12. BÖLÜM

1.5K 75 21
                                    

Multide minik cadımız Öykü Su. İYİ OKUMALAR. Bu bölüm senin melekk863 papatyam her bölümde gelen yorumların için teşekkür ederim

CAN ÖZER

Öykü Ilgın'ı ilk gördüğü andan beri çok sevmişti. Sırf Öykü istedi diye doktorlardan Ilgın'ı çıkarmaları için bir günlük izin istemiştim. Çünkü Öykü benden ve Masal'dan (Öykünün bakıcısı) sonra en çok Ilgın'a güvenmiş ve sevmişti. Bende o yüzden izin almıştım. Yoksa bir hafta daha kalması gerekliyidi. Ama Ilgın uyumuş ve Öykü ile vakit geçirememişti. Öykü ise buna biraz üzülse bile belli etmemişti. Ilgın'ı öğlen hastaneye götürcektim ama saat henüz sekiz olmasına rağmen kaldırmak zorundaydım. Çünkü Öykü hep beraber biraz zaman geçirmemizi istiyordu o yüzden hep beraber tiyatroya gidicektik.

"Ilgın. Öykü seni bekliyor kalkabilir misin artık."

Ilgın yatakda doğruldu ve gözlerini ovuştururken cevap verdi.
"Tabi kalkarım. Neden kalkmıyım ki? Sonuçta kalkmamam için bir sebep yok değil mi? Bu arada saat kaç?"

"Sekiz."

"Sekiz mi? Can sen ne tür bir psikopatsın ya da manyaksın? Bu saate kalkılır mı hiç? Ben uyuyacağım."

"Ama öğlen hastaneye gidiceksin."
"Tamam kalktım.Çık hadi odadan."

"Neden?"

"Hmm neden mi? Bir düşünelim. Sence neden olabilir Can. Üstümü değiştireceğim."

"Tamam çıkıyorum."

Dediğim gibi hemen odadan çıktım.

ILGIN DUMAN ÖZER

Can odadan çıktıktan sonra hemen banyoya girdim ve elimi yüzümü yıkadım. Sonra dolabın karşısına geçtim ve kıyafet seçmeye çalıştım.

Sonunda giyceklerimi seçince odanın kapısını kitledim ve giyinmeye başladım. Giyindikten sonra saçlarımı düzleştirdim ve odadan çıkıp aşağı indim. Merdivenden inişimi gören Öykü gelip bacağıma sarıldı. Kucağıma
aldım ve koltuğa oturup konuşmaya başladım.

"Nasılsın Öykücüm?"

"İyiyim ama hep beraber dışarı çıkarsak daha iyi olabilirim anniş."

"Demek öyle. Nereye gitmek istersin peki?" Diye sorduğumda Can hemen lafa atladı ve cevap verdi.

"İlk önce kahvaltı edeceğiz,sonra tiyaroya gideceğizlz sonra ise Öykü'nün çok sevdiği oyun parkına gideceğiz ve en son ise Öykü
eve sen hastaneye bende işe gideceğim. Plan bu."

"Ben Öykü'ye sormuştum ama neyse. Ayrıca ben neden hastaneye gidiyormuşum?"

"Ameliyat oldun ve en az 1 hafta hastanede kalman gerek. Ben Öykü çok istedi diye izin istemiştim sadece ve bu gün hastaneye geri dönmek zorundasın Ilgın."

"Tamam anladım. Çıkalım mı artık?"

Herkes onayladı ve arabaya binip yola çıktık.

Sonunda kahvaltı yapacağımız yere gelip bir masaya oturduk ve Can garsonu çağırıp istediklerimizi iletti.

"3 kahvaltı tabağı alıyoruz. İçecek olarak ne istersiniz bayanlar?"

"Ben elmalı meyve suyu istiyorum baba."

"Bende elmalı meyve suyu alabilirim."

"O zaman 3 kahvaltı tabağı 3 elmalı meyve suyu istiyoruz."

"Hemen geliyor." Diyip uzaklaşan garson umarım yemekkerimizi hemen getirir.

Yaklaşık 10 dakika sonra siparişlerimiz geldi ve sessizce yemeğimizi yedikten sonra Can hesabı öderken biz ise yan tarafta olan tiyatro salonuna bilet almaya gittik.

Tiyatro ve oyun parkında geçen eğlenceli zamanlardan sonra Öykü'yü eve bıraktık Can beni hastaneye götürüyordu. Her ne kadar istemesemde.

"Can?"
"
Efendim Ilgın?"

"Hastaneye gitmeden önce benim evime gidebilir miyiz?"

"Az önce Öykü'yü bırakırken eşyalarını alsaydın keşke."

"Can farkında mısın bilmiyorum ama orası benim evim değil."

"Nasıl senin evin değil Ilgın? Biz evliyiz ve orası seninde evin sayılır."

"Can biz formaliteden evliyiz. Gerçek evli değiliz ki."

"Formaliteden bile olsa adının yanında benim soyadım var. "

"Ay tamam Can. Eski evime gidelim o zaman."

"Tamam gidiyoruz."

Can evin yolunu bildiği için eve gidene kadar hiç konuşmadım. O da zaten konuşmadığı için bir sorun olmamıştı.
Evin önüne geldik ve ben Can'a bakmadan arabadan dinip binaya doğru yöneldim. Binanın kapısını açınca asansöre yöneldim ve asansörün gelmesini bekledim. Yaklaşık bir dakika sonra asansör gelince 3. katın düğmesine basıp yukarı çıktım. Sonunda evin kapısının önüne geldim ve anahtar ile kapıyı açtım. Sonra içeri girdim ve kapıyı kapattım. Odama gidip dolabımdan bir kaç parça kıyafet, okuma kitabı ve test kitabı alıp küçük bir çantaya koydum. Çantayı elime alıp kapıya yöneldim. Evin içine son kez bakıp kapıyı kapattım ve kitledim. Asansöre bindim ve aşağı indim. Apartmanın kapısından da çıkınca görüş alanımda olan Can'ın arabasına yöneldim. Arka kapıyı açtım ve Can'ın şaşkın bakışları ile eşyalarımı koyup kapıyı kapattım. Büyük ihtimalle arkaya oturacağımı sanmıştı, ki otururdum da ama ön koltuk daha rahatdı. Ön koltuğa oturup emniyet kemerimi taktım ve camı açıp dışarıyı izledim. Bu sırada Can arabayı çoktan çalıştırmış ve yola çıkmıştık.

"Özür dilerim."

"Neden özür diliyosun ki Can?"

"Duygularını çok iyi saklayabiliyorsun ama ben seni kırdığımı anlayabiliyorum o yüzden özür diledim."

"Aslında ben.. Yani ben kırılmamıştım sadece sinirlenmiştim ve başım dönmeye başladığı için susmuştum ama özür dilemen iyi bir haraket."

"Nasıl yani?"

"Yani hatanı anlaman iyi bir şey."

"Evet haklısın."

Konuşmamızı ne böldü sizce? Ah tabiki de hastaneye gelmiş olmamız. Arabadan indik ve direk ikinci kata olan doktorumun yanına gittik. Doktorla konuştuktan sonra odama gittim ve yatağıma yatıp kitabımı elime alıp okumaya başladım. Can ise bana baktı ve gülümsedi ben de ona gülümseyince kapıyı kapattı ve gitti.

Tercih Meselesi genç kurguda 148. sırada ve bu benim ilk başta hayalimde bile yoktu. Çok teşekkürler kitabı buralara getirdiğiniz için. Sizi seviyoruz♥♥

Tercih Meselesi #Wattys2016GİZLİCEVHERLERKazananı |TAMAMLANDI|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin