⭐JM-29.Bölüm:'İzmir de ambulans numarası kaç oluyor acaba?"⭐

12.1K 701 1.2K
                                    



🎶Pera-Sensiz ben🎶

Medyada:Azra ve Çağrı❤️

-Satır satır yorumlarınızı bekliyorum iyi okumalar! *.*

*Düzenlendi*

Ağzına zeytin attı ve konuşmaya devam etti. "Ayol dedim ki Seloş'un eti taze gözüküyor. Şunuda kurbanlık koyunların yanına koysak ne olur." çekirdek kabuğu misali ağzındaki çekirdeği püskürttü. "Bunu dememle ağzımın ortasına yumruk yemem bir oldu. Hayır ne var bunda anlamıyorum ki." babam, Arel'e ters bir bakış atıp 'tövbe tövbe' diye mırıldandı.

Çağrı zaten hiç kaale bile almamıştı. Selin, alayla güldü ve kafasını iki yana salladı. "Sen neyi anlıyorsun acaba? Sadece mal mal konuşmayı biliyorsun." Selin gözlerini annem ve babam arasında gezdirdi bir süre. 'Mal' demesine nasıl bir tepki vereceklerini merak etmiş gibiydi. E kız haklı tabi. Fakat annem Selin'e sadece ters ters bakmakla yetindi. Gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım ve kafamı eğdim.

"Sus kız sen." kafamı yavaşça kaldırdım. Arel ise anneme bakarak dudaklarını büzdü. "Serpoşum. Biricik oğlun. Mantın. Aroşuna laf ediyorlar." sesi gereğinden fazla ağlamaklı çıkmıştı. Babam çatalını yavaşça masaya bıraktı. "Oğlum. İyi ki evladım değilsin. Evlat olsan sevinmezsin lan." Selin kahkaha atmaya başlayınca bizde istemsizce güldük. Fakat böyle anırarak gülmemek için kendimi zor tutuyordum.

Annem, babama sert bakışlar atarak Arel'e döndü ve gülümsedi. Arel bozulmuştu. Dudaklarını büzerek babama bakıyordu. Annem, "Öyle deme Remzi. İnsanın Aroşum gibi bir damadı olsun. Kırk yıl borcu olsun ayol!" Çağrı ve Derinden gelen öksürük sesleri ile herkesin odağı onlar oldu. Çağrı jet hızında bakışlarını Derin'e dikti. "Lan ben öksürüyorum tamam. Sen ne diye öksürüyorsun lan!"

Tedirginlikle Derin'e diktim gözlerimi. Önce anneme. Sonra babam ve Çağrı'ya baktı. "Yok o anlamda değil." Çağrı tek kaşını kaldırdı. "Hangi anlamda değil?" Derin yutkundu ve suyundan bir yudum aldı. Derin'e baktığım için kalbim hızlı atıyordu galiba. "Sevgili anlamında değil." kısık sesle söylemişti bunu. Çağrı'nın gözleri fal taşı gibi açıldı. "Ben o anlamda söylediğimi hatırlamıyorum canım kardeşim."

Derin, benim biricik patronum gözlerini gözlerime dikti. "Tamam bende o anlamda söylemedim işte. Arkadaşım o benim. Sonuçta-" babam peçeteyle ağzını sildi ve ayağa kalktı. "Size afiyet olsun. Ben gidiyorum. Kurban kesmek için yardım etmem gerekiyor." bunu demesiyle Arel ve Selin hızla ayağa kalktı. "Bende geleceğim!" bunu aynı anda söylemişlerdi.

Ardından birbirlerine jet hızında döndüler. Ardından yüzlerini buruşturarak babamın yanına hızla yürüdüler. Babam bir Selin'e birde Arel'e bakarak bir şeyler mırıldandı. Eh adam da haklı tabi. İki delinin arasında kalmıştı adam. Kapının kapanma sesini duyunca, annem de ayağa kalktı. "Çağrı oğlum. Ben annenlere uğrayacağım." Çağrı kafasını sallayarak ayağa kalktı ve ağzına salam attı. "Bende geleceğim Serpil Teyze. Hatta Azra da gelecekti. Annemlerle tanıştıracağım."

Azra gülerek kafasını salladı. Ardından jet hızında Çağrı'ya döndü. "Ne?! Benin bundan niye haberim yok acaba?" Çağrı elinde tuttuğu peynirleri ağzına atarken kafasını iki yana salladı. "Valla bende şimdi karar verdim. Haberin olmaması doğal değil mi?" Azra gözlerini devirdi ve bana döndü gülümseyerek. "Sende gelecek misin kuzum?" gülerek kafamı iki yana salladım. "Bilmiyorum ki."

"Gel gel. Derin de gelsin. Evde yalnız kalmayın." kapıya doğru yürürken arkasını döndü ve gözlerini ikimiz arasında gezdirdi. "Sonuçta arkadaşsınız. Biliyorum ama Allah korusun kanka ayağa göt ayağı falan olur. Özür diliyorum Serpil Teyzeciğim." anneme şirin bir gülümseme yollayıp hızla dışarıya çıktı. Derin ile birbirimize baktık.

JELİBONLU MUHALLEBİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin