvardan çekti ve bedenime yerleştirdi. Belimden kalçalarıma doğru indi ve orada durdu. Kapşonumu kafamdan çıkardı ve kafamı omzuna yaslatarak açık kalan boynuma dudaklarını gömdü.

Tanrım.

Nasıl bu kadar çabuk pes ettiğimi anlamıyorum. Onu kolaylıkla alt edebilirdim. Şimdiye kadar onu kostümü ve maskesi yokken görmedim. Bana göstermemekte ısrarcıydı. Şuanda görebildiğim kadarıyla kostümü üzerinde değildi ve yüzünü görebilirdim fakat, odaklanamayacak kadar tahrik olmuştum.

"Bırak b-beni, Ha-harry."

İlk önce dudaklarıyla burnunu boynuma dayayıp derin bir nefes çekti ve ardından sıcak nefesini boynuma üfledi.

"Heheh, ne dedin? Harry, ha?"

Elleri popomdan sertçe sıyrılıp pontolonumun önünü buldu. Dudaklarını boynumdan kulağıma çıkarıp fısıldadı.

"Deadpool'a ne oldu, Böceğim?" Önüme götürdüğü ellerinin birini penisime, diğerini de kasıklarıma sararak her ikisini de sıktı. Kafam sertçe geri attım ve kesik bir nefes aldım. "H-ah! Lanet olsun!"

"Hadi gidelim."

Ellerini üzerimden çektiğinde kötü durumda olsamda fırsatı değerlendirip duvara tırmanmak istedim fakat hızlı bir atakla beni omzuna attı. Omzuna mı attı!!?

Şokla gözlerimi kocaman açtım sırtını yumruklamaya başladım. Bir Örümcek Adam olarak, bu hallere düşecek adam mıydım ben!?

"Taksimiz az ileride, Böceğim."

spideypool // larryWhere stories live. Discover now