KURBAN BAYRAMI ve ÖNEMİ

27.6K 762 39
                                    

Hayırlı akşamlar arkadaşlar nasılsınız bakalım?  Biliyorum  bölüm bekliyorsunuz ama bilin ki yazmaya başladım. İnşAllah bayram tatili boyunca tamamlayıp yayınlayacağım. Bekleyin bizi. :))

Sizlerden isteğim yazıyı sonuna kadar okumak. Şimdiden teşekkür ederim her birinize...  :))

∞◆∞◆∞◆∞

KEYİFLİ OKUMALAR

∞◆∞◆∞◆∞

Saffat suresinin 100-113. ayetleri bir kıssaya (hikâyeye) ayrılmıştır. Ders veren her Kuran ve Hz. Peygamber (s.a.v.) hikâyesi gibi sarsıcıdır bu hikâye.

Bir baba ile oğlunun ürperten, dikkat çeken, sarsan hikâyesidir. Gelin hep beraber hikâyeyi hatırlayalım.

Hz. İbrahim'in hiç çocuğu olmaz. Yaşı 86'ya ulaşmış bu büyük peygamber davasını ve ailesini devam ettirecek temiz bir evlat arzu eder. Allah'tan ister. Ve o arada da "bana bir evlat verirsen O'nu kurban ederim" der. Yüce Rabbimiz, Hacer validemizden Hz.İbrahim'e bir erkek çocuk nasip eder. Bu çocuğa da İsmail ismi verilir.
Nihayet çocuk 7 yaşına gelince Hz. İbrahim bir rüya görür. Rüyada kendisine evladını kurban etmekle ilgili adak hatırlatılır. Peygamberlerin rüyaları da vahyin bir türüdür. Yani rüyaları onları bağlar.

Hz. İbrahim çaresiz bir şekilde oturduğu Şam'dan Hz. Hacer ve Hz. İsmail'in yaşadığı Mekke'ye gelir. Niyeti evladını kurban etmektir. Ne kadar zor, ne kadar çetin bir hal. Peygamberlerin imtihanı da işte büyük olurmuş!

Odun kesmeye gidercesine
Hz. İbrahim oğlu Hz. İsmail'e bıçak ve ip almasını söyler. Görüntüde odun kesmeye gidiyorlar. Evden uzaklaşırlar. O esnada şeytan Hz. Hacer'e, Hz. İbrahim'e ve Hz. İsmail'e görünür. Hacer'e, "kocan oğlunu kesecek" der. Hz. İbrahim'e "insan oğlunu keser mi" der. Hz. İsmail'e; "baban seni kesmeye götürüyor" der.
Her üçü de şeytanı kovalar ve "Allah'ın hükmüne razı olduk" der.

Oğlum! Bak ne diyorsun
Nihayet Mina-Müzdelife bölgelerine yakın bir yere gelince Hz. İbrahim oğlu Hz. İsmail'i oturtup onunla sohbete başlar. Şöyle der:
"Oğulcağızım! Ben rüyamda seni kurban ediyor görüyorum. Bak bakalım, ne diyorsun bu işe. Babanla konuş bu işi. Bana teslim olacak mısın?"

Bir baba için bunu söylemek ne kadar zor ve, ne kadar ağırdır. Hz. İbrahim bu emri paylaşır. Yüce Rabbin istediğini iletmekte tereddüt etmez. Oğlu Hz. İsmail ise tam bir tevekkül ve teslimiyetle şöyle cevap verir: "Babacığım! Emrolunduğunu yap. İnşallah beni sabredenlerden bulacaksın. Sana direnmeyeceğim. Senin dediğini tartışmayacağım. Sana neden demeyeceğim. Sen ne ile emredildiysen onu yap. Beni sabreden olarak bulacaksın."

İkisi de Allah'a teslim oldular
Nihayet Hz. İbrahim ile Hz. İsmail emre uymak için hazırlık yaparlar. Hz. İsmail babasına şöyle der: "Babacığım. Kollarımı arkadan bağla. Sımsıkı. Gömleğimi soy ki kana bulanmasın. Annem görür dayanamaz."

(Aslında Kuran-ı Kerim iç burkan, merhamet duygularını tetikleyen bu ayrıntılara girmez. Üstü örtülü geçer. Bu ayrıntıyı yorum edebiyatına, rivayetlere, yer yer tarih kitaplarındaki nakillere bırakır. Kıssayı tamamlayan ve aklı zorlamayan rivayetlerdir bunlar ama Kuran-ı Kerim kıssalardaki genel kuralı burada da işletir. İsimlere, ayrıntılara, mekânlara boğmaz mesajı. Net ve keskin çizgilerle olayın özüne bakar.)

Hz. İbrahim oğlu İsmail'i alnı üstü yatırır. Kurban edecektir. İç âlemi elbette buruktur, mustariptir ama karara boyun eğmektedir.

Hz. İbrahim bıçağı çalacaktır ince et parçasına ama Rabbim bıçaktan kesebilme kudretini kaldırmıştır. Bıçak bir pamuk yumağı gibi boyundan geçer.

İLK TEŞEKKÜR || TAMAMLANDI (Düzenlenecek)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin