(39)

726 66 18
                                    

Multi Harry ve Niall (Harry'nin elinde ki mikrafonu görmeyiverin agshjsjsjs)

Niall, gördüğü garip kabustan sonra sanki yıllar süren bir uykudan kalkmış gibi ağrıyan başını ovmak için elini kaldırmıştı ki eline bağlı olan serum ve birkaç kablo irkilmesini sağladı. Gördüğü kabusta Eva ile ilk önce kavga ediyor hemen sonra hızla sürdüğü arabanın frenleri tutmuyor kaza geçiriyorlardı. Kaza anında Eva'ya bakmak için kafasını çevirdiğinde ağlayan mavi gözleri hala aklında yerini koruyordu Niall'ın. Sanki....gerçek gibiydi. Sonunda etrafa bakmak aklına geldiğinde gözlerini ona tanıdık gelmeyen odada gezdirdi. Neresiydi burası? Niall, daha yeni yeni kendine gelen bedenini harekete geçirip yataktan kalkamaya yeltenmişti ki odaya beyaz önlüklü yaşlı bir adam girdi. "Uyanmışsın" diye güldü beyaz önlüklü adam ona. Niall kafasında ki soru işaretlerini yok etmek için adama soru sormak istedi fakat sesi tahmin ettiğinden kötü haldeydi. Beyaz önlüklü adam Niall'ın yanına ilerleyerek konuşmaya başladı "Sesinin böyle olması normal genç adam. Tam 2 gündür uyuyorsun. Açıkçası bizi ve ailenin çok korkuttun." Niall, sonunda sesini toparlayıp sordu "Neden buradayım ve siz kimsiniz? Bana ne oldu? Eva nerede?" Beyaz önlüklü adam kısık sesle kıkırdayıp Niall'ın alnına elini koydu ve ateşini ölçtü. Niall ardarda sorduğu sorulara bir cevap beklerken adam cebinden çıkardığı küçük Işık yardımıyla Niall'ın gözlerine baktı. Kafasını olumlu anlamda salladıktan hemen sonra ise Niall'a cevap vermek için ağzını açtı "Şuan bir hastanedesin. Geçirdiğin büyük trafik kazası sonucu büyük yaralar aldın daha doğru aldınız. Ben doktor William ayrıca eğer bahsettiğin kız hastaneye birlikte getirildiğin kızsa..." Doktor William kafasını önüne eyip kısık bir sesle devam etti "kafasına aldığı darbe yüzünden şuan onun durumu şuanlık kritik" Niall, bir süre doktorun suratına baktı ve hemen ardından kocaman gülümseyip kafasını olumsuz anlamda salladı. "Bu bir şaka değil mi? Boo bunu söylemenizi istedi. Fazla şakacı olduğunu biliyorum" kendine kabul ettirmek istermiş gibiydi. Eva şuan  lanet bir hastane odasında değildi değil mi?. "Evlat bunun bir şaka olmasını bizde çok isterdik ama-..." Niall, doktor William'ın saçma tesellilerini yarıda kesip elinde ki kabloları çıkarmak için bir hamle yaparken aynı zamanda bağırdı "kabul etmiyorum. Eva şuan sağlıklı ve dışarda uyanmamı bekliyor! Senin söylediklerin kötü bir kabus!" Niall'ı sakinleştirmek için içeri dalan birkaç hemşire onu yatağa yatırmak için uğraşsa da Niall kalkmak için debeleniyor aynı zamanda bağırıyordu. Sonunda hemşirenin yaptığı sakinleştirici sayesinde güçsüz bir şekilde yatağa düşen bedeni ve dolan gözleri Niall'ın çaresiliğinin göstergesi gibiydi. "Bu olamaz." diye fısıldadı kendi kendine. Sakinleştirici yavaş yavaş etkisini gösterirken hemşireler odadan çıkmıştı bile. Niall, kalkmak için bedenini zorlarken açılan kapı ve annesinin ağlamaktan çatlamış sesi ile kapıya baktı "Niall!" annesi hızla Niall'ın güçsüz bedenine yaklaşıp kollarını oğluna sardı. "Sonunda uyandın. Tanrım çok endişelendim." Annesi oğlunun yanağına küçük bir öpücük kondurduğunda Niall'da kollarını kaldırıp annesine sarıldı. Maura, 2 gündür uyuyan oğluna sıkıca sarılırken oğlunun sorduğu soru ile bir süre dondu "Eva...o nasıl anne?" ne diyecekti şimdi? Eğer Eva'nın dün bir kriz geçirdiğini ve doktorların onu zorlukla hayata döndürdüklerini öğrenirse kalkmak için hastaneyi birbirine katardı. Suratına küçük, sahte bir gülümseme yerleştirip Niall'dan ayrıldı ve onun yanağını okşadı "bekliyoruz birtanem. Oda tıpkı senin gibi güçlü." Niall'ın gözleri aldığı sakinleştiricinin etkisi ile yavaş yavaş kapanırken düşündüğü tek birşey vardı. Boo

***

Niall, gördüğü 2. kabusun etkisi ile bağırarak kalktı "Hayır!" Kabusta Eva artık gitmesi gerektiği ile ilgili birşeyler söylüyor ve ortadan yok oluyordu. Niall hızla atan kalbinin üzerine elini koydu ve derin bir nefes aldı. Eva'yı acilen görmesi gerekiyordu. Elinde ki serumu çıkartıp bir hamlede yataktan kalktı fakat hızla kalkması ile gözlerinin kararması bir olmuştu. Yatağın hemen karşında ki kapıya yöneliyordu ki kapı açıldı ve Niall'ın beklediği yeşil gözler onu buldu "Niall?" Harry, Niall'ı ayakta görünce şaşırdı az önce uyumuyor muydu? Niall hızla Harry'e yönelerek önünde durdu "Eva nasıl Harry? Beni ona götür" Harry, Niall'ın güçsüz bedenine sarıldı ve sırtını sıvazladı. "Niall dinlenmen gere-..." sözünü kesen Niall'ın yüksek seste bağırışıydı "Dinlenmek istemiyorum! Beni Eva'nın yanına götür!" Harry, yavaşça kafasını sallayıp Niall'ın koluna girdi. Niall'ı tanıyordu. Niall birşeyi istiyorsa yapardı onu kimse engelleyemezdi Eva hariç. Harry 3 gündür uykuzluğun vermiş olduğu yorgunluk ile gözleri şişmiş hatta kızarmıştı. Niall'ın uyanmasına deli gibi sevinsede Eva'nın hala kötü olması onu kahrediyordu. Harry, sonunda Niall'ı yavaş adımlarla dışarı çıkartıp odasının hemen karşısında ki cama yöneltti. Niall, Harry'nin kolundan ayrılıp cama tutunduğunda dakikalardır tuttuğu göz yaşları sonunda yanaklarına yerlerini almıştı. Niall, sol elini kaldırıp camın hemen karşında yatan masum kızın sıcak ellerine dokunmak istedi fakat yapabildiği tek şey camın soğukluğunu hissetmekti. Oysa cam soğuk değildi. Soğuk olan ellerinden yavaş yavaş kayıp giden sıcak aşkının yerine bıraktığı soğuktu. Niall, gözlerini alamadı suratı yara içinde olmasına rağmen güzelliğinden ödün vermemiş kızdan. Hastane kıyafetinin içinde neredeyse yok olan bedeni ve her tarafına bağlı olan sinir bozucu makinalar bile bozamamıştı güzelliğini. Niall, gözlerinden akan yaşları umursamayarak fısıldadı "Eva" sağ eli de tıpkı sol eli gibi camda yerini alınca fısıltısına devam etti. Aradaki camı umursamıyordu. Eva duyuyordu, bunu biliyordu Nini. "Bak uyandım. Yanındayım meleğim. Hadi ama sen neden uyanmıyorsun?" o an kulaklarında kaza anında Eva'nın acı çılgınlıkları, arabayı durdurması için verdiği emirler kulaklarında yankılandı ve gözlerini sım sıkı kapatıp ellerinin yumruk haline getirdi. "Özür dilerim sevgilim." ağzından kaçan hıçkırık ile dahada güçsüzleşti. Balo gecesi ne kadar güzel olduğunu getirdi gözünün önüne. "Melekler gibi" diye düşünmüştü içinden şimdi ise gerçek bir melek olmasından korkuyordu. Onu bırakıp gitmesinden. Gitmemeliydi. NiNi'sini yalnız bırakmamalıydı. Niall kafasını cama yaslayıp hıçkırıklarını derinleştirirken Harry elini Niall'ın omzuna koydu. Niall, Harry'e dönerek kafasını omzuna koydu (Multi) "O ölmeyecek değil mi Hazz?" Harry, dolan gözlerini Niall'dan gizlemek için suratını başka yöne çevirdi ve konuştu "Ölmeyecek Ni"

Puppy Love ~ [Niall Horan]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin