(56)

300 38 6
                                    

"Niall Horan'ın yakınları burada mı?"

Koridorda beliren doktor bütün dikkati üstüne çekmeyi başarmıştı. Eva, oturduğu hastane sandalyesinden hızla kalktı ve doktora ilerledi.

"Benim!"

Diğer çocuklar 1 saatliğini de olsa evlerine gitmişlerdi. Neredeyse 3 gündür uykusuzlardı. Eva onların bu halini görünce evlerine gitmeleri için ısrar etmiş zorda olsa kabul ettirmişti. Fakat Harry'nin her zaman ki gibi inadı tutmuş, hastanede kalmıştı ve yine inadı yüzünden, uykusu gelmesin diye gün içerisinde 4 bardak kahve içmiş şimdi ise 5. Bardağı almak için aşağı inmişti. Eva, hızlı adımlarla doktorun yanına gitti.

"Niall'ın nesi oluyorsunuz?"

"Onun sevgilisiyim."

Doktor, Eva'yı bir süre inceledi ve kafasını aşağı yukarı salladı.

"Pekala, benimle gelin lütfen, Niall hakkında birkaç şey söylemem gerekiyor."

Eva, bir şey söylemeden doktoru takip etmeye başladı. Koridorun köşesini döndükten sonra üstünde "MR. Haley" yazan bir kapıdan içeri girdiler. Oda hastanenin aksine ağır bir erkek parfümü kokuyordu.

"Lütfen oturun. Adınızı öğrenebilir miyim?"

Eva, doktorun masasının önünde yan duran sandalyelerin birine oturdu.

"Eva."

Doktor yine kafasını aşağı yukarı sallayıp ellerini önünde birleştirdi. Ciddi bir şeyden bahsedeceği belliydi ve bu Eva'yı korkutuyordu.

"Sana Eva diyebilirim değil mi?"

Eva, doktorun biran önce gerçek konu hakkında konuşması içi hızla kafasını salladı.

"Pekala Eva. Sana Niall hakkında bazı şeyleri söylemem gerekiyor."

Eva kafasını tekrar olumlu anlamda salladı.

"Niall 1 buçuk ay önce hastanemize geldiğinde hastalığının bu kadar ilerlemiş olacağı ikimizinde aklına gelmemişti. Fakat yaptığımız tahliller ve tedavilerin sonucunda onun Lösemi hastası olduğunu ve hastalığının gün geçtikçe hızla ilerlediğini tespit ettik. O ailesinin bunu bilmesini istemediğini söyledi ve bize bununla ilgili bir belge imzaladı. Size haber veremememizin sebebi bu ama size, benden bir tavsiye Annesine haber vermeniz olacak. Tahllillerden sonra ona  bunun bir tedavisi olduğundan bahsettiğimde ilk önce kabul etmedi, daha sonra ilaç tedavisini kabul ettirebildim fakat kemoterapiyi kabul etmedi. İlaçlar hastalığı geçirmiyordu sadece ilerlemesini yavaşlatıyordu. En son kontrole geldiğinde ilaçların pek fazla etki etmediğini bu yüzden kemoterapiyi kabul etmesini bir kez daha söyledim fakat o yine kabul etmedi. O gerçekten inatçı biri. Böyle olacağı belliydi, buraya getirildiğinde neredeyse 1 haftadır ilaçlarını içmediğini de tespit ettik. Hastalık yeterince ilerlemişti."

Eva, doktorun anlattıklarını dolan gözleri ve büyük şaşkınlığı ile dinledi. Nasıl fark edememişti bunca olanı? Nasıl onun sürekli yorgun ve halsiz görünen, gittikçe dahada çöken suratından anlayamamıştı? Ona sürekli "Bugün halsiz görünüyorsun" dediğinde "Mevsim değişikliği yüzünden" cevabını alıyordu ve bu cevaba her defasında inanıyordu. Nasıl bu kadar saf olabilmişti? Bazen elinde birkaç kağıt ile dışarı çıkarken ona nereye gittiğini sorduğunda değişik cevaplar aldığında nasıl şüphelenmemişti? Eva, elleri ile suratını kapatıp gözyaşlarını serbest bıraktı. Sevdiği adam gözünün önünde erirken o kör gibi hiçbir şey görmemişti. Gözyaşlarını silip ellerini suratından çekti ve tekrar doktora baktı.

"P-peki iyileşebilir mi?"

Doktor, Eva gibi hasta yakınlarının bu haline alışık olsada her seferinde üzülüyordu.

Puppy Love ~ [Niall Horan]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin