⭐JM-26.Bölüm:'Desene zengin çocukları da eğlenmeyi biliyormuş.'⭐

11.8K 852 1K
                                    


Bölüm ithafı:
-eda_kas13
-sude5defne
*Benden size kalpcikler*

Başka isteyenler vardı ama hatırlamıyorum. :D Ben size diyorum ki ya bu satıra yazınız ya da bana mesaj atınız. İnatla ara satırlara yazıyorsunuz. :D

🎶Kenan Doğulu- Bir ileri iki geri.🎶

Satır satır yorumlarınızı bekliyorum. İyi okumalar. *.*

*Düzenlendi*

Gözlerimi yumarak derin bir nefes aldım. Galiba bayılmak üzereydim. "Çağrı, hayır öyle bir şey yapmayacaksın. Öldürürüm seni!" Çağrı, Azra'nın bu dediğine kahkaha attı. Böyle alaycı bir kahkaha ama. "Hadi lan ordan! Öldürürmüş. Gülüyorum bebeğim." kro Çağrı sahalarda. Milletçe alkışlıyoruz!

"Kankalar. Şimdi siz sevgili mi oldunuz?" dedi ve ellerini çenesinin altında birleştirdi Arel. Çağrı kafasını Arel'e döndürdü. "Vallahi ona sevgili mi dersiniz bilmem de. Kısacası bu kadın benim." bunu demesiyle anırarak gülmeye başladım. Selin de bana katıldı. Azra ise homurdanarak yemeğini yemeğe devam etti.

"Çağrı kanka. Ayrılık sebebisin yemin ediyorum."  Selin'e katıldığımı belli edercesine kafamı salladım. Arel ağzındakilerini hızla yutup bir yudum su içti. Konuşacağı sırada Çağrı onu durdurdu. "Allah aşkına sen konuşma. Yine saçmalayacaksın." Arel dudaklarını büzerek kafasını eğdi. "Kalbimi kırdın Çağrımlıaşkım. Seni affetmeyeceğim." dedi ağlamaklı çıkan sesi ile ve burnunu çekti.

Bir şey söylemeden yemeğini yemeğe devam etti. Bende çatalıma taktığım köftemi ağzıma attım ve çiğnemeye başladım. Toplantıdan çıkınca Azra bizi yemeğe davet etmişti. Ailesi iş için kısa bir süreliğine yurt dışına çıkmış, Azraşkımın da canı sıkılıyormuş. Falan filan. Merdivenlerden gelen ayak sesi ile kafamı çevirdim. Derin, telefonunu cebine koyarak saçlarını karıştırdı ve yanımıza doğru gelmeye başladı.

Kalp atışlarıma bir de boğazıma takılan köfte eklenince öksürmeye başladım. Bardağımı alarak yavaşça suyumdan yudum aldım. Çağrı bana kaşlarını çatmış bir şekilde bakıyordu. Elimi 'bir şey yok' gibisinden salladım. Arel ve Selin zaten yemeğini yemekle meşguldu. Ölsem hâlâ yemek yiyeceklerdi...

"Helâl esmer kız. Sen bana lazımsın." diyerek göz kırptı. Hâlâ su içtiğim için elimi 'okay' manasında kaldırdım. Göz kırparak gülümsedi ve yerine oturdu. Bu sefer öksüren taraf Çağrı'ydı. Azra kıkırdayarak bardağı uzattı. Ne tatlı çift ama. Çağrı hâlâ sinirli bir şekilde Derin'e bakıyordu. Derin ise bu bakışların kötü bakışlar olduğunu anlamadan yemeğine geri dönmüştü bile. Ye canım. Ye gülüm. Birazdan Çağrı seni dıt.

Çağrı sert biçimde masaya bardağı bıraktı ve boğazını temizleyerek Derin'e yaklaştı. Kulağına fısıldadı. Pardon sesli bir şekilde konuştu. "Kardeşim. Gözüne ağzına dikkat et. Kötü şeyler olmasın. Dimi canım kardeşim?" Derin anlamayarak Çağrı'ya baktı. "Derken?" Çağrı anlamadığını takmış gibi durmuyordu. Alaycı bir şekilde güldü ve omzuna vurarak geri çekildi. "Ben söyleyeceğimi söyledim. Sen nasıl anlarsan artık."

Derin bana bakınca sırıttım. Yakışıklı falan ama galiba salak. Arel patatesini ketçapa batırarak ağzına attı ve boğazını temizledi. "Ay siz şimdi kayınço-" Selin birden kahkaha attı. Azra da sinirle Arel'e bakmaya başladı. Çağrı gayet rahattı. Azra henüz Derin'e sevgili olduklarını söylememişti. Bunu kendinden duymasını istiyordu zaten. Haklı kız. Ama Çağrı gayet rahattı. Arel'in de ağzında bakla ıslanmıyordu zaten ya. O ayrı konu.

JELİBONLU MUHALLEBİMOù les histoires vivent. Découvrez maintenant