51. Bölüm Yılbaşı

En başından başla
                                    

"Elbise çok yakışmış."

Dediğine kendi de şaşırırken Hande'nin inanmayan bakışlarıyla buluştu, tutkuyla bakan gözleri. Bir süre öyle kalıp bakmasını izledi, hiç bitmesini istemediği.

"Teşekkür ederim. Elbise gerçekten güzel. Tam oldu."

"Tarzın mı bilemedim. Bu kadar yakışacağını bilemediğim gibi."

Hande, ağzı açık dinlerken Kerem'i, meyve suyundan bir yudum alıp gülümsedi. Bakışları bu gece daha değişikti. Garip, anlayamadığı değişik... Böyle konuşması, kalbinin çarpmasına sebep olurken gözlerini kaçırdı. Baktığı yerler yanarken elini istemsiz boynuna attı. Sonra omzuna, en son masanın üzerine koydu. Tedirgin gözleri aynı ifadeyle bakan yeşilleri bulduğunda zorla gülümsedi.


"Bende bir şey yok elbise çok güzel."


"Zevklerimiz uyuyor o zaman."

Hande ne diyeceğini bilemeyip bakarken, elinde olmadan gülmeye başladı. Galiba kendini tutmaktan böyle olmuş, şimdi de böyle gereksiz yerde gülmeye başlamıştı.

Hande gülünce Kerem ağzı açık kaldı. Ne kadar içten gülüyordu. Tıpkı Elif'e güldüğü gibi. Akşam sefalarına bakarken güldüğü gibi. Ebru yaparken güldüğü gibi. Böyle gülüyorsa o zaman gerçekten mutluydu. Kendini kaybettiğini hissediyordu. Ne engel olabiliyor ne de başka bir müdahale... Bu gece çok başkaydı. Hem gece, hem kendisi... Karşısında böyle içten gülen bir kız varken aptala bağlamak? Hiç düşünmeden yanına geldi, onun solan gülümsemesine baktı.

"Gecenin ilk dansını edelim mi?"

Hande beklemediği sözlerden dolayı şaşırırken, olacağını tahmin ettiği dans için hiç düşünmeden elini uzattı. Şaşırma sırası şimdi Kerem'deydi. Bu gece Hande de değişikti. Tıpkı kendisi gibi.


"24 saat ve başka biz. Başka Hande ve Kerem. Tabii ki edelim."

Şu an bu sözleri açmayacak, teklifinin kabul edilmesinin sevincini yaşayacaktı. Çünkü diğer Kerem burada değildi. Uzanan elini dudaklarına götürürken gözleri buluştu. Sanki bir kıvılcım vardı bakışlarda. Elini yumuşacık tutarak piste getirirken çalan müziğe ikisi de yabancıydı. Azeri bir sanatçı ama duygularını altüst eden bir melodi ve şarkının sözleri. Yeni kişilere hiç duymadıkları yeni bir şarkı...


Dans pistine geldiklerinde Hande'nin belini kavrayıp kendine çekti. Eliyle beraber gözlerini de kenetledi. Gece siyahı gözlere, ışık saçarak bakan yeşillerin derinlerinde, hüzün vardı. Hüzün ve pişmanlık. Omzundan tutan ellerin titremesi içini ürpertirken simsiyah bakışlar kendini çekiyordu.

Tıpkı bir girdap gibi.

Başka diyarlara götüren müziğin etkisi baş döndürüyor, eli sırtından yukarı dokunmaktan korkarcasına çıkarken duyguları da zirveye çıkıyordu. Eli ensesinde durduğunda nefesini de tuttu. Yüzünü iyice yaklaştırıp inanamaz ifadeyle baktı gözlerine. Gece siyahları bu kez başka bakıyordu. Nefret değildi ifadesi. Öfke hiç değildi. Biraz korku vardı. Biraz endişe kırıntıları ve daha önce hiç görmediği aynı zamanda adını koyamadığı bir bakış. Hayallerinden de öte, hayal edilmeyecek kadar büyük ve üstün... Bir an gözlerini kapatıp yüzünü saçlarına değdirdi. Kokusunu çekerken içine, omzundaki ellerin boynuna dolanmasıyla gözlerini açtı. Bu kadarı hayalden de öte, hayalden de üstündü. Yutkunup kollarındaki kızın saçlarına dudaklarını dokundurdu. Tekrar soluyup, kokusunu içine çekerken öptü. Başını boynuna gömen kızın belinden iyice çekip öpücüklerini daha sahiplenircesine çoğalttı. Hayalden de üstün yaşadığı bu an hiç bitmesin. Bir ömür sürsün. Birisi hayatlarına sihirli değnekle dokunsun, her şeyi değiştirsin. Nevşehir'e gidince konak olmasın. Başka bir ev olsun. Eski yaşadıkları hayal olsun. Bu düşünceler de hepsinden büyüktü, ulaşılmayan...

ESARET  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin