⭐JM-6.Bölüm:'İzmir'in kızları güzel olur derler de inanmazdım.'⭐

19.6K 1.1K 270
                                    


Medyada:Doğa ve giydiği kıyafet

"Her gün ara beni. Eğer bir gün bile aramazsan ağzına sıçarım Doğa." diyen ve evin içinde bağıran Çağrı'ya göz devirdim. Her ne kada görmesede. "Alt tarafı 3 günlük bir tatil. Hatta tatil bile değil be. İş için. Sence de biraz abartmıyor musun?" dedim çantama ıvır zıvır eşyaları koyarken.

"İyi lan hevesim kaçtı. Arama istemiyorum." deyip kollarını göğsünde birleştirdi. Şu an tam bir çocuk gibi görünüyordu. 5 yaşında bir çocuk. Bu haline kahkaha atıp yanına çömeldim. Kaşlarını çatıp sırtını döndü.

Çocuk gibi olduğunu söylemiş miydim? Eğer söylememişsem şimdi öğrenmiş oldunuz. Elimi omzuna koyunca omzuna yukarı doğru kaldırıp geri indirdi. "Ama Çağrı." dedim ve yavru köpek bakışlarımı yolladım. Bana bakmadan, "Öyle bakma." dedi.

"Niye?" diye sordum. Bana dönüp, "Trip atamıyorum." dedi. Gülümseyip, "Benim gibi perfection birine kim trip atmak ister ki be. Heyt anam heyt. Tabi sende haklısın. Bulmuşsun benim gibi mükemmeli trip atamazsın. Bana hayransın ama bu kadar belli etme yeşil gözlüsü" dedim.

Derin'le fazla takılmaya başlamıştım. Egom tavan olmuştu. Tek sorumlusu Derin. "Aman egonu yesinler." diyerek yanaklarımı sıktı. Ellerinden kurtulup, "Egom tavan yaptı." dedim. Bu halime gülünce bende gülümsedim. Çağrı, "Egonu dikkat et te aşağıya indirmesinler." deyince ölümcül bakışlarımı yolladım ona.

"Kimse indiremez benim egomu tamam mı? Şimdi ses kes." dedim ellerimi kestik gibi birbirinden geçirip. Tek kaşını kaldırarak, "Emin misin?" dedi sırıtırken. Kafamı olumsuz anlamda sallayıp, "Hayır Doğa'yım." dedim ve memnunca sırıttım.

Gözlerini devirip, "Esprini görmezden geliyorum. Ayrıca, bence Serpil Teyze egonu indirebilir." bunu der demez sırıtmaya başladı. Benim ise sırıtmam yüzümde yavaş yavaş kayboldu. Evet anneme böyle diklensem, 'Bana bak bacaksız. Nereden geliyor bu cesaret. Sus yoksa yersin terliği.' derdi. Aklıma gelince gülümsedim.

Annemle kaç zamandır konuşmuyordum. Bir ara aramayı kafamın bir köşesine not ettim. Arabanın korna sesi duyulunca ayağa kalkıp, "Gitme vakti. Ha?" dedim. Kafasını sallayıp gülümsedi. Sırt çantamı arkama asıp aşşağıya inmeye başladım.

Dış kapıyı açıp Çağrı'ya döndüm. "Merak etme seni arayacağım. Yada sen ara ya. Bana çok yazar." dedim. Gülümseyip kollarını açtı, " Gel buraya başımın belası gel." dedi ve  kollarını boynuma doladı. Bende gülerek kollarımı beline doladım. Hayatımda sahip olduğum en değerli kişiydi Çağrı.

Korna sesiyle Çağrı'dan ayrılıp Derin'e baktım. Uyuz işte nolacak. Duygusal anları bozmakta üstüne yok. Göz devirip Çağrı'ya el salladım. Arabanın kapısını açıp koltuğa yerleştim. Arabasını mı değiştirdi bu? Lamborghini boru değil sonuçta.

Sessizce mırıldandım, "Para şıçıyor mübarek. Biz bir tanesi alamıyoruz. Bu araba değiştiriyor. Şanslı." duymadığını umuyordum. Gerçi duysada çok umrumda değildi. Ne yapacak? Arabadan mı atacak? Hadi canım.

"Seni duymadığımı sanıyorsun ama duyuyorum. Arabayı yeni aldım evet. Nasıl beğendin mi?" diye sordu sırıtıp. Kafamı sallayıp, "Harika. Hep bir lamborghini almak istemiştim. Eh sen almışsın. Her gün gezdirirsin beni." dedim sırıtarak.

Elini kaldırıp nah işareti yaptı. "Sadece haftasonu binebileceksin başka zaman binmeyeceksin. Yani olmayacak dua'ya amin deme bence." dedi pür dikkat yolu takip ederken. Etrafa baktığımda bizim evden uzaklaştığımızı farkettim. E normal lamborghini sonuçta boru değil.

"O zaman bende Berkan'ı ararım beni gezdirir." dedim sırıtarak. Dehşetle bana döndü. "Eğer öyle bir şey yaparsan. O Berkan'ı sikerim." dedi hâlâ bakarken. "Neden?" dedim sırıtarak. Kaşlarını çatıp önüne döndü. "Çünkü ben öyle istiyorum da ondan." gülümseyerek, "Sen ona beni kıskanıyorum deme de." dedim kollarımı göğsümde birleştirerek.

JELİBONLU MUHALLEBİMOpowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz